Çocukluğumuz Holwood filmleri izlemekle ile geçti
Öyle ya Türkiye Küçük Amerika olunca…
90’lı yılların başıydı. Bazı evlere televizyonlar yeni yeni giriyordu.
Her Pazar bir kovboy filmi olurdu.
Western sineması tamamen algı üzerine kurulmuştu.
Sığır çobanlarını bize kahraman diye yutturmaya çalışıyorlardı.
Çocuktuk…
Kafa derisi soyan Kızılderililer ile öldürülen halkı koruyan kovboylar arasında bir tercihe sürüklüyordu bizi sinema.
Normal koşullarda üretilen algıya uyarak kovboyları tutmamız gerekirdi.
Nedeni bilmiyorum ama biz hep Kızılderilileri tuttuk!
Sonra o yılların en baba film konularından biri de Vietnam Savaşı filmleriydi.
Kahraman Amerikalılar!
Vietnamlıları özgürleştirmek için nasıl da savaşıyorlardı.
O yıllar şartlarında bir çocuk için oldukça yüksel algılı filmlerdi ama biz Vietnamlıları tutardık.
Rocky Balboa’ya bayılırdık ama Rambo’nun Afganistan’da yaptıklarında hep derinden, yüreğimizin bir köşesinden itiraz sesleri geldi! Sanki Rambo kahramanlık(rol) hırsızlığı yapıyor gibimize gelirdi.
Çocuk ve eğitimsiz olduğumuz halde bizler ve babalarımız hiçbir zaman zalimi tutmadı.
Tüm algılara rağmen tutmadı
Biz kafa derisi yüzdüğü iddia edilen Kızılderilileri – hem de nedenini pek bilmeden- çocuk yaşta haklı bulurken sonrakiler dudakları zangır zangır titreyen bebelerin öldürüldüğünü bildiği halde nasıl olur da ben Starbucks’tan vazgeçmem diyebiliyor.
Hani eğitim şarttı! En eğitimlilerimiz Starbucks üzerinden ümmetçilere ayar vermeye çalışıyor.
Boş verin ümmetçileri!
Latin Amerika’yı görmüyor musunuz
Ya İspanyollar…
Yüzbinlerin sokakta olduğu İngiltere, Amerika, Fransa…
Dünyanın her yerinde dinlisi dinsizi, Müslüman’ı Hristiyan’ı hatta Yahudisi bile sokağa dökülürken; Batı’da Starbucks şubelerine etkin bir boykot uygulanırken nasıl oldu da ülkemizde böyle bir kitle oluştu?
Şu vahşet görüntüleri vicdanı olan herkesin yüreğini dağlarken, yemekler boğazlarda yumruk oluyorken…
Hayır gerçekten şunun adını doğru koymak gerek!
Bu bir hayvanlaşmadır.
Zevkimden başka, midemden başka bir şey tanımam diyen anlayış insani bir anlayış değildir.
Çocukluğumuzun mazlumu olan Vietnamlılar komünistti, Kızılderililer putperestti!
O gün elbette bu özelliklerini bilmeden onları tutuyorduk
Bugün olsa yine Vietnamlıları, Kızılderilileri tutarız.
Çünkü biz mazlumdan yanayız. Çünkü mazlumdan yana olmak insan olmak demektir.
Starbucks’ta oturanlara bir soru sorarak bitireyim?
Siz çocukluğunuzda kimi tutardınız?
Kovboylar mı Kızılderililer mi?
Yay ve okları ile vatandaşlarını koruyan Filistinliler mi yoksa onların ülkesini işgal eden Siyonistler mi?
Pardon! Pardon! Bu soru sana göre değil!
Sen kahveni iç fikir, ahlak ve zeka gerektiren bir soru ile mideni meşgul etmeyeyim!