İslam peygamberi Hz. Muhammed Aleyhisselam devlet kurmuş bir peygamberdir. Devletini Medine Vesikasıyla şekillendirmiş, tabiri caizse insanlığın ilk anayasasını yazdırarak sağlam bir nizam kurmuştur.
Anayasa günümüzde toplumsal sözleşme olarak tanımlanıyor. Gerçekten Allah Resulü; Medine Vesikası’nda, Medine'de yaşayan her kesimden insanı muhatap almış, her kesimin ismini vesikada zikrederek insanları onurlandırmış. Verilen karşılıklı sözleri yazıyla kayda geçirmiştir. Dolayısıyla Medine'de, Müslümanların sayısı çok az olmasına rağmen siyasi üstünlüğü Müslümanlar, elde etmiştir.
Günümüzde Müslüman ülkelerde ne yazık ki Müslümanlar, siyasi üstünlüğü elde edememişlerdir. Bunun sebebi Müslümanların anayasa mefhumu üzerinde yeterince durmamalarıdır. Hakkımızı ve hukukumuzu anayasal güvence altına almalıyız.
Herkes karşıtlık ifade ettiği halde 40 yıldan fazladır bir ülke, darbe anayasası ile yönetilebilir mi? İnsanlar, İslam ve anayasa kelimelerini niçin yan yana getirmekten bu kadar korkuyorlar? Hâlbuki İslam dini bir yasa dinidir. Kamusal alanı şekillendirmiş bir dinin mensubuyuz bizler. Devlet kurmuş, devlet idare etmiş, kamusal alanda düzen ve birlik sağlamış, ordular kurmuş, zulmü- kötülüğü etkisiz hale getirmiş bir peygamberin ümmetiyiz.
İslam, ilk günden itibaren hiçbir zaman insanlığın ortak kazanımlarına karşı çıkmamıştır. Geçmiş Müslüman milletlerin deneyimlerini de göz önünde bulundurarak modern dünyanın anayasalarını da önümüze koyarak İslam'a göre çağımız ihtiyaçlarına da hitap eden mükemmel bir anayasa hazırlama imkânımız var. Fakat İslam'ın aleyhine o kadar büyük bir propaganda yapılmış ki İslami bir anayasadan insanların anladığı tek şey; kesme, biçme, öldürmedir. Hâlbuki İslam'ın hükümleri evrensel hükümlerdir. İnsanlara rahmet olan hükümlerdir.
İslam kamusal alana da hükmeden bir dindir. Kur'an-ı Kerim'deki hüküm ayetleri bunun en büyük delilidir. Toplumumuz, yöneticilerimizden İslam'a göre bir anayasayı talep etmelidir.
Halihazırda kullandığımız anayasa tamamen ithal edilmiş bir anayasadır. Batılılardan anayasa maddesi veya yasa maddesi ithal eden bir ülke olmaktan çıkmalıyız artık.
İslam güzel olanı, hikmeti herkesten her kesimden almaya müsait bir dindir. Elbette ki insanlığın yönetim tecrübesinden, devlet tecrübesinden Müslümanlar istifade etmeli; bununla birlikte Allah'ın bizlere emir verdiği hak ve hukukumuzu güvence altına alacak anayasa maddelerimiz de olmalıdır.
Devletle toplumun barışmasını sağlayacak, insanların adaletle yönetilmesine vesile olacak bir düzenin tesis edilmesine vesile olur İslami bir anayasa.
Öncelikle gelin bu konuyu kimseden korkmadan, çekinmeden hür bir şekilde konuşalım. Böyle bir konuyu kimseden korkmadan konuşabilecek bir ortamı oluşturması gereken de hükümettir. Ne yazık ki âlimlerimiz, hocalarımız 1. Dünya Savaşı'ndan beri süren baskılardan dolayı bu tür konuları konuşmaktan son derece çekiniyorlar. Fakat bu konuda konu ile ilgili çekinilecek bir durum yok. Bugün Avrupalı devletler bile Müslümanların haklarını anayasal güvence altına alma konusunda kendi aralarında konuşuyorlar. Meclislerinde konuşuyorlar, toplumsal hayatta konuşuyorlar bu konuyu.
İslami bir anayasanın hazırlanmasına, milletimizin dünyaya ve ahiret saadetine nail olmasına vesile olanlardan olmak duasıyla.