Sonda söyleyeceğimizi en başta söyleyelim

Bu intiharların en büyük suçlusu ekonomi değil medyadır.

Fatih'te 1 kadın 3 kardeşini öldürdükten sonra intihar ediyor ama medya olayı nasıl veriyor?

Dört kardeş intihar etti

Antalya'da bir baba 2 evladını ve eşini öldürdükten sonra intihar ediyor medya cinayeti,  "Toplu İntihar" şeklinde servis ediyor.

Ölenlerin arkasından yapılan habercilik geride kalanlara aslında “sen de zora düşünce, çaresiz kalınca intihar edebilirsin” mesajı veriyor.

Din adamımıza bakıyorum meseleye dinsel yaklaşmak yerine bir psikolog edası ile yaklaşıyor ve “efenim eğer kişi ölmeden önce bir cinnet yaşamışsa ahirette “intihar anında delirdiği için” hesaba çekilmez diyebiliyor.

Peki, bu sözleri geride kalan nasıl anlıyor?

Demek ki intihar edersem “eskilerin dediği gibi imansız ölmüş sayılmam”, zaten bunalımdayım, cinnet hali yaşıyorum, ahirette de başım belaya girmeyecekse niye intihar etmeyeyim ki!!!

Toplu bir akıl tutulması yaşıyoruz. İntihar vak’alarının artmaması için caydırıcı fetvalar verilmeli iken herkes psikolog kesilmeye başladı.

Hümanizma çılgınlığı ve medyanın algı operatörlüğü bir yanda kalsın da sözü Ebû Hureyre’den gelen rivayete bırakalım.

Ebu Hureyre (ra) Resûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellemin şöyle dediğini rivayet etmiştir:

“Kim kendini bir dağdan atar da intihar ederse o Cehennem ateşinde kendini hep ateşe atıp durur. Sonsuza dek böyle devam eder. Kim zehir içerek intihar ederse Cehennem ateşi içinde zehiri elinde onu içer durur. Sonsuza dek böyle devam eder. Kim bir demir parçasıyla intihar ederse demir parçası elinde Cehennem ateşi içinde onu ha bire kendine vurup durur. Sonsuza dek böyle devam eder.”

İntihar edenin arkasından “Suçlu sen değilsin, ekonomiydi, Suçlu sen değilsin elektrik şirketiydi. Bak borcunu ödeyemediği için intihar etmiş zavallı. Ev sahibi insan olsaydı zaten kira istemezdi onlardan” tarzı bir yaklaşım geride kalanlar için intiharı özendirmekten başka bir şey değildir. Hem bu ülkede yaşayıp da benzer sıkıntıları yaşamayan kim var ki! Herkes intihar mı etsin?!

Şüphesiz toplumsal iman eksikliği, toplumsal dayanışma eksikliği, toplumsal iletişim eksikliği intiharların nedenlerindendir. Lakin bir yerlerdeki eksiklikleri gidermenin çözümünü aramak gerekirken ölenin arkasından “Suçlu sen değilsin eksikliğimizdir” yaklaşımı hayra hizmet etmez.

Kendimizi ve var olan köhnemiş realiteyi elbette eleştiririz ve şüphesiz az veya çok hepimiz suçlu ve sorumluyuz ama intihar edene suçsuzmuş gibi davranmak korkunç bir cehalettir.

Allah’tan ümit keserek intiharı bir seçenek haline getiren insanların arkasından sanki cennetle müjdelenmişler gibi konuşmak geleceğimizi dinamitlemektir.

Unutmayalım ki bu minvaldeki bir haber, bir paylaşım genç dimağlarda korkunç tahribatlara neden olur. Zaten zorluklar karşısında çabuk pes eden bir yapıları var… bir de bu haber/algı oluşturma dilini gördüklerinde iyice bir çökeceklerdir.

Çözüm insanlara iman yüklemenin yollarını aramaktır, intiharlara gerekçeler hazırlamak değil.

Hem Rabbim hiç kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez.. Biz böyle bilir böyle inanırız.