Muhammed Bakır Es-sadr, İslam Ekonomi Doktrini adlı eserinde der ki: ‘İslam insanın çeşitli ihtiyaçları ile olan bağlantısının ışığında bütün sistemlere hükmeden bir dindir.” Yine Diyanet Vakfının çıkarmış olduğu İslam İktisadında para adlı eserin 23. sayfasında der ki: ‘İslam sadece dini hayatı yani ibadetleri düzenleyen ve hayırlı işleri tavsiye eden bir din değildir. Ekonomik, kültürel, sosyal ve ticari her alanda insanların hayatını birbirleri aralarında ve toplumsal ilişkiler manasında düzenleyen bir dindir. Para gibi hayatın her alanında insanların hayatına tesir eden bir konuda da İslam’ın ortaya koyduğu bir çerçeve bulunmaktadır. Paranın tanımından fonksiyonlarına, parasal sistemden para politikalarına kadar İslami kurallar çerçevesinde bir ekosistem kurmak mümkündür. Bütünün parçaları olarak değerlendirmek gerekirse İslami bir hayat sistemine giden yollardan birisi İslam iktisat sisteminden geçmektedir. İslam iktisat sisteminin parçalarından birisi de İslami para sistemidir.”
İktisadi hayatı kontrol edebilen, ele geçiren düşünce ve inançlar diğer düşünce ve inançlara hükmedebilmiştir. Fakat iktisattan mahrum kalmış, iktisadi düşüncede, iktisadi bağımsızlıktan mahrum kalmış düşünceler ve inançlar; diğer düşünce ve inançların gölgesinde kalmıştır. Gelmiş geçmiş bütün ideolojiler düşünceler ve dinler iktisattan bağımsız düşünülemez.
İslam iktisat sisteminden geçmektedir. Bugün İslam’ın yeryüzüne egemen olması, İslam’ın tekrardan dünyaya; adaleti, hürriyeti, eşitliği, merhameti, sevgiyi, saygıyı, terbiyeyi, edebi hakim kılabilmesi için İslami bir iktisadi sisteme ihtiyaç var.
Bugüne kadar âlimlerimiz dini konuşurken hep ibadet kısmı konuşuldu. Namazın farzları, orucun farzları, hac nasıl yapılır gibi konular işlendi. Fakat İslam bundan ibaret değildir. Bunlar bir Müslüman’ın bireysel olarak ibadetleri nasıl yapması gerektiğini bilmesi gereken konulardır. En asgari düzeydir. Fakat İslam bireyden ibaret değil ki; İslam, toplumu da kuşatan bir dindir. Topluma yön veren bir dindir. Ama yaklaşık 100 yıldır, 200 yıldır toplumdan soyutlamak istedikleri için muamelat dediğimiz, iktisat, ekonomi İslam’ın diğer yönleri hep ihmal edildi. Hatta Âlimler içkinin haramlığından çok bahsederler fakat faizin haram oluşuna değinmek istemezler. Faiz konusunu ifade eden, hangi konularda faize düşülür, bu konuları konuşan âlimlere rastlamak çok azdır. Niçin âlimler faiz konusunu konuşamaz veya anlatamazlar? Çünkü sosyal bir konudur. Ekonomiyi ilgilendirir, devleti ilgilendirir. Düzeni ilgilendirir, sistemi ilgilendirir. Faizi işledin mi hepsine değinmek zorundasın.
İslam’ı Müslümanlara yanlış öğreten düşünceler ortaya çıktı. Bu düşünceler halk arasında, ‘Ne kadar fakir olursan, ne kadar zühd ile yaşarsan o kadar erdemlisin! Müslüman adamın para ile mal-mülkle, siyasetle işi olmaz! Camiye gider gelir, ölümü bekler! Ne istiyorsa ölümden sonra o isteğine Cennette erişir. Bu dünya zaten kötülerin, kafirlerin! Bu dünya nimetlerini boş ver!’ Evet, tüm bunlar abartı değildir. İslam’ı gerçek hayattan, devletten, iktisattan, eğitimden kısacası toplumla alakalı her şeyden kopardılar.
Öncelikle halkımıza İslam dinini doğru bir şekilde anlatmak gerekiyor. Sonra kâfirlerin kurmuş olduğu faize dayalı iktisadi sistemi sorgulamak gerekiyor. Merkezinde doların, faizin olduğu, sömürenlerin semizlenip bizim gibi ülkelerin de enflasyonla perişan edildiği bir sistem var. Halkımız paramızın alım gücünün sürekli düşmesinden bıkmış. İnsanlar dolara bağlı bir ekonomi istemiyor artık.
Acilen İslam ülkeleri ile ortak ticaret pazarları kurmalıyız. İslam ülkeleri ile faizsiz bir ekonomi modeli geliştirmeliyiz. İslam ülkeleri ile ortak bir para birimi oluşturmalıyız. Ki bununla ilgili Malezya, Endonezya, Pakistan, İran gibi birçok İslam ülkesinin projeleri var. Bizim ülkemizde de İslam’a göre bir ekonomi modeli ortaya koyan profesörler var. Bunlara kulak vermeliyiz.
Sömürü düzeni artık halkı bıktırdı. ABD, Avrupa veya diğer kâfir devletlerin dayattığı hayatı yaşamak zorunda değiliz. Her şeyin en kalitesini onlar yesin biz hep ikinci kalite ürünlerle hayatımızı idame ettirelim! Gençlerimiz onların hizmetçisi olmak için kaçak yollarla ülkemizden kaçsın! Bu olacak iş mi?
Başta gıda olmak üzere her şeyin en iyisi ABD ve Avrupa’ya ihraç ediliyor. Niye? Çünkü İktisadi sistemi onlar kurgulamış. Tüm çarklar, onların istediği gibi dönüyor. İslam toplumlarının istediği gibi çarkları tersine döndürebilme duasıyla…