Matbaanın çıkmasından sonra dergicilik çok büyük bir önem kazandı. Dergicilik kitleleri bir araya getiren bir unsur olarak görüldü. Dergi çıkaran yapılar, tabanlarını organize ettiler. Ve tarihte de çıkartmış oldukları dergiler ile anıldılar. Serveti Fünun Dergisi, Fecri Ati dergisi gibi edebiyat tarihimizde birçok dergiye rastlanabilir.

1900’lü yılların başından itibaren İslami hareketler de dergiler çıkarmışlar. Hani birileri sürekli cumhuriyetten önceki tarihi cahil olarak göstermeye çalışıyor ya! Çok büyük bir yalandır bu. Cumhuriyetten önce 1900’lü yılların başından 1923’e kadar 50’ye yakın çocuk dergisi var. Yani ecdadımız cahil değildi. Cumhuriyetten önceki insanlar da okuyordu, yazıyordu. Hatta şunu söyleyebiliriz ki cumhuriyetin ilanından sonra 1960’lı yıllara kadar Çocuk dergisi çıkmamış desek yeridir. Bu bilgileri vermedeki amacımız şu: “Bu toplum cumhuriyetten önce de okuyordu, yazıyordu.” Ama birileri sürekli cumhuriyetten önceki nesli, ecdadımızı cahil olarak lanse etmeye çalışıyor. Basit bir araştırmayla Kur’an alfabesi ile Türkçe yazılmış olan 100 binlerce eser karşımıza çıkacaktır.

Allah rahmet eylesin Hasan el Benna, dergiciliğe çok önem vermiş bir Liderdir. Kendisi arkadaşlarıyla beraber Nezir isimli dergiyi çıkarmış. Dergiyi çıkartırken meşhur yazarların yanına gitmiş. Dergiye yazmalarını istemiş. O dönemki siyasi baskıdan dolayı birçok yazar bu işe yanaşmamış. İş başa düştü deyip kendisi ve İhvan-ı Müslimin’in kurucusu olan yakın arkadaşları kalem tutmuş, dergi çıkarmışlar. Nezir dergisi Mısır’da çok güzel işler yapmış. İhvan’ın gençlerini motive etmiş, yetiştirmiş, organize etmiş değerli bir dergidir.

Aynı şekilde Allah rahmet eylesin Necip Fazıl, Büyük Doğu dergisinin çıkartmış. Allah isminin bile yasak olduğu bir süreçte İslam’ın savunuculuğunu yapmış, bu yüzden defalarca tutuklanmış, gözaltına alınmış, baskı görmüş, takip edilmiş ve hayatını Çile olarak tanımlamış bir şairdir Necip Fazıl. Kendisi diyor ki: “Bizim bu mücadelemizin değerini anlamak isteyen bizim yaşadığımız dönemdeki Konjonktüre baksın.” Necip Fazıl, Büyük Doğu dergisiyle bir gençliği ayağa kaldırabilmeyi başarmıştır.

Bir de 28 Şubat’ın zülüm dolu sürecinden sonra müminlere bir rahmet, bir esenlik, bir müjde, bir uyarı olarak İnzar dergisi çıktı. Gerçekten de İnzar Dergisi ilk çıktığında çok heyecanlanmıştık. Böyle bir dergiye kavuştuğumuz için Allah’a şükür etmiştik. Hatta bazı dostlarımız sevinç gözyaşları akıtmıştı.

Yıllardan beri İnzar Dergisi çıkıyor. Fakat Bazen düşünüyoruz, bu değerli nimetin Şükrü’nü eda edebiliyor muyuz? Bugün İnzar Dergisi 80 milyonluk Türkiye toplumunun 1 milyonuna ulaşabiliyor mu? 15 yıldan fazladır çıkan bu değerli dergi Arapça, İngilizce başta olmak üzere diğer dillerde de yayın yapabiliyor mu? Bu sorularımıza hayır diyorsak suç bizdedir. Allah’ın verdiği nimetlere sahip çıkmayışımızdandır. İnzar Dergisi, Nisanur Dergisi, Söz ve Kalem Dergisi, Kürtçe çıkan Kelhaamed Dergisi ve Doğruhaber Gazetesi müminlerin teveccühünü görmesi gereken basın yayın organlarıdır. Bu değerlerimize sahip çıkmalıyız. Başta İnzar dergisi olmak üzere bu değerli dergileri Arapça ve İngilizce başta olmak üzere diğer dillere de çevirerek tüm insanlığın bu dergilere ulaşmasını sağlamalıyız. Tabi önce bu dergilerimizi Türkiye toplumuna ulaştırmalıyız.

Türkiye’deki Müslümanların en büyük problemi şudur: Ürün ortaya koyabiliyoruz, bu konuda başarılıyız. Ama o ürünü topluma ulaştırmada çok başarısızız. Evet ‘propaganda sanatını peygamberler gibi başarabilmeyi Allah hepimize nasip etsin’ duasıyla.