Okumak, gelişmek, yenilenmek ölünceye kadar devam eden bir süreçtir. Okumanın türlü yolları olsa da “bilgi ve öğrenme” deyince ilk kitaplar gelir aklına insanın. Hayat yolculuğunda en önemli ve vazgeçilmez rehberdir kitaplar. Kitaplar sayesinde daima gelişme ve ilerleme kaydederiz.
Kitap okumak, harika bir ihtiyaç ve aktivite olsa da ne okuduğumuz çok daha önemli bir mevzudur. İnsana biçilen ömür, verilen zaman; sınırlı olduğu için her şeyi okuyup öğrenme gibi bir lüksü yoktur. Kitap okumaya önem verdiğimiz gibi ne okuduğumuza da çok dikkat etmeliyiz. Milli Eğitim müfredatında öğrencilerin okuması zorunlu tutulan kitap listesinin çoğunu edebiyat öğretmenleri ya da Kültür Bakanlığı tavsiyesi diye okulun belirlediği kitaplar oluşturuyor.
Edebiyat ve dil gelişimi, muhakeme ve yorum gücünü geliştirmek için öğrencilere onlarca kitap zorunlu gibi dayatılıyor. Bu kitapların çoğunluğu Batı Klasiği yada yerli ama batı zihniyetine ve kültürüne entegre olmuş yazarların yazdığı kitaplardır. Edebiyat ve dil açısından öğrencinin gelişimine katkı sağlasa da içerik açısında iman vd. ahlakî duyguları dejenere eden bozuk felsefi fikirleri empoze etmesi yönüyle genç dimağları telafisi zor olacak şekilde zehirlemektedir.
Bilinçsiz anne ve babaların evlatlarını kayıtsız şartsız okul ve öğretmenlere teslim etmesi, sorgulamadan ve dikkat etmeden verilen her kitabı okutması evlatlarımızın ta ilkokuldan başlayarak okunan bu tarz yarardan çok zarar veren içeriğe sahip kitaplar yüzünden beyinleri adeta hipnoz oluyor. Ne yazık ki verilen zararı bilmediği ya da tahmin etmediği için bu kitapların okunmasında da bir beis görmemekte tam aksine teşvik etmektedirler. Netice itibariyle bugünkü ahlaki dejenerasyonun bir müsebbibi olan bu kitaplar gözden kaçıyor ya da hiçbir zaman farkında bile olunamıyor. Bir ebeveyne düşen görev bu olmamalı okulda verilen ya da almamızı istedikleri her kitabı almak ve okutmak zorunda olmadığımızı kararlı bir şekilde ifade edebilmeliyiz.
Evladının akademik başarısını hedefleyen ebeveynler beyni erken yaşlarda bulanan çocuğun başarısının da düştüğünü göz önünde bulundurmalı. Okunacak kitapları seçerken faydalı bilgileri ihtiva eden ve edebiyat açısından da zengin dile sahip sağlam ve güvenilir kaynaklar seçilmeli ve okutulmalıdır. Belli bir seviyeye gelmiş, edebiyat ve dil açısında da kendini geliştirmiş öğrenci ya da yetişkinin bir ömür bu batılı zihniyetin safsatalarını okumaya mahkum oldukları zannı tamamen bir yanılgıdır. Okunacak yüzlerce faydalı eser varken arada da olsa boş ve müstehcen içerikli kitapları okumak yarardan çok zarar verir.
Hayatta bize verilen her nimetten sorulacağımıza göre bize verilen belleğimiz ve hafızamızın da alanını neyle doldurduğumuzun hesabının da sorulacağını unutmamalı. Kısa ömrümüzü malayani bilgilerle tüketmemeli...