2011`den beri ülkemize göç eden Suriyeli kardeşlerimiz için gerek devlet olarak gerekse millet olarak çok ciddi yardımlarda bulunduk. Bu mazlum insanlara sahip çıktık. Milletimizin bu âlicenaplığını tarih unutmayacak ve inşallah bu ensar anlayışı ümmet coğrafyasında yeni çığırlar açacaktır.
Yardım konusunda; yani giyecek, içecek, yiyecek, barınma gibi birçok konuda az da olsa Suriyeli kardeşlerimize karşı farzı kifayeyi yaptığımızı düşünüyorum. İnşallah rabbi zülcelal bu konuda eksiğimiz olsa da gayret ve hizmetten dolayı hepimizi affeder. Fakat biz Suriyelilerin hep fiziki ihtiyaçları için seferber olduk. Onların manevi açlığını hiç hesap edenimiz olmadı. Manevi açıdan bir şeyler yapan olduysa da halihazırda neticesiz kaldığını belirteyim.
Gaziantep, Urfa, Kilis gibi şehirlerimizde çok ciddi bir Suriyeli nüfus var. Şu an Ramazan ayındayız değil mi? Teravih namazlarında, seher cüzlerinde camilerimizde bir etrafınıza bakın, kaç tane Suriyeli göreceksiniz? Sokaklarda gezen Suriyeli gençlere bir bakalım, İslami hassasiyeti olan gençler görebilecek misiniz? Bu iddialarımızı masa başında bir iki haber okuyarak dile getirmiyoruz. Bizzat Gaziantep gibi sınıra yakın şehirlerimizde Suriyelilerle röportajlar yaparak, onların da fikirlerini alarak bu kanıya vardık ne yazık ki! Suriyelilerin yoğun yaşadığı mahallelerde cami cami dolaşıyoruz ve gözlemliyoruz ama inanın ki Suriyeli kardeşlerimiz dini anlamda çok ciddi bir çöküş yaşıyor.
Bu konu hakkında konuştuğum Muhammed Vechi adlı Suriyeli bir kardeşimiz bu durumdan muzdarip olduklarını belirtti. Suriyeli kadınların ilk Türkiye`ye geldiklerinde çarşaflı, peçeli olduklarını, hatta ellerine dahi eldiven giyerek tesettürün en ince ayrıntısına dikkat ettiklerini belirtti. Ama ne yazık ki şu an değil peçe kadınların dudaklarına, gözlerine makyaj yaparak dışarıda dolaştıklarını belirten Muhammed Vechi, bu konuda Türkiyeli yetkililerin müdahale etmesi gerektiğini belirtti.
Özellikle Suriye`de iken cami imamlığı yapan, müezzin olan birçok Suriyeli hoca diyor ki ‘Antep gibi sınıra yakın olup Suriyelilerin yoğun yaşadığı illerde diyanet bünyesinde camilerde hizmet yapalım. Bu vesile ile Suriyeli halkımızın dini anlamdaki boşluğunu gidermiş oluruz.` Biz de diyoruz ki Diyanet sınır illerimizde Suriyeliler için bir müdürlük oluştursun. Camilerimize birer Suriyeli hoca atansın. Camilerde görev yapan Türkiye vatandaşı olan imamlarımız caminin asli sorumlusu bir nevi müdürü olsun. Bu Suriyeli hocalar da bizim imamlarımızın kontrolünde hizmet versinler. Bu vesile ile Suriyeli hocalar da Diyanet çizgisinde hizmet vermiş olur. Suriyeli vatandaşların camilere gitmeme sebeplerinin başında kendilerinden bir hocanın camilerde bulunmayışından kaynaklandığını Suriyeli âlimler ifade ediyor. Normalde Suriye`de halk, 5 vakit namazı sürekli camide ifa edermiş. Suriyelilerden gerek bayan hoca gerekse erkek hoca diyanet bünyesinde acilen istihdam edilmelidir.
Bütün yükü Diyanete yüklemek adil olmaz. STK`ların gece gündüz demeden Suriyelilerin iaşesini temin etmeye çalıştığını herkes görüyor ve takdir ediyor. Ama manevi anlamda boşluk içinde yetişen Suriyeli bir gençlik var. Açık ve net söylüyorum, bu gençler ilerde hem kendi milletlerinin başına hem de bizim başımıza bela olurlar. İş işten geçtikten sonra ah vah etmenin bir anlamı yoktur.
İşin özeti şu; gerek İslami STK`lar gerekse Diyanet Suriyelilerin dini açlığını da doyurmanın hesabını yapmalılar. Hatta İslami anlamda hedef ve idealleri olan siyasi partilerin de Suriyeli vatandaşlar için teşkilati çalışmaları olmalıdır. Hesaba katılmayan bu 3-4 milyon insanın ilerde siyasi anlamda mutlaka bir değer olduğunu akıldan çıkarmamak lazımdır.
Ümmet coğrafyasını ıslah etmek isteyen her duyarlı mümine sesleniyorum: Allah için bu Suriyelilerin içinde bulundukları İslami boşluğu doldurun. Art niyetliler, şer insanlar bu halka musallat olmadan gelin ey Allah`ı seven büyüklerim, siz bu mustazaf halka sahip çıkın.
Allah için Hamiyet sahibi müminlerin ümmet coğrafyasını ıslah etmeleri duası ile…