TEOG sınavının okulların açılmasından sonra kalkması eğitim camiasında eleştirilere sebep olsa da inşallah hayırlı bir girişim olarak görüyoruz. Gerçekten de çocuklarımızın birer yarış atına döndürülmesi, birilerinin bunu ranta dönüştürmesi neslimizi telef ediyordu.
Etrafınızda donuk, toplumdan kopuk, öz güveni olmayan, 30 yaşına geldiği halde halen baba eline bakan nice gençler görüyoruz değil mi? Bir sistemin iyi mi kötü mü olduğuna bakarken o sistemin çıktısına bakılır değil mi? Bu ülkenin eğitim sisteminin çıktısı olan üniversite mezunu gençlerin travmasını kimse görmez mi? Veya memurların emekli olana kadar bitmek bilmeyen borçlarını niye kimse sorgulamaz? 3000 aldığı halde ay sonunda beş parasız kalan devlet memurlarına yakın akrabalar kızarlar. Peki bu adamlar acaba hiç hesap kitap bilmiyorlar da o yüzden mi geçim derdi çekiyorlar?
Fabrika işçisi olup asgari ücretle geçimini sağlayan, ilkokul mezunu bir genç yaşlı bir memur amca ile alay ediyor ve diyordu ki: “Yahu ben askari ücretle geçiniyorum da sen memur maaşı ile geçinemiyorsun. Bu memurların hiçbiri işini bilmez” deyip gülüyordu. Yaşlı memur, o gence ve çevredeki konuşmayı dinleyenlere hitaben şu hikmet dolu tespiti yaptı: “Bakın ben yılların memuruyum. Ama borç ödemeden geçen bir tek ayım yok. Peki niye? Çok mu lüks yaşıyoruz? Tabi ki de hayır. Halktan bir farkımız yok. Borçlu olmamızın sebebi nedir, diye soracak olsanız benim tespitim şu: Biz okuyan kişiler 16 sene boyunca beş parasız olarak okuyoruz. Üniversite yıllarında burs çıkmamışsa 15 bin de devlete borçlanıyoruz ki okuyabilelim. Bir iki yıl da KPSS… Derken yaş 30`a dayanıyor. 30 yıl boyunca beş parasız olan bizler hayata atılınca da evliliği borçla, arabayı, evi borçla, eşyayı borçla alınca ekmeği bile kredi kartıyla alır duruma geliyoruz. Kınamayın lütfen acıyın bize… Peki okumayıp da çalışan kişi ne yapıyor? 13 yaşından itibaren biriktirse 23 yaşına kadar iyi bir birikimi olur. Evliliği borçla yapmaz. Evlenince borcu olmadığı için altın bozmaz. Altınlarını ticarete yatırır ve kazanır. Ev de alır, araba da. Biz memurlarla da dalga geçer, iş bilmezler olarak görür bu genç gibi. Haklısın gencim iş bilseydik bu sistemde okuyup da devlet memuru olmazdık.”
Evet, yukarıdaki sözlerin sahibi yıllarca memurluk yapmış, hayatı iyi tahlil etmiş bir devlet memuru olan bir vatandaş. Gerçekten de bu satırları yazarken devlete hizmet eden memura acıdığımız için yazıyoruz. Yoksa devleti veya memuru küçümsemek için değil. Bizim nesil yandı, bari evlatlarımız bu çarpık sistemin kurbanı olmasın istiyoruz. Yukarıdaki tespiti okuyan her memur: “He valla, çok doğru demiş.” der.
Evet, yeni sitem okuyan insana değer vermeli, onu gerçek hayata hazırlamalıdır. Şu anki sistem, okuyan genci gerçek hayattan koparıyor. Teoriler içinde boğuyor. 30 yaşına gelince de içinden dışarı atıp bir başına bırakıyor. Yazık… Evet, sadece teori olmayan, pratik sunan, güçlü bireyler yetiştiren, hayata renk katan, topluma ergenlik çağına girer girmez fayda vermeye başlayacak bireyler yetiştiren bir eğitim sistemi kurmalıyız.
Bu vesile ile daha ortaokuldan itibaren mesleki yönlendirme olmalı, genç bireyler kabiliyetlerine göre toplumsal hayatta rol almalıdır. Bir tamirci kalfası daha 13-14 yaşında nasıl ustasına yardım ediyor, eğer oto tamirdeyse arabayı söküp takıyorsa ve para kazanabiliyorsa 13 yaşındaki okuyan bir genç niye para kazanamasın? Ailesine destek olamasın? Bu sistem gerçek hayata atılmak isteyen gençleri dışına atıyor. Hem okumak hem para kazanmak imkansız olduğu için nice fakir aile çocuğu, liseye gidemiyor.
Bu vesile ile TEOG`un kalkması ile beraber yeni oluşturulacak sistemde, çocuğu gerçek hayatın içine katmalıyız. Ergenlik çağına girmiş her gencimizi kendi istidat-ı nispetinde çalışacağı işlere yönlendirmeliyiz. Yani ilkokuldan sonraki evre teoriden çıkmalı pratiğe dönüşmelidir. Liseye giden bir genç, İmam-Hatiplerde ve sağlık liselerinde olduğu gibi hayatın içinde, cami ve hastanelerde olduğu gibi, olmalıdır. Kısacası küçük yaşta hem okuyan hem üretip aile bütçesine fayda sağlayan güçlü bireyler için bu sistem kökten değişmelidir.