‘Çok gezen mi bilir çok okuyan mı?` demişler. Bu ara Güneydoğu ve Doğu Anadolu`yu gezme fırsatı bulduk. Bazı tespitlerimizi okuyucularımız ve ülkemizi idare edenlerle paylaşalım istedik. İnşallah hayırlara vesile olur.
İlk olarak Doğu illerimizden olan eski adıyla Elaziz 90 yıllık adıyla da Elazığ olan ilimizden bahsedeyim. Bu ilimiz yaklaşık on yıl belediyecilik anlamında geri kalmıştı. Fakat son seçimlerde gelen belediye başkanı birçok köprüler ve tüneller yaparak şehrin trafiğini düzeltmiş. Ayrıca her hafta Çarşamba günleri Belediye Kültür Merkezi`nde düzenlenen Siyer Mektebi ve Tefsir dersleri de takdire şayandır. Darısı diğer şehirlerimizin başına… Belediyelerin imkânlarını toplumu ıslah etmek için kullanması gerçekten de ümit verici. Fakat bir önerimiz olacak ki şehrin özellikle ara mahalleleri ve caddeleri ağaçlandırılmalıdır. Bir de Hazar Gölü`nün halkın kullanımına daha uygun olarak çevre düzenlenmesine ihtiyaç var.
Özellikle Doğu ve Güneydoğu`daki Kent Konseyleri`nin mütedeyyin kişilerce tekrardan yapılandırılıp PKK`nın tahrip ettiği şehirler ve zihinlerin bu vesile ile onarılabileceğini ifade etmiştik. Bu konseyler PKK`ya tamamen adam devşirme merkezlerine dönüşmüştü. Gelin görün ki geçenlerde Kent Konseyleri Bölge toplantısı oluyor ve eski PKK`ya yakınlığı ile bilinen Kent Konseyleri Başkanları bu toplantıya davet ediliyor.
Bu konuya bir el atılmalıdır. Özellikle Bölgedeki Belediyelerin Kent Konseyleri tekrardan yapılandırılmalı ve Bölgenin menfaatlerini önceleyen insanlarından seçilen kişilerle tekrardan şehirlerimizin imarı için çalışan bir kuruma dönüştürülmelidir.
Bu arada Diyarbakır`ı gezme fırsatı bulduk. Kayyumlar, şehri çöplerden temizlemişler gerçekten. Daha önceden HDP`nin belediyeleri çöpler konusunda bile aciz kalıyorlardı hatırlarsanız. Hz Süleyman camiine gittik. 27 şehit sahabenin meftun olduğu bu mübarek yer gerçekten de görülmeye değer. Park ve bahçe düzenlemesi yapılmış ama çok yetersiz. Mesela Gaziantep`teki Bir Dülük Baba Tabiat Parkı`nda olduğu gibi bir su akıtılabilirdi. Ağaçlandırma da yetersiz. Bunları yapmak için Belediyenin geliri yok demeyin sakın. Bu işi belediyeden çok ilgili Bakanlıkların üstlenmesi gerek. Bu arada Hz. Süleyman`ı ve şehit sahabeleri ziyarete gelen 100`den fazla Erzurumlu gençle karşılaşmak bizi sevindirdi. Aslında bu tür gezileri tüm belediyeler özellikle tarihi şehrimize düzenlemelidir. Çünkü bu şehirde sahabeler ve Eğil ilçesinde peygamberler metfun.
Bir de Ulu Camii… Binlerce yıldır içinde Allah denilen kadim cami… Diyarbakır`daki bu caminin düzenlenmesi takdire şayan… Ama halen cami tuvaletlerinden para alınması hiç yakışık almıyor. Birçok ilimizde merkezi camilerin tuvaletlerine belediye bakıyor ve halkı rahatsız eden para isteme işini kaldırmış durumda. İnşallah Ulu Cami`de de bu uygulama kalkar. Şehrin ağaçlandırma konusunda çok fakir olduğunu yetkililere hatırlatmak isteriz.
Bu arada Diyarbakır`ın Bağlar semtinde bulunan Selam kitapevi dikkatimizi çekti. Fakir bir semtte böyle büyük, içinde okuma yerlerinin bulunduğu alanlara yer verilen bir kitapevinin olması insanı sevindiriyor.
Diyarbakır`dan haber verip de Yusufileri unutmak olur mu hiç. Yüreğimizdeki yaradır onlar. Yakup`un hasreti gibi bir hasretle beklendikleri için Yusuf oldular onlar. Kimi 25 kimi 26 yıldır zindanda olan bu nur yüzlü mazlumlar artık 5–6 yıl kalan zamanlarının dolmasını bekliyorlar. İyi ki hayat buradan ibaret değil diyorlar. Ve dua edip dua istiyorlar.
Gelelim Bölge insanının AK Parti ve MHP ittifakına bakışına… Bölge halkının bu konuda bir endişesi var. Nedir o endişe? Irkçılık hastalığının bulaşması endişesi. Yani AK Parti ve yöneticileri başta Cumhurbaşkanı olmak üzere ırkçılığa karşı olduklarını söylemlerinde belirtmişler. Arakan olsun, Filistin olsun, Ümmet coğrafyasındaki mazlumlar için hiç olmazsa seslerini yükseltmişler. Fakat MHP`nin söylemlerinin hükümetin söylemlerine dönüşmesi demek PKK gibi örgütlerin palazlanması demektir. Bu da ümmetin 1. Dünya Savaşı`ndan sonraki halinin devam etmesi demektir. MHP övündüğü atalarının ümmetçi anlayışı ile hareket edip AK Parti ve MHP gibi ülkenin iki büyük partisi birlik olsa ve ümmetçi bir çizgiye gelseler kimsenin diyeceği bir şey yok. Ama AK Parti, MHP çizgisine kayıp Sarıkamış`ta binlerce askerimizi telef eden Turan fikirini savunmaya kalkarsa bu millete de bu millete ümit bağlayan mazlumlara da yazık olur. Olay bu.
Selam ve dua ile…