Suriye`de talepler/çığlıklar yükselir ezber cümlemizi kınından çekeriz: “Bu bir Amerikan projesi”
Yemen`de, Libya`da Irak`ta… Hülasa-i kelam nerede bir sorun ortaya çıksa sihirli cümlemiz ortaya çıkar ve düşünmek isteyenleri, sorunu teşhis etmek isteyenleri doğramaya başlar: “Bu bir Amerikan projesidir ve talepleri dillendirenler de farkında olsun ya da olmasın Amerikancıdır”
Yani İslam dünyasının hiçbir sorunu yok, hiçbir çelişkisi yok ve Amerika binlerce kilometre öteden gelip birilerini kandırıyor sonra savaş çıkıyor öyle mi?
Biz el eminiz, biz Müslümanca yaşıyoruz, biz özgürlük talepleri konusunda iyiyiz ve Amerika buna rağmen bizi kullanıyor. Öyle mi?
Bu kadar sığ ve cahil bir yorum için Kur`an ne der acaba?
Mesela Huneyn günü için Müslümanların çokluktan dolayı kendini beğendiği, bu beğenmişlik duygusundan dolayı ilahi yardımın geciktiği, yeryüzünün bütün genişliğine rağmen Müslümanlara dar geldiği vurgulanır ve zaferin Allah`ın yardımında olduğunun altı çizilir.
Oysa o savaş müşriklerin son savaşı İslam devletinin gücünün zirvede olduğu bir savaştı ve neredeyse İslam ordusu yenilecekti. Neden? Devlette değil ama yürekte maraz vardı.
Oysa şimdi bırakın yürekleri, İslam dünyasının neredeyse tüm devletleri maraz devletleridir. Hastadır. İnsan hakları kavramını peçete gibi kullanır. Ama bu sorunlara bakmaktan daha kolayı vardır: “Kahrolsun Amerika”.
Aslında ne Amerika`dır ne de Rusya`dır sorun. Sorun dikta rejimler olduğu halde sorunu dışarıda arama hastalığımızdır sorun…
Uhud savaşında İslam ordusu ağır bir yenilgi almıştı ama ashabı güzin “Eğer Halid Bin Velid Uhud dağını dolanıp bizi arkadan vurmasaydı, yenilmezdik” demiyorlardı. Peki ne diyorlardı. “Yerimizi terk etmeseydik, bu hale düşmezdik” diyorlardı.
-Suçlu kim? Biz!
-Neden? Çünkü görevimizi yerine getirmedik.
-Gelelim bize Suriye yangın yeri… Öyle mi? Evet!
-Peki, suçlu kim? Amerika… Tabi ki Amerika. Biliyorsunuz ABD`nin Büyük Ortadoğu Planı var…
-Sus! Sus! Dinlemek istemiyorum ezber cümlelerini… “Bir toplum içeriden çürümemişse dışarıdan tazyik ne kadar büyük olursa olsun yıkılamaz” desem de anlamazsın. “Çürümenin en büyük nedeni tiranlardır, ister bu Suud tiranı olsun ister bu Suriye tiranı olsun fark etmez” desem de nafile.
Kur`an, müşrikleri asla özne(asıl güç) olarak görmedi ve Müslümana “hatanda da sevabında da özne sensin” der. Problemli din anlayışında ise sevapta özne Müslümanlar günahta özne şeytan veya kafirler. Ne kadar adaletsiz bir paylaşım!
İşte bu din anlayışı, adı Müslüman isimliler zulmedince susar, adı kafir olanlar zulmedince vaveyla eder.
Hülasa zulmü işleyenin adına değil sıfatına bakacaksın. İşlediği zulüm mü? Evet.
Sakın araya “ama” cümlesi yerleştirme ve zalimden beri ol. İşte o zaman felah gelir…