IKYB`nin referandum kararı gündemin belirleyici konusu…
Referandumu erteletmek ve iptal etmek isteyen Kürdistan`ın tüm komşuları bu mesele ile birlikte inanılmaz derecede ümmetçi oluverdiler!
Ümmetin parçalanmaması konusunda öyle bir hassasiyetleri oluştu ki insanın gözleri yaşarıyor.
Tarih böyle bir ümmetçiliğe, böyle bir anti Yahudiliğe tanık olmuş mu bilmem!
Suriye`de birbirini doğrayan devletler ve örgütler birden ümmetçilik kavramını keşfetti: Ümmet parçalanmasın!
Behey şaşkın! Senin o gövdesini havaya uçurduğun, kafasını kör testere ile kestiğin/kestirdiğin insanlar bu ümmetin fertleri değil midir?
Dini, ulusal çıkarlarının üzerine sos niyetine boca etmeye alışkın oldukları için dinsel söylemlerle vurmak işlerine geliyor.
Yemen`de karşıdakine füze yağdıranlar, birbirinin camisine bombalı saldırıda bulunanlar bile ümmetçilik üzerinden demogoji kasıyor.
Gelelim iç politikaya… Türkiye`nin tavrına…
Türkiye medyası resmen savaş tamtamları çalıyor. Zannedersin bir kokteylde topluca bonzai çekmişler. “Durun kalabalıklar burası çıkmaz sokak” diyenlerin sesleri ya çok cılız çıkıyor ya da duyulmuyor.
Türkiye`nin Ortadoğu`daki tek müttefiki olan Barzani`ye bu kadar sert dalmasına “bi durun bu mesele öncelikli olarak Irak`ın meselesi, dalacaksa onlar dalsın” diyecek bir ses duyamıyoruz.
Türkiye`yi yöneten akıl(ki Doğu Perinçek`in ciddi bir katkısı var) Kürtlerde duygusal kopuşun yaşanmasına neden olacak gibi görünüyor.
Sanırım unutuluyor, Türkiye Cumhuriyeti sınırları dâhilince 25 milyon Kürt var.
Dünya İslam Liderliği iddiasındaki bir devletin yöneticilerinin bu 25 milyonun duygu dünyasını, Irak Kürdistan`ındaki Kürtlerle olan akrabalık bağlarından dolayı incineceklerini hesaplamadan verdikleri demeçler 2019`da iktidara yol-su-elektrik olarak geri dönebilir.
16 Nisan referandumunda Kürtlerin oyları ile çıkan “evet”; iktidar (bu kadarı üstüne vazife olmadığı halde) bu dil ile devam ederse 2019`da çantada keklik olmayacaktır.
Evet, Türkiye üstüne düşenden daha sert bir dil kullanıyor. Dışarıdan medyamıza ve siyasetçilerimize bakan referandum Irak`ta değil; Türkiye`de olacak sanır.
Türkiye`yi yöneten akıl yarın söylemesi gereken (söylenmesi gerekir mi o da ayrı bir konu) sözleri bugün haddinden fazla sarf ederek Kürtler nezdinde hızla kredi tüketmektedir. Irak Türkmenlerinin hukukunu savunma adına kullanılan gayrı milli milliyetçi dil aynı zamanda Kürtleri yaralayan dildir.
Bir söylem Türkmen`in hukukunu savunur; ama Kürdün ama Arab`ın hukukunu savunmuyorsa; dahası çiğniyorsa milli değildir; milliyetçidir.
Gayrı milli davranmaktan vazgeçin artık; zararı hepimize dokunacak.