Malumunuz eğitim anlamında ülkemizde bazı değişiklikler yapılmaya çalışılıyor. Özellikle yıllardır bu milletin kültürel kodları ile çatışan eğitim sistemi ile alakalı, müfredat ile alakalı iyileştirmelere gidildi. 1. 5. ve 9. Sınıf öğrencilerine uygulanarak başlatılan müfredat değişikliği eksiklerine rağmen, eski müfredatla kıyaslandığında milletimiz için bir serin su gibi geldi. Biraz da olsa yerli bir eğitimin çocuklarımıza verilmesi gerektiği anlayışı ile hazırlanmış müfredat, elbette takdir edilmesi gerekir. Fakat yeterli midir? Tabi ki de hayır.  ‘`ÖSYM neden istişare etmez?`` başlığı ile değinmeye çalıştığımız ilmiye sınıfının küskünlüğü giderilmelidir. Yani bu ülkede İslami ilimlere hakim, İlahiyat Profesörleri, Medrese Seydaları, Diyanetteki müftülerimiz ve kısacası ilim erbabı hocaların da gözden geçirdiği, okuyup incelediği, istişaresine ve incelemesine sunulmuş ve onay almış bir müfredatı bu halk benimser.

Tekrar tekrar söylüyoruz ki bu ülkede halen İslam alimleri hak ettiği değeri görmüyor. Yani Müslüman bir ülkenin eğitim müfredatı düzenlenirken ilk olarak İslam alimlerinin fikir, öneri ve istişaresi ile başlamalıdır. Birileri İskilipli Atıf Hocaları, Said-i Nursileri hatırlatarak bu ülkede alimler hapse atılırdı, idam edilirdi. Şu an ne kadar iyi durumdayız deyip de bu ülkenin mazlum milletinden gönül dolusu aferin beklemesin. Ne zaman alimler bu ülkenin eğitim müfredatı ile uğraşır ve eğitimi Kur`an`ın öğretileri, ecdadımızın tecrübeleri ile tekrar ihya ederlerse işte o zaman ilim ehline değer verilmiş sayılır.

Şunu da belirtmek gerekir ki bizi en çok üzen şey: Alimlerimizin de böyle bir talebi yok.  Diyanetteki hocalarımız ve ülkemizin alimleri sınav sistemi, eğitim müfredatı ile alakadar değiller. Bir ülkenin diyaneti, alimleri eğitim benim işim değil dememelidir. Alimlerimiz bu işe müdahil edilmelidir. Eğitim Bir Sen aslında İslam alimlerini, yapacağı veya oluşturacağı bir komisyon ile eğitim sistemine dahil edebilir. Hiç olmazsa alimlerimiz de artık ülkemizin derdi ile dertlenen, İlahi kelimetullah davası güden yerli ve milli bir sendikanın çatısı altında eğitim sistemi hakkında çalışmaya başlarlar. Ne yazık ki alimlerden eğitim ile alakalı bir tek beyan yok. Ne üzücü değil mi?

 

Eğitimle alakalı konularda, özellikle ülkemizi ve ümmeti dert edinmiş adamların öneri ve eleştirileri görmezden gelinmemelidir. Milli Eğitim Bakanlığı daha koordineli bir şekilde sivil toplumu öncelemeli ve sivil toplumdan çıkan sesleri, eleştiri ve önerileri dikkate almalıdır. Mesela müfredat değişikliğinde tanınan istişare etme imkanı, öneri ve tavsiye etme gibi bir fırsat TEOG sınavı ve üniversitelere giriş sınavları değişikliğinde de verilmeliydi.

Ayrıca, son dönemlerde çıkan 657 memurlar kanunun değişimi, mülakatla öğretmen alımı, sözleşmeli öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığı ile ilgili Eğitim Bir Sen`in öneri ve tavsiyeleri dikkate alınmalıdır. Eğitim sistemimizin aşılması gerekli ciddi problemleri var. Bunları çeşitli vesilelerle dile getirip çözüm önerileri sunan Eğitim Bir Sen`e ve Memur Sen Başkanı Ali Yalçın`a ülkemizin insanı adına teşekkür etmek istiyorum.

Özellikle Eğitim Bir Sen`in yapıcı eleştirileri elbette bazı teokratları kızdırıyor. Bu tür teokratlarca bu sendikanın hedef tahtasına alındığının farkında olmak gerek. Dolayısı ile koltuk derdi olan adamların rahatsızlığına bakıp bu sendikanın tavsiye ve önerileri göz ardı edilmemelidir.

Bu Sendika ülke için faydalı şeyler söylüyor. Ve ülkenin en büyük yetkili sendikasıdır. Eğitim Bir Sen`e hak ettiği değer, gerek basında gerek siyasette verilmelidir. Buradan ülkemizin yerli ve milli basınına seslenmek istiyorum: Allah için eğitim ile alakalı haberleri çoğaltalım. Yani ağaçta kalmış bir kedinin itfaiyece kurtarılması haber değeri taşıyor ve birçok kanal veriyor.  Ama eğitimcilerin düzenlediği toplantılar, açıklamalar, öneri ve eleştiriler gündeme bile gelmiyor. Bu duruma ülkemizin eğitimcileri itiraz ediyor. Toplumda eğitim bilincini oluşturmak için duyarlı medya organlarına ihtiyaç var, diyorlar.

Geniş bir konu ama elden ne gelir? Köşemizin sonuna geldik. Allah`a emanet olun. İslam`ın nurunun hayatın her kademesine sirayet ettiği bir ülkede yaşamak dileği ile…