İsveç'teki Kur'an yakma olayı, ülkemizdeki özellikle sosyal medyada İslam'a ve İslam'ın değerlerine olan tüm saldırılar, Müslümanları rahatsız etmektedir. #Tarikatlarvecemaatlerkapatılsın tagları, İslam'ın değerlerine ve Müslüman halkımızın inancına her fırsatta saldırılar; seçimler yaklaştıkça artıyor. Birileri, seçimleri kazanır kazanmaz İslam'a ve değerlerine savaş açacağını aleni bir şekilde ilan etmekten çekinmiyor.
İslam’ı referans aldığını ifade eden İslami şahsiyetli siyasetçilere, her çeşit saldırı gün geçtikçe artıyor. Birileri ülkemizi ciddi anlamda karıştırmak istiyor.
Bu ülkenin Müslüman halkının başta 15 Temmuz'da şehadet pahasına fedakarca yaptığı mücadeleler olmasaydı milletimizin bütün gündüzleri, İslam'ın ve bu ülkenin düşmanlarının zulüm, tecavüz ve müdahalelerinin siyah yelpazesi altında karanlık gecelere dönüşüverecekti. Bugün sahip olduğumuz her şeyi o can siperane fedakarlıklara borçluyuz. Şehadet aşkıyla yanıp tutuşan inançlı insanlarımıza borçluyuz. 6-8 Ekim olaylarında hunharca katledilen Şehit Yasin ve arkadaşlarına borçluyuz. Doğu ve Güneydoğu'yu istila etmek isteyen PKK ve türevlerinin çirkin yüzlerini halka, Şehit Yasin ve arkadaşlarının pak kanları göstermiştir. Hemen ardından Diyarbakır toplumunda saygı gören Şehit Aytaç Baran'ın o mübarek kanının kokusu halen Diyarbakır sokaklarından geçmemiştir.
Yine 90'lı yıllardaki Müslüman insanlar, PKK'nın tüm güç ve tedhişine rağmen Müslüman halkımıza göğüslerini siper ettiler. Molla Şükrü, Molla Muhittin, Şehit İbrahim Kızmaz Hoca ve Küçük Ali'ler gibi yüzlerce şehidimizin mücadelesi neticesinde Müslüman halkımız kültürel yağmacılığa direnebildi. O azizleri; unutmadık, unutmuyoruz ve unutturmayacağız.
Dolayısıyla bu topraklarda İslam'a ve İslam'ın değerlerine savaş açan hiçbir yapının egemen olmayacağını, yeryüzündeki herkesin bilmesi gerekir. İngiltere, Amerika veya yeryüzünün tüm şeytani güçleri birleşip birilerini piyon olarak kullanmak isteseler de Müslüman halkımız bu toprakları, İslam'ın aleyhine çalışan insanlara teslim etmeyecektir.
Ayasofya'yı müzeye çevirip yıllarca Allah'ın isminin yüceltilmesine engel olanları, bu insanlar unutmayacaktır. Aynı şekilde Ayasofya'yı tekrardan camiye dönüştürüp Allah'ın isminin bu kadim mekanda yüceltilmesini, Müslüman halkımız takdirle karşılamıştır.
Şu an halkımızın karşısında kültürel yağmacılığa hazırlanan, ellerine iktidar gücü geçerse Müslüman halkımızı İslam kültüründen uzaklaştırmaya and içen siyasi bir güç odakları var. Halkımız bu tehlikenin farkına varmalı, safları sıklaştırarak İslam'ı ve değerlerini savunanların arkasında durmalıdır.
İslam’ı referans aldığını belirten, Allah'a ve ahiret gününe iman eden, Allah'ın kitabına ve Kur'an'daki hükümlere inanan, Müslüman yöneticilerin uhuvvetle hareket etmesini yüce Allah'tan diliyoruz. Çünkü bu ülkede şer güçler ayrılıklarını bir tarafa bırakarak birleşmişler. Müslümanlar da farklılıklarını bir tarafa bırakarak Müslüman halkımızın dünya ve ahiret selameti için birleşmelidir.
Siyasal iktidar, kültürel yayılmacılığa karşı en büyük güçtür. Siyasal iktidar İslam'ın ve Müslümanların elinde olursa küresel boyuttaki kültürel yağmacılığa karşı konulabilir. Müslüman halkımız, İslam’ın kokusunu aldığı her siyasinin arkasında durmuştur. O yüzdendir ki İslam'ın aleyhine çalışanlar bile kendilerini Cuma namazlarında halka göstermek ister oldular.
Allah bu ülkeyi İslam'ın aleyhine olanların insafına bırakmasın.