İlk olarak şunu belirtmek gerekir ki bu ülkede eğitim problemi var. Tedrisi Tedrisat kanunu ile ülkenin okumuş, ilim sahibi olan yani ilmiye sınıfı devlete küstü. Yıllarca devletin verdiği eğitimi sorgulayan, mesafeli bir ilmiye sınıfı oldu. Ehli ilim ve ilim ehline tabi olan halk, Batı`nın değerler sistemine göre bir müfredat belirleyip Batı`nın değerler sistemi ile insan yetiştiren bu sisteme direnmeye çalıştı.
Birçok riski göze alan dindar hocalar, medreseler açtılar. Hafızlık kursları açtılar. Bu medreselerde okuyan gençler devlet içinde hiçbir karşılık görmediler. Ama her şeye rağmen halk sabırla ve sebatla dini kurumları ayakta tuttu. Binlerce genç medrese eğitimi aldı. Hocalar anlatır ya: ‘` Biz gizli gizli Kur`an eğitimi alırdık. Asker köyü basmasın, medreseyi ve kitapları yakmasın diye nöbetçiler dikerdik.
Bugün ise halk eğitim sistemi ile tam anlamıyla barışmasa da okullarda Seçmeli Kur`an eğitiminin, Siyer derslerinin, Temel Dini Bilgiler gibi derslerin verilmiş olması halkın küskünlüğünü giderdi. Alternatif arayıp devlete rağmen medreseler, eğitim kurumları kurmak yerine dindar halkta devlet okullarında özümüze yönelik bir eğitim sistemi getirme talepleri yüksek perdeden dile getirilmeye başlandı. Fakat problem şu: Dindar halkın ve İslam alimlerinin ortak bir noktada buluşacağı bir platform veya kurum yok. Diyanet var ya! Diyecek olsanız aslında aynı durum bu kurum için de geçerlidir. Mehmet Görmez gibi halkın içinden çıkan bir liderin istifası ve ardından din alimlerine yönelik diyanetin ihraç olayları halkı yine eski tedirgin duygularına döndürdü. Devlete alternatif kurumlar veya eğitim sistemi oluşturma düşüncesi…
Birileri ister kabul etsin ister etmesin bu halk, 90 yıldır devletin karşılamadığı veya karşılarken yetersiz kaldığı dini eğitimi kendi öz değerleri ile ve imkanları ile oluşturdu. Hükümetlerin ismine bakmaksızın halk dini kurumları hep içinde barındırmaya çalıştı ve çalışacak.
Peki, gelinen noktada dindar alimler, Seydalar, Diyanetteki hocalar, müftüler bu ülkenin eğitim müfredatı hazırlanırken hep sessiz mi kalacaklar? Kimse bu alimlerimize yahu sınav sistemi nasıl olsun? Diye sorma zahmetinde bulunmayacak mı? Yoksa halen zihniyet ‘` Hocalar yobazdır, eğitimden ne anlarlar?`` düşüncesi devam mı ediyor? İşin ilginci hocalarımız ve alimlerimiz eğitim müfredatı konusunda çok duyarsızlar. Umursamazlar. Zaten medreseler veya diyanetteki eğitim kurumlarımız var, bizi buralar ilgilendirir düşüncesindeler sanki. Belki de devletten böyle bir şey beklemek dahi saçma olur fikri de olabilir. Yıllarca dindar ve salih insanların ezildiği bir ülkede eğitim sistemi ile ilgili hocalara, diyanete, müftülere, ilahiyat profesörlerine, medrese hocalarına danışmak! Hiç olacak iş mi? Kim akıl eder? Veya söyleme cesaretinde bulunur?
Bu ülke aslına dönmek istiyorsa, 2023, 2071 gibi ciddi hedefleri varsa, yeryüzünde mazlum milletlerin haklarını zalimlerden alma gibi bir hedef varsa biz salih alimlerin fikir ve önerilerini eğitime katmak zorundayız. Ve buradan alimlerimize bir çağrı yapmak istiyoruz: Allah için bu ülkenin eğitim sistemi ile alakadar olun. Kur`an nesli istiyorsak devletin imkanlarını ve gücünü Kur`an`ın emrine vermeliyiz. Bunun için de başta devleti yönetenler, diyanet, milli eğitim, seydalar ve alimler bir araya gelmelidir. Ortak aklı oluşturup geçmişteki atalarımızın tecrübelerinden de ders çıkartıp yepyeni bir sistem kurmalıyız.
Yazımızın başlığına dönecek olursak ÖSYM neden istişare etmez? Bu halkın öz değerlerini de içinde barındıran bir eğitim sistemi ve adil bir öğrenci seçme ve yerleştirme sistemi oluşturulmalıdır.
Eğitim sistemi ile alakalı bir makale ile bu iş hal olmaz. Ama bir fikir olur diye, bir kıvılcım olsun diye yazıyoruz. Düşünsenize bir, ülkenin salih alimleri, öğretmenleri, medrese hocaları, halk eğitim merkezi yetkilileri tüm halkı kuşatacak bir müfredat ve eğitim sistemi kurmuşlar. Ve bu eğitim sisteminden mezun olan gençler yeryüzünü imar ediyor, İlahi adalet için mücadele ediyor. Ve yeryüzünün mazlum halkları bu millete geçmişte olduğu gibi tekrar dua ediyor. Olmaz mı?
Olur, olur hayal demeyin olur. Rabbim isterse biz de cehd edersek olur.
Selam ve dua ile…