Büyük cinayetlerin faillerinin özgür olmaları başka büyük cinayetlerin teşvik edilmesi demektir. Biz Müslümanlar 2001'de Afganistan'da Amerika'nın yapmış olduğu katliamlara itiraz edip Amerika terör devletini hiç olmazsa kendi ülkemizde yargıya verseydik, 'blackwater'ın Irak'ta işlediği cinayetlerden sonra Amerikan askerlerinin Ebu Gureyp'te yaptığı rezaletlerden sonra bu işgalci devleti mahkemelerimizde yargılasaydık İncirlik’i, Kürecik’i kapatsaydık bugün biz Gazze Kerbelası'na şahit olur muyduk?

Ne yazık ki biz Müslüman milletler ve devletler, akıl ve adalet kanununun mahkum ettiği bu çirkin olaylarda, vazifemizi yerine getirmedik ve bunun neticesinde bugün daha büyük zulümlere şahitlik yapıyoruz.

Emperyalistlerin ve Siyonizm’in haber imparatorluklarının propaganda büyüsü var. Ne yazık ki ülkemizde de bu büyüye kapılmış çok büyük bir kitle var. Liselerde, üniversitelerde; "Filistin'in Arap toprakları olduğu (ırkçı söylem), dolayısıyla bizleri ilgilendirmediği, Arapların 1. Dünya Savaşı'ndan sonra bizi arkadan vurduğu (İngiliz yalanı), Arapların Filistin topraklarını sattığı (İngiliz yalanı) ve bu yüzden bu zulmü hak ettikleri bazıları da "Ben Türklük davası güderim Araplardan bana ne!" (ırkçı söylem) gibi Siyonizmin yalanlarını gençlerimize aşılıyorlar.

Emperyalizm ve siyonizmin haber imparatorluklarının propaganda büyüsüne kapılmamış, onlardan etkilenmemiş uyanık vicdanlar, gönüllüler ve düşünceler oluşturmalıyız. Sosyal medya, televizyon kanallarının birçoğu, basın yayın ne yazık ki Siyonizm’in kontrolündedir.

Biz buradan bütün eğitimcilere konu ile ilgili duyarlılık göstermeleri gerektiğini hatırlatmak istiyoruz. Memur-Sen'in başlatmış olduğu "FİLİSTİN'DE SOYKIRIMA DUR DE!" korkart takma eylemi, kamusal alanda bir duyarlılık oluşturdu. Allah kendilerinden razı olsun.

Filistin halkı; bizim devletimiz ve milletimiz tarafından ve diğer Müslüman devletler tarafından para, silah ve propaganda yardımı görmelidir. Bu, bütün Müslümanlar için şer'i ve mutlak bir vazifedir.

Filistin direnişinin dayanakları; Filistinli Mücahitler olduğu kadar Müslüman Milletler ve devletlerdir. Özellikle de din alimleri, aydınlar, siyasi seçkinler, üniversiteliler, sendikalar, dernekler, vakıflar bu meselede bütün imkanlarını kullanarak mazlum Filistin halkının mağduriyetinin giderilmesi için çaba sarf etmelidir.

Filistin meselesi gündeme geldiğinde Mısır'a, Suudi Arabistan'a, İran İslam Cumhuriyeti’ne veya diğer İslam ülkelerine hakaret etmeyi bir kenara bırakmalıyız. HAMAS hükümetini suçlayıp baskı altına almaya çalışanlar, bütün bunları ister Siyonizm ve emperyalizmin adına yapsınlar ister bilmeden yapsınlar İslam tarihi ve gelecek nesiller; onları nefretle anacaktır. Bu tür söylemlerde bulunan kimseleri gaddar düşmanın uşakları olarak öğreneceklerdir.

Müslümanların vahdetinin genel ölçütü Filistin meselesidir. Bu bir ölçüttür. Müslümanların vahdeti gerçekleşirse Filistin meselesi kesinlikle en güzel şekilde hallolacaktır. Biz, Filistin meselesinde ne kadar ciddi olursak Filistin halkının haklarını gündeme taşıyıp savunursak Müslümanların vahdetine daha çok yaklaşmış oluruz. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Her kim bir Müslümanın yardım çağrısını işitir de karşılık vermezse Müslüman değildir."

Bütün Müslüman Milletler bilmelidirler ki onlar da Allah ve tarih karşısında Devletleri kadar sorumludurlar. Filistin meselesinde ‘Ben ne yapabilirim?’ deyip pasif durmamalıyız. Her birimiz müstekbirlerin baskıları karşısında direnişe yardım edebiliriz. Devletin İncirlik ve Kürecik üslerini kapatıp emperyalizmin pençesinden kendini kurtarması için yardım edebiliriz.

Filistin meselesini halletmenin bir tek yolu vardır. O da bütün Filistin topraklarında bir Filistin devletinin kurulmasıdır. Kudüs'ün tamamı Filistin'in başkentidir.

Başta ülkemiz olmak üzere bütün İslam ülkelerinde Kültürel NATO üzerinden faaliyet gösterip İslam ülkelerini ifsat etme faaliyetlerini icra edenler tespit edilmeli ve bu kurum ve kuruluşlar kapatılmalıdır. Nitekim bunların başında LGBTİ örgütleri geliyor.

Müslüman devletler, israil'i ezmek için bir ay petrol göndermesinler, bakın neler değişecek? Devletleri harekete geçiren halklarıdır. Halkımızın konuyla ilgili daha duyarlı olması ve devleti harekete geçirecek faaliyet ve tutumu olması gerekir. Bu konuda Memur-Sen başta olmak üzere sivil toplum kuruluşları, sendikalar, dernekler, vakıflar, siyasi partiler devletin somut adım atması için gerek sosyal medyada gerek meydanlarda sesimizi duyurmalıdır.

SON OLARAK UNUTMAMALIYIZ Kİ:

İSLAM DÜNYASINDA TEFRİKA YARATACAK HER HAREKET VE SÖYLEM TARİHİ BİR GÜNAHTIR.