Mısır darbesinin gerçekleştiği dönemde Libya’da iç savaş zirveye çıktı. Müslüman Kardeşler’e yakın oluşumların devleti yönetme tehlikesi! baş gösterince Batı Emperyalizmi 30 yıldır Amerika’da olan Hafter’i piyasaya sürdü.

Hafter açık bir Amerikan desteği ile iç savaşı tırmandırdı. Ne var ki sonraki süreçte Amerika Ortadoğu’da sergilediği “derinlikli kaos stratejisi” gereği Hafter’e olan desteğini azalttı.

Amerika’nın Ortadoğu politikası iç savaşlar ve kaos üzerine kurulu olduğu için bir gücü sonuna kadar desteklemek yerine belli bir güce ulaştıktan sonra kenara çekilme ve izleme eksenlidir.

2016 yılında DEAŞ tehdidinden dolayı UHM’ye yardıma gelen ABD, Hafter’in UHM’ye yönelik saldırılarında ise kılını kıpırdatmadı.

Hatta bir yandan CIA bağlantılı Hafter desteklenirken diğer yandan UHM’yi ülkenin meşru yönetimi olarak tanımak ancak ABD’nin yapabileceği bir siyasetti. Derinlikli Kaos’un yaşanabilmesi için tarafların askeri güçleri birbirine yakın olmalıydı. Nitekim ABD zaman içinde UHM’ye olan desteği azaltacak ve tarafsızmış gibi davranacaktı.

Nitekim ABD, 2018 yılı sonlarında Libya’yı “izleme politikası”na geçince Hafter, Körfez ülkelerinden güç devşirmeye çalıştı. BAE, Suud ve Mısır’ın Arap Dünyasındaki aşırı İhvan karşıtı politikasından yararlanmaya başladı.

Son dönemlerde Hafter, özellikle politik olarak biraz daha sıkıştı. Çünkü BM’nin tanıdığı bir hükümetle savaşıyordu. Meşruiyet sorunu yaşıyordu ve Türkiye seri bir şekilde Libya meselesinde aktif bir politika izlemeye başlamıştı. Türkiye’nin bu radikal politikası Hafter ve yanlıları için devasa bir kriz demekti.

Hafter bu krizi aşabilmek için tüm gücüyle Trablus’a saldırsa da, Türkiye’nin Trablus hükümetine verdiği destekten dolayı bir türlü buraları işgal edemedi.

Türkiye’nin Libya mutabakatından sonra daha açık ve resmi bir şekilde Libya’da kendini göstermesi Hafter’in daha da sıkışması anlamına geliyordu. Zira bölgede Hafter karşıtı pozisyon alan tek ülke Türkiye’ydi.

Arkasında ciddi bir Körfez bloğu olduğu halde Hafter özellikle Batılı Güçlere oynamaya devam etti ve önce Rusya’ya oynadı, olmadı. Çünkü Libya’da derinlikli kaos stratejisi yani merkezi bir hükümetin olmayışı Rusya’nın da çıkarlarınadır. Merkezi iktidarı olan bir Libya Avrupa ülkelerine doğalgaz satmaya başladığı an Rusya’nın ekonomisi allak-bullak olacaktı. O halde en iyi çözüm savaşın sürmesi.

Rusya’dan umduğunu alamayan Hafter son ziyaretini Yunanistan’a yaptı.

Mutabakatla birlikte Yunanistan’ın Akdeniz’de kolları kesildiği için “belki bir ittifak kurabiliriz” anlayışı ile yapılan ziyaretin Libya iç savaşında Hafter’e askeri bir katkısı olmayacaktır.

Haftaya Berlin Zirvesi toplanacak. Muhtemelen Suriye konulu Cenevre konferasnlarının akıbeti yaşanacak. Yani derinlikli Kaos’a hizmet edecek.

Şu durumda Türkiye’ye radikal politikalar uygulamak dışında bir seçenek kalmıyor.

Ya Türkiye’ye büyük kazanımlar sağlayan mutabakatın kesintiye uğramaması için Hafter’le açıktan ve daha sert bir savaşa girişecek ya da Hafter ve arkasındaki güçlerle(Sisi rejimi/BAE/Suud) anlaşmanın yollarını bulacak. Çünkü Batılıların çözüm ürettiği görülmemiştir.