İnsanlık onurunun yerle bir olduğu işkencenin, vahşetin ve faşist uygulamaların doruklarda seyrettiği bir gün: 08.02.2014 Bolu F Tipi Cezaevi,

ve yine bir işkence hem de ölümüne,

vahşetin her türlüsü sergilenmiş narin bedene,

Failler Cezaevi Personeli; Mağdur mahpus Cihan Yeşil,

Uğraşmalar, didinmeler, başvurular, takipsizlik, retler, itirazlar ve dava....vs.

Nihayetinde nadir olsa da işkenceden dolayı dava açılmıştı. Bir başarıydı bu!

Türk yargısını bilen bilir, bu dosyalarda göstermiş olduğu dava açmama refleksini,

Nihayetinde yaklaşık 1,5 yıl sözde yargılamanın sonunda;

KARAR;

Failler ile mağdurun yer değiştirilmesine;

Fail işkencecilere BERAAT;

İşkence mağduruna 1,5 YIL HAPİS CEZASI,

NEDEN Mİ?

Karartılan, yok edilen, görmezlikten gelinen onca delile rağmen ve tevili ikrarlara rağmen sözde delil yetersizliğinden işkencecilere beraat;

İşkencecilere ve işkenceye uslu uslu teslim olmayıp direnmesinden dolayı da Cihan Yeşil`e ceza.

Egemen/Muktedirlere karşı direnmenin ve hak arayışının cezası 1,5 yıl hapis cezası...

Söylenecek sözler boğazda düğümleniyor!

AYM, yargının en tepesinde bulunan mahkeme, 2 yıldır iş başında.

Bir umut belki bir ışık olarak bakıldı, adalet bekleyenlerce...

Ancak gelinen aşama itibariyle diğerleriyle aynı anlayış ve çizgide olduğunu tescilledi.

Konjonktürel ve statükocu yargının en üst mahkemesi olduğunu da tescilledi.

Balyozda dijital delillerden hak ihlalini gören Mahkeme,

Hizbullah üyelik dosyalarında dijital delili tam delil olarak kabul etti ve hak ihlali görmedi

Dosyalar arasındaki fark mı var? HAYIR!

Peki Ne?

Yargılananlar arasında fark var; yargılananların arasındaki ÜSTÜNLÜK FARKI!

Yargı kimden taraf;

Tarihsel bir gerçek olan her daim GÜÇ VE GÜÇLÜDEN YANA,

Mazlumların sesi onların nezdinde sadece bir sivrisinek VIZILTISIDIR.

Yargı yine görevini eksiksiz yaptı. Bunun adı, hesap biçme ve görme aracı!

....

Geçen hafta içinde bizim vekil olarak taraf olduğumuz iki dosya maalesef bu şekilde sonuçlandı. Beklediğimiz sonuç muydu? Evet ancak bu sefer de belki yanılabilir miyiz, bir şeyler değişti diye umutlanıyorduk. Ama yanılmadık.

Peki bu yargının sorumlusu PARELEL mi, DİKEY mi, ÇAPRAZ mı yoksa DÜŞEY mi ya da farklı bir GEOMETRİK şekle bürünen yargı mıdır? Hayır!

Asıl sorumlusu statükocu, konjonktürel davranan yargı sisteminin mensuplarıdır ve bu mensuplarını oraya yerleştiren, devam ettiren, bunlardan nemalanan ve de sisteminin rantından beslenen herkestir. İşkenceci kadroları cezalandırmak ve tasfiye etmek yerine bunların sırtının sıvazlayan muktedirlerdir.

Son olarak, işkencecilere göz yumanlar, destekleyenler, azmettirenler, aklayanlar, paklayanlar, sırtını sıvazlayanlar belki bu yargı sisteminden kurtulabilirsiniz. Hatta ödül de alabilir siniz! Ancak ahirette mutlak yargının önünde nasıl hesap vereceksiniz? Nasıl aklanıp, paklanacaksınız? O, yargılayacakların en güzeli ve en adaletlisidir.