İslami sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek oluşturmuş oldukları çeşitli platformlar var. Kendisiyle samimi olduğumuz bir dostumuz da bu platformlara temsili olarak katılıyor. Geçen gün yaşamış olduğu bir problemini bize yansıttı. Arkadaş diyor Mayıs ayında gündem maddeleri konuşulurken ben de yaz tatilini de konuşalım diye bir gündem maddesi yazdırdım. Birçok İslami sivil toplum kuruluşu programdaydı. Platformu yöneten değerli hocamız sırayla gündem maddelerini açıyor, konuşuyorduk. Bana bakarak "Hocam "Yaz Tatili" diye bir gündem maddesi yazdırdınız, konuyla ilgili ne söyleyeceksiniz?" diye sordu. Diğer arkadaşlarımız, "Bu gündem maddesi, konuşulmaya değmez, efendiler hemen geçelim!" diye tepki gösterdiler. Ben ayağa kalktım. "Değerli hocalarım, yaz tatili derken sahil kenarlarına gitmeyi kastetmiyoruz! Malumunuz milyonlarca öğrencimiz tatile girdi. Yaz tatili derken yaz tatilinde yapılması gereken programlardan bahsediyoruz. Gelin bunları konuşalım. Bugün asıl meselemiz mayıs ayında asıl konuşmamız gereken gündem maddesi, Haziran ayı itibariyle 3 ay sürecek yaz tatili sürecinde yapılması gerekenlerdir.4-6 yaş için neler yapabiliriz, ilkokul öğrencileri için neler yapabiliriz, ortaokul öğrencileri için neler yapabiliriz, liseli, üniversiteli gençler için neler yapabiliriz? Gelin bunun programlamasını yapalım. Yaz programlarımızı nasıl daha aktif değerlendirebiliriz? İslami sivil toplum kuruluşlarının kabiliyet ve yeteneklerini nasıl bir araya getirerek daha faydalı bir çalışma yapabiliriz? Yazın boşalan okullarımızı da Kur'an eğitimi için kullanamaz mıyız? Okullarımızın spor salonlarını ve diğer imkanlarını yaz Kur'an kursuna gelen çocuklarımız için seferber edemez miyiz? Belediyelerimizin imkanlarını bu yaz Kur'an kursuna gelen öğrencilerimize tahsis edemez miyiz? Yaz tatili derken benim kastım yaz ayında yapacağımız bu faaliyetlerdir. Bunları da bugün konuşmasak ne zaman konuşacağız?"
Bu dertli kardeşimiz diyor ki: "Birçok İslami STK'nın katıldığı bu programda her İslami sivil toplum kuruluşunun kendine göre bir yaz programı olduğu için ortak aklın üreteceği bir program yapmaya kimse yanaşmadı ve ben de mahzun kaldım." Aslında bu kardeşimizin serzenişi hepimizin serzenişidir.
Allah'ın kitabını seven; Müslüman siyasetçilerimizin, İslami partilerin, Müslümanların oyları ile seçilen belediyelerin, yaz tatil programları ile ilgili genellikle 6 hafta süren ama çocuklarımızın dünya ve ahiret saadetine vesile olan yaz ayındaki Kur'an-ı Kerim derslerine ve Kur’an-ı Kerim programlarını daha aktif bir şekilde nasıl yapabiliriz? Bunun üzerine ortak aklı nasıl geliştirebiliriz? Bu sorular sadece bir insanın bir gencin derdi olmamalı; bu ülkedeki bütün şehirlerdeki valiler, kaymakamlar, müftüler, belediye başkanları, Mayıs ayında oturmalı ve bu yazın bu ilçedeki, şehirdeki çocuklarımıza Kur'an-ı Kerim eğitimini daha güzel nasıl verebiliriz? Bunun hesabını yapmalı... Devletin, belediyelerin İslami Sivil Toplum kuruluşlarının hatta vatandaşın imkanlarını Kur'an talebelerine nasıl müsahhar eylerizin çabası içerisinde olmalıyız. Mahallemizdeki bir imamla bir müezzinin imkanlarına, Kur'an-ı Kerim dersi bırakılamaz. Hepimiz camilerimize gidip Kur'an eğitimi alan evlatlarımıza destek olmalıyız. Kur'an-ı Kerim derslerinin daha cazip hale gelebilmesi için şehirlerimizin tarihi yerlerini, park ve bahçelerini gezdirip görülebilecek yerlerini Kur'an talebelerimizi götürerek onlara piknikler, etkinlikler yaptırarak bu derslere devamını sağlamalıyız.
Allah resulü, eshab-ı kiramı daima Kur'an-ı Kerim'i çocuklara öğretmeyi teşvik etmiştir. Konu ile ilgili birkaç tane hadis-i şerif aktarmak istiyoruz.
Peygamberimiz Hz Ali'ye şöyle nasihat etmiş:
-Yâ Ali! Kur'ân'ı öğren ve insanlara öğret. Her harfi için on sevap vardır, öldüğün zaman şehit olarak ölürsün.
-Yâ Ali! Kur'ân'ı öğren ve insanlara öğret. Öldüğün zaman insanlar nasıl Kâbe'yi tavaf ediyorlarsa, melekler de senin kabrinin etrafında dönerler.
Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği başka bir hadis-i şerifte Allah resulü çocuklara Kur'an öğreten kimselere verilecek sevabı şu cümlelerle ifade ediyor:
'Kim bir çocuğa Kur'ân-ı Kerîmi öğretirse, Allah onun boynuna öyle bir gerdan takar ki, kıyamet gününde önceki ve sonraki insanlar ona hayran olurlar.'
Yine Ebu Davud'un rivayet ettiği başka bir hadis-i şerifte:
'Kim Kur'ân'ı okur, hükümleriyle amel ederse, onun anne-babasına kıyamet gününde bir taç giydirilir. Bu tacın nuru güneşin bütün dünyadaki evlerde bulunan ışığından daha parlak olacaktır. Kur'ân ile amel etmeyi ne zannediyorsunuz?'
Kim Kur'ân okur, öğrenir ve onunla amel ederse, kıyamet gününde anne ve babasına nurdan bir taç giydirilir. Onun ışığı güneşin ışığı gibidir. Onun anne-babasına iki elbise giydirilir ki, dünya malı onunla boy ölçüşemez.
Onlar, ‘Hangi amelimizin karşılığında bunlar bize giydirildi?' derler.
‘Çocuğunuzun Kur'ân'ın hükümlerini tutması sebebiyle' denilir.'
Tüm kardeşlerimize diyoruz ki: bu yazın bir fırsattır! Tüm imkânlarımızla çocuklarımızın Kur'an-ı Kerim öğrenmesi için seferber olalım. Yaz tatili Kur'an'la bereketlensin inşallah.