Malumunuz 40 derecenin üzerinde bu sıcaklar hepimizi kavuruyor. Yolda yürürken bir ağacın gölgesi insana nur nimet oluyor. Hele Güneydoğunun çıplak şehirlerinde yaşıyorsanız bu sıcaklar insana daha büyük bir dert oluyor.

Diyarbakır, Batman gibi birçok şehrimiz ihmalden dolayı çırılçıplak vaziyette. Teröre hizmet etmeyi alışkanlık haline getirmiş belediyelerin tahribatına uğramış şehirlerimizin acilen imara ihtiyacı var. Yıllardır savaşlardan bıkmış olan bu mazlum halka en ufak bir yatırım ve hizmet dahi bu toplumu kazanmaya yetiyor. Mesela Hz. Süleyman›ın ve 27 sahabenin defin edildiği mekânın çevre düzenlenmesi acemice de olsa halkın teveccüh ve mutluluğunu bir görmek gerek...

Bu yazıyı özellikle güneydoğudaki şehirlerimiz başta olmak üzere illerimizin ağaçlanması için yazıyoruz. Bir köşe yazısı ile ne olur ki diyenler için de bizimkisi Nemrutların yaktığı ateşleri söndürmek için su taşıyan karınca gibidir. Elimizden bu geliyor. Ama umut ederiz ki Allah`ı ve Allah için milletini seven yiğit insanlar için bir kıvılcım olur da güneş altında kavrulan mazlumlar için nefes alacakları gölgelikler çoğalır.

 Aslında Güneydoğu`daki birçok şehir işgal altındaydı dememiz abartı olmaz. Kendileri seçtiler, kendileri rıza gösterdiler diyenlere uzun uzun yazacak değiliz amma bu milleti bu adamların kucağına atan iyi planlanmış sosyolojik planların olduğunu hatırlatmak isterim.

Şehirlerimizin ağaçlandırılması gerekir. Özellikle de Diyarbakır bu konuda çok muhtaç. Bu şehrin terörün pençesinden kurtulmasını isteyen herkese seslenmek istiyorum. Allah için bu şehri ağaçlandıralım. Peygamber kabirlerinin olduğu Eğil, Sahabenin türbelerinin bulunduğu Hz. Süleyman Camii ve birçok tarihi mekân çırılçıplak. Halkın gölgesinde oturacağı, altında yürüyeceği ağaç yok denecek kadar az. Yollar güneşin altında kavruluyor. Ne olur yolları çift taraflı ağaçlandıralım. Parklar, bahçeler oluşturup bu halkın piknik yapacağı mekânlar kuralım. Belediyeler hemen hemen devletin elinde. Bu bir fırsattır. Devletin iyi niyetini bu halka ispatlaması gerekir.

Sadece Güneydoğu değil aslında başta Doğu Anadolu`daki şehirler olmak üzere hemen her şehrimiz ağaçlandırılmaya muhtaç. Sadece şehirler değil dağlarımız da çırılçıplak. Acilen ağaçlandırılması gerek. Bu vatana sevdalı, bu vatanın güzelleşmesini isteyen herkesin bir ağaç dikmesi gerek.

Cumhurbaşkanımızın muhtarlarla arası iyidir. Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır. Muhtarlarımıza bir direktif verilse her mahallenin yeşillendirilmesine katkı sunmalarını istese ve valilere bu konuda emir verse topyekûn belediyeleri ile muhtar, vali, kaymakam, STK, siyasi partileri ile şehirlerimizin yeşillenmesi için topyekûn bir seferberlik yapılıp bu konuda insanlarımızı teşvik etmek Allah ve resulünü ve bu milleti memnun edecektir.

Bereketli topraklarda yaşadığımız herkesin malumudur. Ama acaba bu topraklardan ne kadar istifade edebiliyoruz. Şehirlerimizin çırılçıplak oluşu aslında her şeyi ifade ediyor. Evliya Çelebi`nin seyahatnamesinde Anadolu`nun en belirgin özelliği dağlarının ve şehirlerinin ağaçlarla dolu oluşudur. Ama günümüzde bu özellikten mahrum durumdayız.

Şunu da belirtmek isterim ki ağaç dikmek sadece devletin ve belediyelerin görevi değildir. Bu memleketi seven her kardeşimiz ağaç dikmeyi bir dini vecibe olarak görmelidir. Çünkü “Kıyametin kopacağını bilseniz elinizdeki fidanı toprağa dikin” diyen bir peygamberin ümmetinin 1400 yıldır yeryüzünü yeşillendirdiği her toplumun malumudur. Ama son yüz yıldır her konudaki zafiyetimiz bu meselde de kendini gösteriyor. 

Diyarbakır`da milyonları bir araya getiren Peygamber Sevdalılarına sesleniyorum.

ALLAH İÇİN PEYGAMBERLER VE SAHABELER BİR DE ŞEHİTLERİN ŞEHRİ OLAN BU DİYARBAKIR`IMIZI AĞAÇLANDIRALIM.  HELE YASİN VE AYTAÇ ABE`NİN MEZARLARINI YEŞİLLİKTEN, AĞAÇTAN MAHRUM ETMEYELİM.

YERYÜZÜNÜN ISLAH VE İMARINA VESİLE OLUP ÇEVREMİZİN GÜZELLEŞMESİNE SEBEP OLAN HAYIRLI KULLARDAN OLMA DİLEĞİ İLE...