Bismillah…

Ülkemizde, pandemiden dolayı vaka, ağır hasta ve vefat sayılarının artması üzerine zorunlu bir tercih olarak tüm kademelerde uzaktan eğitime devam edilmesi yönünde karar alındığı herkesin malumu... 

Yüz yüze eğitim sürecinde var olan fırsat eşitsizliğindeki vahim durumun, uzaktan eğitim ile devasa boyutlara ulaştığına şahit olmaktayız.

Bu süreçte, öğrencilerimizde gerçekleşen öğrenme kaybı; öğrenci ve velilerde ciddi manada kaygı ve stresin oluşmasına sebebiyet vermişti.

MEB’in geçtiğimiz günlerde LGS ve YKS sınavlarında, öğrencilerin tüm müfredattan sorumlu tutulacaklarına dair açıklama yapması, bu kaygı ve stresi; psikolojik ve ruhsal hastalık ile sonuçlanacak düzeye çıkardı.

Bunun sebebi ülkemizde, maalesef bu iki sınavın amaç, eğitim sisteminin ise araç haline dönüştürülmüş olmasındandır…

Ben, MEB’in bu kararı alırken bazı gerçekleri göz ardı ettiğini düşünüyorum.

Öncelikle uzaktan eğitim; tablet, bilgisayar ve akıllı telefon gibi bazı materyalleri zorunlu kılmakta. Ekonomik açıdan sıkıntı yaşayan ailelerin, bu iletişim cihazlarını temin etmede işin başında yaşadıkları zorlukları, şu an itibariyle ikiye katlanmış şekilde yaşadıklarını görmekteyiz. 

Çünkü; pandeminin başlamasından bu güne değin, bu cihazlara neredeyse yüzde yüze varan astronomik zamlar yapılmış. Yapılan zamlar, azımsanamayacak sayıda velinin bu ihtiyaçları temin etmesini, hali hazırda imkânsız hale getirmiştir. Bu sebeple hükümet, yapılan zamların makul oranda geri çekilmesi için müdahalede bulunması ve acilen bu iletişim ve bilişim araç-gereçlerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırması gerekir.

Bir ara, 500 bin tabletin dağıtılacağı söylendi, ancak; şu an’a kadar, şahit olduğumuz kadarıyla, ciddi bir adım atıldığı söylenemez. 

Yine, uzaktan eğitimin olmazsa olmazlarından biri internet erişimidir. Coğrafik ve özellikle ekonomik sebeplerden dolayı internet erişimi olmayan öğrencilerimizin canlı ders hususunda mahrumiyet yaşadıklarını müşahede etmekteyiz.

Kırsal kesimlerde internet erişim alt yapısının teknik açıdan yetersiz olması ve ekonomik yönden de birçok ailenin sıkıntı içerinde bulunmasını, yaşanan mağduriyetlerin ana sebebi olarak sayabiliriz.

İnternet erişimine ulaşabilecek mekânlara giderek ihtiyacını gidermeye çalışan öğrencilerimiz, bu günlerde, sokağa çıkma kısıtlamasından dolayı daha bir mağduriyet yaşar oldular. 

Hükümetin, uzaktan eğitim ile ilgili hem teknik ve hem de ekonomik yönden yaşanan sorunlara bir an önce çözüm üretmesi elzemdir.

Başka bir husus ise, müfredatın mahiyeti ile ilgili durumdur. Müfredatın içeriği, yüz yüze eğitim ve 40 dakikalık dersler göz önünde bulundurularak hazırlanmıştır.

Uzaktan eğitimin, yüz yüze eğitime kıyasen verimsiz oluşu; uzaktan eğitimdeki derslerin 30 dakika oluşu ve ayrıca canlı derslere girişte yaşanan bağlantı sorunları, müfredatın hafifleştirilmesini gerekli kılar. MEB’in ya konuları azaltması ya da mevcut konuların sadece önem arz eden birkaç kazanımının verilmesi yönünde güncellemede bulunması gerekir.

  Söz konusu ihtiyaçların giderilmesi ve düzeltmelerin yapılması, dezavantajlı durumda bulunan öğrenci ve velileri bir nebze de olsa rahatlatacaktır.

Allah(cc)’a emanet olunuz.