Öncelikle bazı istatistiki bilgiler vereyim.
Bugün ülkemizde asgari ücret net 949,07 TL brüt ise 1.201,50 TL`dir.
Buna mukabil AB`ye girmek isteyen Avrupa ülkeleri arasında asgari ücret ise;
Almanya`da 2.234 Avro(6.690,00 TL) İsviçre`de 4.948 CHF(14.230,00 TL)`dir
İşçi kesimi arasında asgari ücretli oranı ise İspanya %7 iken Türkiye`de %48 dir.
Türkiye %48 de asgari ücretli işçilik oranın önemli bir kısmı asgari ücretten daha fazla ücret alırken vergisel yükümlülüklerden dolayı asgari ücretli olarak görünmekte. Buna karşın yine birçok kişi ise asgari ücret dahi alamaz iken resmi kayıtlarda asgari ücretli görünmekte. Ayrıca yüzbinlerce işçinin ise hiçbir kaydı dahi yok.
2014 yılında ise asgari ücretlinin vergi dilimi %15 den %20`ye artırıldı. Ortalama olarak Devlet asgari ücretliden birçok isim altında 250 TL civarında vergi alıyor. Asgari ücretlinin işverene maliyeti ise yaklaşık 1500 TL`dir.
Nisan ayı itibariyle Türkiye`de 4 kişilik ailenin açlık sınırı: 1.334 TL`ye, yoksulluk sınırı ise 4.344 TL`ye yükseldi.
Seçim arifesinde iktidar partisi hariç bütün partiler asgari ücret miktarını artırmak vaatlerinde bulunuyor.
BTP : 5000
DSP : 2000
HDP :1800
CHP :1500
MHP :1400
Bu rakamlara karşı iktidar partisi mevcut 950 ücretin yeterli ve makul olduğu hatta bu ücretin işçilerin yararına olduğunu söylemekle birlikte işverenlere seslenerek asgari ücreti yükseltmek isteyen diğer partilere “seçimde hadlerini bildirin” çağrısında bulunuyor.
AKP`nin asgari ücretini artırmama gerekçelerine bakarsak;
1- İşsizlik oranının artacağı,
2- Sorunun devlet sorunu olmadığı, aksine özel sektör sorunu olduğu,
3- İşçilik maliyetlerinin artacağı dolayısıyla üretimin azalacağı ve de enflasyonun artacağı,
4- Muhalefet partilerinin salt seçim argümanı olarak kullandığı,
5- AB ile kıyaslamanın doğru olmadığı,
6- Ekonominin ciddi zarar göreceği,
7- Yabancı sermaye ve yatırımcının kaçmasına neden olacağı,
Kanımca;
Gerekçe ne olursa olsun, bir kişiyi açlık sınırı altında devlet politikası olarak çalıştırmanın kabul edilebilirlik tarafı yoktur. Şuandaki ücret sadece aç kalmamak içindir. Hiçbir ihtiyacı karşılayabilecek düzeyde değildir. Açlık sınırı altında çalışmak ancak kölelik sisteminde olur. Açlık sınırında birini çalıştırmak, hem İslam`a hem de Anayasa dahil, meri mevzuata aykırıdır.
Mutlak bir surette bunun ivedilikle iyileştirilmesi gerekir. Ekonomik yapısal dengeler gözetilerek kademe kademe yükseltilmelidir. Öncelik asgari ücretliden vergi muafiyeti olması gerekir.
Hükümetin savunmalarına yönelik olarak ise;
1- AB ülkeleriyle TR`nin kıyaslanması da bir noktada doğru değil. Zira $/TL/€ paritesini ortaya koyarak asgari ücreti karşılaştırmak doğru değildir. Çünkü her para biriminin kullanıldığı ülkede o birim 1, yani 1000 € veya 1000 TL ya da 1000 € alan kendi ülkesinde o kadar para alıyor. Asgari ücret kıyaslamasında AB ülkeleri yaşam standartları kira, ısınma, yiyecek, giyim, ulaşım ve sosyal hakları da barındırırken Türkiye de asgari ücret hesaplanırken bu kalemler dahil edilmiyor, sadece açlıktan ölmemesine dikkat ediliyor.
2- İşsizlik oranı artabilir ancak bu alınacak tedbirler kademeli bir artışla önlenebilir.
3- Sorun, salt bir özel sektör sorunu olmayıp bizatihi devlet sorunudur. Her ne kadar devlet kurumlarında çalışan işçiler asgari ücretli olmasa da en basitinden devlet aleyhine açılan tazminatların asgari ücret üzerinden hesaplanmaktadır. Ayrıca Asgari ücretin artışında da SGK bakımında da devlete ciddi bir yük getirecek. Bunun için AKP, sorun benim değil; kendi kendini ve bizleri kandırmaktadır.
4- Üretime dönük olarak yapılacak teşvikler, vergisel indirimler üretimi azaltmanın önüne geçebilir.
5- Diğer siyasi partilerin bunu seçim argümanı olarak kullanmaları gayet doğal, mantıklı ve tutarlıdır. Ancak bazı partilerin bu yöndeki vaatleri inandırıcı olmadığı gibi seçmeni açıkça aptal yerine koymaktır. Örneğin HDP belediyelerinde birçok işçi SGK kayıtlarında asgari ücretli görünmelerine rağmen 750 maaş ile çalışmakta. Yine 5000 vaat eden Haydar Baş`ın öncelikle kendi şirketlerinde ve kurumlarında çalışanlarına bu ücreti vermesi gerekir.
6- Dolaylı vergiler, özel tüketim vergileri düşürülerek enflasyonun artması önlenebilir.
7- Özellikle yabancı yatırımcı ve sermayenin Çin`e kaçmasının savunulacak hiçbir yanı yoktur.