47 yılını Risale-i Nura vermiş değerli bir Hocamızla Mesnevi-i Nuriye’yi Osmanlıcasından okuyoruz. Okurken başlığımızı yazdığımız şu mübarek sözü sizlere şerh etmek istedik. Bu sözü okuyunca belki yüz defa nefisme söyledim. Kalp alemimizde çok büyük bir zevk, bir neşe, mutluluk verdi. İnsan, biraz bu sözü düşünecek olsa bu sözden büyük bir lezzet alacatır. Niye lezzet veriyor? Çünkü insan Bekaya âşıktır. İnsan yokluğu kabul etmez.

Bediüzzaman anlatıyor: Diyor bir gün ben düşünüyordum. Nefsime dedim ki: ’Sana iki seçenek verilse, ya toprak olup yok olacaksın ya da ebediyen Cehennem ‘de kalacaksın! Ey nefsim söyle hangisini seçersin? Baktım nefsim fenaya, yok olmaya razı olmuyor. Cehennem dahi olsa ebediliği istiyor.’

‘Baki bir hüsün fani bir müştaka razı olamaz.’ Baki olan kimdir? Hani dervişler, şeyhler, çokça derler ya ‘Ya Baki entel Baki illa Hu!’ Yani Baki olan ebedi olan ancak sensin Allah’ım! Ebedi olan, ‘La yemut’ olan ancak sensin Allah’ım!

Baki olan bir Hüsün… Hüsün kelimesi, Hasan, Hüseyin isimleri ile aynı kökten bir kelimedir. Yani hüsün güzellik, iyilik demektir. Ebedi güzellik sahibi olan kimdir? Ebedi ve Ezeli güzellik sahibi olan Allah’tır. Allah güzeldir. Ebediyen güzeldir. O’nun güzelliğinin zevali yoktur. ’O’nun güzelliğinin fenası, yokluğu düşünülemez. O her zaman güzeldir. Her zaman güzel olmaya devam edecektir. Her zaman da güzeldi.

Fani olan bir müştaka… Fani ise Baki olmayan anlamında yani fenaya, yokluğa, mahkûm olanlara denir. Fani demek, bir gün ölecek olan, gelip geçici, bir gün sona erecek olan, kalıcı olmayan, kalımsız, ölümlü. Müştak kelimesi ise seven, arzu ve iştiyak gösteren, fazla istekli olan demektir.

‘’Baki Bir Hüsün Fani Bir Müştaka Razı Olamaz’’ Baki bir güzellik sahibi olan Allah fani bir müştaka razı olamaz. Yani ölümlü olan, ebedi olmayan, bir müştaka bir aşığa razı olamaz. Şimdi Allah insanı niye yarattı? Kutsi bir hadiste buyurulmuş: “Bilinmeyen gizli bir hazine idim, bilinmek istedim, bilineyim diye halkı (kâinatı, insanı) yarattım” (Aclûnî, II, 132) Evet, insan Allah’a âşık olmak için, Allah’ı tanımak için yaratılmış bir varlıktır. İnsanda hiçbir mahlûkta olmayan âşıklık istidadı kabiliyeti, yeteneği vardır.

Evet, Adem’in evlatlarında (Allah babamız Adem’e ve annemiz Havva’ya bu recep ayında rahmet eylesin) biz insanlarda Allah’a aşık olma istidadı vardır. Bu yetenek ebedi olmamıza vesiledir. Çünkü aşık olunan, Baki olan Allah bizim fani olmamıza razı olmaz. Kendisini seven, kendisine aşık olan insanın fenasını, yokluğunu, yok oluşunu kabul etmez. Bu yüzden Allah, insana ebedi bir hayatı vaat etmiş ve bahşetmiştir. Beni seversen ben de seni severim. Sana ebedi bir saadet nasip ederim.  Baki bir güzellik, hüsün sahibi olan Allah kendisini tanıması, kendisini sevmesi için yarattığı insanın fani olmasına razı olamaz.

İnsana ebedilik verilmiştir. Niçin insan ebedidir? Çünkü insan Allah’ın ruhunu taşıyor. Allah kendi ruhundan insana üflemiştir. Beden çürür ama ruh çürümez. Beden ölür, toprak olur. Ama ruh ölmez.

Allah’a âşık olmak, Allah’a müştak olmak, Allah’ın Baki olduğunu, Allah’ın azametini, Cemalini, Celalini fark ederek yaşamak… Bütün hayır, iyilik, bereket Marifetullah iledir, Allah’ı bilmekledir. Allah’ı sevmekledir. Tüm hayırlar Muhabbetullah’ta, Allah sevgisinde gizlidir. Çok değerli bir İslam âliminin şu sözü Marifetullah ilmini arayanlara yol gösterecektir: ’Bil ki insan ilk etapta şeriatın zahiriyle işe başlamadığı müddetçe ilahi marifet yolunda bir tek adım olsun ileri gidemez.’

Risale okuyup okutalım bu milletin istikbali, istiklali Risale-i Nur’la bereketlenecektir, inşallah. Çünkü bir millet kelimelerle düşünür. İslam’ın öldürülen kelime ve terimleri Risale-i Nur’un bağrında muhafaza ediliyor. Bu yazımızda ruhi yönümüzü harekete geçirecek hikmetli bir sözden bahsettik. Allah kalp âlemimizi daima nurlu eylesin. Receb ayının bereketi ile ruhi yönümüzün kavileşmesi duası ile…