Üst aklın görev verdiği bir kesimin piyasaya sürdüğü ve önü arkası kesilmiş videolar üzerinden hocalar hedef alınmaya başlandı. Sanırım önümüzdeki günlerde farklı hocalar ve çevreler üzerinden bu saldırgan politika sürecek.
Bunun bir proje olduğunu, 28 Şubat`ın daha profesyonel ve soft bir şekli olduğunu belki bir süre sonra anlayacağız.
Evet, kanaatimce bu bir projedir ve devamı gelecek. Hocaların sözleri cımbızlanacak, belki bir fıkıh kitabında geçen bir bahis bugünlere teşmil kılınarak “devlet aygıtı bunu durdurmak için harekete geçmeye çağrılacak”
Bunu ileriki günlerde daha net göreceğiz.
Bu süreçte ilginç olan bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın aktifliğiydi.
Erdoğan`ın bu durumlarda susması bekleniyordu. Bu alana -belki de şimdilik- girmeyeceğini düşünüyordum.
- kefen satanlardan, dansöz oynatana, cennet tabusu verenden, para karşılığında dua edene kadar gırla adam var- ama Erdoğan konuştu.
Hatta sadece konuşmadı Diyanet ve ilahiyat fakültelerine “boşluk”u kapatmaları gerektiğini kibarca emreyledi.
Erdoğan`ın sözlerinden sonra 81 il müftüsü Ankara`da dün toplandı. 4 gün sürecek toplantıda Diyanet`in eksikleri masaya yatırılarak yeni dönemde Diyanetin nasıl daha aktif olacağı değerlendirilecek.
Güzel…
Gerçekten çok güzel ama Cumhurbaşkanı konuştuktan sonra diyanet yetkililerinin toplanmaları, açıklama yapmaları beni doyurmuyor.
Hukuk alanındaki, ulaşım alanındaki hatta mimari alanındaki çarpıklığı (hatırlayınız kuleler meselesi) Erdoğan konuştuktan sonra ilgili bakan ve bürokratların konu hakkında eleştirilerde bulunması çok sevimsiz geliyor bana.
Cam filmi meselesi oluyor. Kamuoyu infial derecesinde tepki koyuyor ama “bana mısın” diyen yok. Ta ki Erdoğan konuşunca akan sular duruyor ve ilgili bürokrat ve siyasetçiler kendilerini “aslında biz yanlış yapmışız” moduna alıyor.
MTV`ye yüzde 40 zam yapılıyor; halk şiddetle “olmaz böyle bir şey” diyor, ilgili bakandan ses çıkmıyor. Ta ki Erdoğan “ben yaptım oldu uygulamasında ekonomi politikasında yer yoktur” deyip zammı geri çektirene kadar.
Neredeyse tüm meselelerde vak`a bu. Erdoğan gündem belirliyor, itiraz yükseltiyor sonra diğer yetkililer konuşmaya başlıyor…
Evet, Erdoğan oldukça güçlü bir lider… Fakat atadığı bir bakanın toplumsal meselelerde Erdoğan`ın gerisinde kalmaması gerekir.
Erdoğan konuştuktan sonra ilgili bakan ve bürokratların konuşması can sıkıcı zira bu durum o koltukların doldurulamadığı sonucunu doğuruyor.