Malumunuz kamu çalışanları hükumetten zam istiyorlar. Ve hükümetin toplu sözleşmede vermiş olduğu zammı kabul etmiyorlar. Az ve eksik buluyorlar. Çevremizde 20 yıla yakın memurluk yapan eş-dost arkadaşlarımız var. Birçoğunun özellikle 20 yıl boyunca memurluk yapan birçok arkadaşımızın lüks olmayan bir evi ve arabası var. Zaten 20 yıl boyunca çalışmadan memurluk maaşıyla bir ev ve araba sahibi olmak bile zor.

20 yıllık bir emekten sonra ancak bir ev ve bir araba sahibi olabiliyor, memurlar.

20 yıllık bir memuru düşünecek olursak eğer bu memurun çocukları varsa muhtemelen 17-18 yaşında olacaklar. Dersane masrafı, diğer çocukların okul masrafları, gıda masrafı... Birçok memur kendi şehrinden uzakta çalıştığı için yol giderleri oluyor. Bayramda, tatillerde memurların birçoğu memleketlerine gidiyor. Tüm bunları düşünecek olursak halihazırdaki memur maaşları, asgari düzeyde insani ihtiyaçların bile karşılanması konusunda yeterli olmuyor.

Memurlar ya ek iş yapacaklar. Ki bu kanunen yasak! Ya da çocuklarını, ÖSS hazırlık ve KPSS dönemlerinde eğitim masraflarından kaçınacaklar. Sıla'yı rahim için memleketlerine gitmeyecekler. Bir eş-dostla en basit bir yemek yeme şansları olmayacak. Gerçekten çevremizde 20 yıllık memurlar var bu adamları gözlemliyoruz; inanın 1 TL'nin hesabını yapmak zorunda kaldıkları anlara şahit oluyoruz. Dedik ya 20 yıllık bir memurun bir evi bir arabası olur. Bu evi de bu arabayı da almak için 20 yıl boyunca 1 TL'nin bile hesabını yaparak yaşamış kimselerdir memurlar. Dolayısıyla çevresindeki eşe dosta ikram eden elibol, mutfak masrafları çok olan kimseler değildir memurlar.

Çevrenize bir bakın! Memurların evine gidip de yemek yiyen veya memurlarla bir lokantaya giden kaç tane insan görebilirsiniz? 'Ben bir memurun evine gidip yemek yedim. Ben bir memurla beraber lokantaya gidip yemek yedim, bana yemek yedirdi, ikram etti!' diyen çevrenizde var mı? Niçin yok? Acaba memurlar cimri mi? Hayır! Memurlar cimri değil muhtaç durumdadırlar.

Sabit bir gelir var; fakat memurlar genelde kendi şehrinden uzakta yaşamak zorunda, birçoğunun evi kira olması hasebiyle memurlar kıt kanaat geçiniyorlar.

50 yaşında bir öğretmen bir imam veya kamu kurumlarında çalışan herhangi bir memuru düşünün. Elbette fakir değil. Acınacak durumda değil. Fakat kendisine imrenilecek bir durumu da yok! Çünkü çocukların eğitim masrafı, gıda masrafı gibi giderlerden dolayı kıt kanaat geçiniyorlar. Bolluk içinde değiller, memurlar bolluk içinde yaşayamıyor. Bu da memurları strese sokuyor ve çalışma verimlerini düşürüyor. Bir öğretmen düşünün kendi öz kardeşine bir lokantada yemek yediremesin mi? Bir imam düşünün ay sonunda cebinde  beş kuruş kalmayıp maddi sıkıntı çekerek nasıl imamlık yapacak?

Devletin gücü memuruna verdiği maaşla ölçülür. Erbakan Hocanın bir yıllık hükümeti döneminde memura yaptığı zam herkesin dilindedir halen. 2023 seçimlerinde hükümet, toplumun onayını almak istiyorsa memurlara kesenin ağzını açmak zorundadır. Memura verilecek para, zam halka geri dönecektir. Çünkü memur almış olduğu maaşı kendi eşine, dostuna, toplumuna yani yine kendi şehrine harcayan kimsedir. Memuriyet demek Topluma hizmet demektir.

Selamet ve afiyet içerisinde yaşamak dileğiyle...