Birçoğumuz, öldükten sonra amel defteri hemencecik kapanacak insanlar kategorisindeyiz. Zengin olup da insanların istifade edebileceği sadaka-i cariye mahiyetinde bir hastane bir okul bir cami yapabilecek imkan sahibi olan çok az insan var. Yine insanlara faydalı bir ilim bir kitap bir icat ortaya koyabilen insan da çok az. Geriye kalan tek bir şansımız var: O da Salih evlat yetiştirebilmek.
Evet, çocuğu olan her insanın öldükten sonra amel defterini açık tutabilme şansı vardır. Birçoğumuz evlatlarından başka sermayesi olmayan insanlarız. Bu zamanda evlatlarımızı yetiştirme konusunda ise zayıf kalıyoruz; aciz düşüyoruz, çocuklarımızı istediğimiz şekilde yetiştiremiyoruz.
Telefon, tablet, bilgisayar ve bunlardaki bağımlılık yapan iğrenç oyunlar... Televizyon, sosyal medya... Batı egemenliğinde 200-300 yıldır şekillenmiş bir toplum... Tüm bunlar birikince İslam kültür ve medeniyetine göre bir insan yetiştirmek gerçekten çok zor... Çocuklarımızın yetişmesine katkı sunacak camilerimiz ve okullarımız ise insanların hidayete vesile olma gücü bakımından fakir durumdadır.
Ne zaman bir camiye girsek veya bir okul görsek "Allah'ım okullarımızın ve camilerimizin hidayete vesile olma gücünü arttır." diye dua ediyoruz. Gözlemimiz o ki camilerimizin hidayete vesile olma gücü artıyor, Allah'a hamdolsun. Özellikle bu 4-6 yaş Kur'an kurslarının her mahallede olması gerekiyor. Bunun için vatandaşlarımızı, mahalle imamına ve müezzinine yardım ederek camilerde 4-6 yaş Kur'an kurslarının açılmasına katkı sunmaya davet ediyoruz. Çocuklarımızın öğrendiği ilk alfabe Kur'an alfabesi olsun.
Okullarımızın hidayete vesile olma gücünü arttırabilmek için devrim niteliğinde değişikliklere ihtiyaç var. Eğitim değişikliği demek yani eğitimdeki felsefenin eğitimin içeriğinin değiştirilebilmesi; devletin kurucu mantığını, yönetim mantığını, hayata ve topluma bakış açısını, inanç değerlerini değiştirmekle olur.
Batı medeniyetini ve değerlerini merkeze alarak yüzyıldan fazladır bir sistem inşa edilmiş. Bu sistemle ilgili problemler, sıkıntılar anlatmakla raporlar oluşturmakla bitmez. Ülkemizi yöneten birçok Müslüman idareci, okulların hidayete vesile olma gücünü arttırmak için çeşitli girişimlerde gayretlerde bulunmuş, bulunuyorlar da. Kur'an alfabesinin Kur'an-ı Kerim'in yasaklandığı bir ülkede, Kur'an derslerinin seçmeli dahi okutulması değerli bir şeydir.
Halkımıza 1. Dünya Savaşı'ndan sonraki süreci ta günümüze kadar yakın tarih dediğimiz geçmişimizi doğru bir şekilde anlatmalıyız. Bu millet nereden nereye geldi? Hangi badireleri atlattı? Neler yaşadı? Okullarımızın hidayete vesile olma gücünün artması için Allah'a ve ahiret gününe iman eden cesur siyasetçiler yetiştirmek gerekiyor.
Okuyucularımız soruyor: Bir anne baba olarak ben evladımı nasıl yetiştiririm?
Evet, bu soruya cevap vermek bu problemi çözmek gerçekten çok zor. Nice kelli felli insan dahi kendi evladını inanç değerlerimize uygun bir şekilde yetiştirmekte çok zorluk çekiyor. Biz, anne babalara öncelikle bu konuda Allah'tan yardım dilemeyi öneriyoruz. "Allah'ım çocuklarımı yetiştirmekte zayıf kalıyorum, bana yardım et!" diye dua etmeye başlayalım. İnşallah O'nun keremi tecelli olur, evlatlarımızı İslam fıtratı üzerine yetiştiren amel defteri kıyamete kadar açık kalan salihlerden yazılırız.