Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem Sahâbilere: ″İçinizde kimleri şehit sayıyorsunuz?″ diye sordu. Sahâbiler: ″Yâ Resûlallah! Her kim Allah yolunda öldürülürse o şehittir.″ dediler. Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem: ″Sizin bu tanımınıza göre ümmetimin şehitleri gerçekten pek azdır″ buyurdu. Sahabeler: ″Yâ Resûlallah! Öyleyse kimler şehittir?″ diye sordular. Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem: ″Her kim Allah yolunda öldürülürse o şehittir. Her kim Allah yolunda ölürse o da şehittir. Her kim vebâdan ölürse o da şehittir. Her kim ishalden ölürse o da şehittir″ buyurdu. Bir rivâyette de ziyâdeyle; ″Suda boğulan da şehittir″ diye geçmektedir.(Sünen-i İbn-i Mâce, Cihat 17.)
Allah resulü aleyhisselatü vesselam ishalden bile vefat edenin şehitlik mertebesine erişebileceğini ifade etmiştir. Şehitliğin de elbette ki dereceleri vardır. Biz hadislerden anlıyoruz ki deprem dolayısıyla göçük altında kalarak vefat eden ehli iman kardeşlerimiz, inşallah Şehitlik muamelesi görecektir. Allah'ın yanında Şehitlik sevabı alacaktır. Yine depremde telef olan mallarımız İnşallah Allah'ın yanında zayi olmaz. Allahu Teala heder olan her depremzedenin malını sadaka hükmünde saysın, bize sonsuz keremi ve affıyla muamele etsin.
Şubat ayında; ülkemizde ve dünya genelinde Müslümanlar "Şubat Ayı Şehadet Ayı" şiarı ile hareket ediyordu. Bu ayda şehit olan İskilipli Atıf Hoca, İmam Hasan El-Benna, Malcolm X, Seyyid Abbas Musavi, Şeyh Ragıb Harb, Süleyman Akyüz, Metin Yüksel, Molla Giyasettin Barlak, Molla Zeki Atak gibi birçok İslam önderinin pak hayatlarını hatırlıyor ve etkinlikler yapıyorduk. Bu etkinliklerimizde Hama ve El-Halil gibi İslam toplumlarının toplu şehadetlerini de işliyor, zalimleri lanetliyorduk. Şubat ayına artık 6 Şubat 2023'teki depremde vefat eden şehitlerimiz de eklenmiş oldu. Bu tarihin Recep ayının 15'ine rast gelmesi, mübarek üç aylarda da bu şehitlerimizi hatırlayıp unutmayacağımız anlamına gelir.
Bu olay, gerçekten çok büyük bir olaydır. Emin olun bu deprem, kıyamet gününe kadar insanlık tarihinde işlenecek ve depremzedelerin yardımına koşan, bu depremin kahramanları, rahmetle yad edilecek. Bu depremde yapması gerekenleri ihmal edenler de insanlık tarihinde lanetle anılacaktır. Biz de bu köşeden depremzede kardeşlerimiz için birkaç öneride bulunarak inşallah faydalı olmak istiyoruz.
Öncelikle:
Daha önceki yıllarda, İstanbul Büyükşehir Belediyesini ve Ankara Büyükşehir Belediyesi'ni doğal afetlerde en önde görüyorduk. Türkiye'nin en büyük iki büyükşehir belediyesi olan İstanbul ve Ankara Belediyeleri acaba bu depremde üzerlerine düşen vazifeyi yaptılar mı? 99'da Düzce depreminde veya diğer doğal afetlerde sahada çalışan insanlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ve Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin ciddi imkanlarla halkın yardımına koştuğunu ifade ediyorlar; fakat bu depremde ne yazık ki sahada bu iki belediyenin imkanlarını göremiyoruz, diyorlar. Bunu biz değil halkımız söylüyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi depremzedeler için neler yaptı? Kaç tane yemek dağıttı? Kaç tane makine gönderdi? İnsan kaynakları bakımından da malzeme bakımından da Türkiye'nin en büyük iki kurumu, 13 milyonu etkileyen bu depremde vazifesini yaptı mı? Halkın kendilerine emanet ettiği imkanları, mazlum insanlarımız için kullandı mı? Buradan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ve Ankara Büyükşehir Belediyesine sesleniyoruz: Halkımız, tüm imkanlarınızı depremzedelere seferber etmenizi istiyor.
İkincisi: Yol uzun... Depremzedeler halen çadırlarda kalıyor. Sıcak bir çorbaya, kendilerine uzanacak bir yardım eline muhtaç durumdalar. Sahada çalışanlar diyorlar ki: Birçok kurum ve kuruluş deprem bölgelerinde pılını pırtını toplayıp gitti.
Halkımız depremzedeleri yalnız bırakmamalıdır. Sahada aktif çalışan Umut Kervanı gibi vakıflar; devlet yararına çalışan vakıflar statüsüne alınıp hem devletin hem halkın desteğiyle depremzedelerin ihtiyaçları, bu tür vakıflar aracılığıyla giderilmelidir.
Üçüncüsü: İTTİHAD'UL ULEMA önderliğinde, 17 ilimizde açık alanda gıyabi cenaze namazı ve toplu istiğfar yapılarak Allah'tan yardım istenmesi çok güzel bir gelişmedir. Tüm vilayetlerimizde açık alanda kadını ile çocuğuyla yaşlısıyla genci ile Yunus Aleyhisselam'ın kavmi gibi Allah'tan kurtuluş istemeli, af dilemeliyiz, yardım istemeliyiz.
Son olarak depremzedelerin taziyelerini ihmal etmeyelim. Taziyelere gidelim. İnsanımıza teselli verelim, dua edelim. Taziyelerde bol bol Kur'an-ı Kerim’ler okuyalım, hatimler indirelim. Bu da en büyük bir tesellidir.
Şaban ayının hilalinin üstümüze doğduğu bugünlerde, Allahu Teala'nın hepimize beraat verip bizi bağışlamasını, artçı sarsıntılar da dahil bu depremleri durdurmasını diliyor; hepinizi Allah'a emanet ediyoruz.