Malumunuz okullar kapandı. Yine iş başa düştü, anne babalara düştü. 4 Ocak tarihine kadar okullar kapatıldı. Bu yaklaşık 45-50 günlük süre var. O da 4 Ocak’ta okullar açılır mı açılmaz mı belli değil. Bu süreçte anne babalar ne yapacak? Veliler ne yapacak? Çocuklarımızın eğitimi ile ilgili ne yapabiliriz? Özellikle bu konuda hem bireysel hem de içtimai olarak kafa yormalıyız. Bu yazımızı, evladı olan, torunu olan, yeğeni olan, kardeşi olan, öğrencisi olan her kardeşimiz için yazıyoruz. İnşallah bu yazımızı önemine binaen başkaları ile de paylaşalım ki çocuklarımızın geleceğini inşada bir katkımız olsun. Şimdi biz ne yapacağız?

Öncelikle, dinimizin ilk emri ‘Oku!’dur. Kitap okumaya alışmış, okumayı seven, kitap okuyan bir öğrenci hiçbir zaman derslerinden geri kalmaz. Bugün sınavları kazanan, derslerinde başarılı olan bütün öğrencilerin, dikkat ederseniz, okuma kabiliyetleri ve yetenekleri çok gelişmiştir. Geçen seneki LGS (Liselere Giriş Sınavı), LYS, ÖSS, KPSS, ALES, DGS, DHBT, Bursluluk Sınavı kısacası ÖSYM’nin yaptığı, aklınıza gelen bütün sınavlara bakın hepsi okuma üzerinedir. Okuyabilen, okuduğunu anlayabilen, anladığını yorumlayabilen, tahlil edebilen, çözümleme yapabilen her öğrenci başarıyor.

Geçen sene talebelerimizden bursluluk sınavına iki öğrenci girdi. Malumunuz 5. Sınıftan itibaren bursluluk sınavı diye bilinen bir sınav var. Bu sınavı kazanan her öğrenciye devlet, 12. Sınıfa kadar her ay 300 lira para veriyor. Bu para enflasyona göre de artıyor. 6. sınıfa giden iki öğrencim bu sınava girdi. Biri 440 puan aldı ve kazanamadı. Diğeri 473 puan aldı ve kazandı. İkisinin de zekası, çalışkanlığı hemen hemen aynı seviyededir. Kazanamayan öğrencime sordum: ‘Sen haftada bir tek kitap bitiriyorsun değil mi?’ Çocuk ‘evet hocam’ dedi. Diğerine sordum: ‘Sen haftada en az iki kitap bitiriyorsun değil mi?‘ Çocuk : ‘Evet’ dedi. Bu sınavı kazanamayan çocuğa dedim ki: ‘Bak, arkadaşının kazanma senin ise kazanamama sebebini anladın mı? Sen de haftada en az iki kitap okusaydın sen de kazanacaktın. Çünkü kitap okumak zekayı ve anlayış, kavrayış gücünü artırıyor. Daha sonra kazanan öğrencinin kardeşi ile konuşurken senin ablan haftada iki kitap mı okuyor? Diye sordum. O ise: ‘Hayır, benim ablam 3-4 bazen beş kitap bile bir haftada bitiriyor’. İşte olay bu!

Çocuklarımız bursluluk sınavına girsin. Sınavları kazanmanın yolu kitap okumaktan geçiyor. Çocuklarımız uzaktan eğitimlere katılsın. ZOOM ve EBA üzerinden öğretmenlerinin derslerini dinlesinler, takip etsinler. Ama bununla beraber günde en az bir saat kitap okumaları gerekiyor. Bir saat sesiz kitap okusunlar 30 dakikada sesli kitap okusunlar. Değerli velilerimiz de çocuklarının okuduğu kitapları çocuğunun ağzından dinlesin. Çocuk okuduğu kitabı anne ve babasına anlatsın. Ne okumuş, ne anlamış veli bilmelidir.

Peki, çocuk hangi kitabı okuyacak? Mesele burada zaten. Geçen bir arkadaşımız diyor: ‘Benim çocuk, kitap okumayı sevmiyor. Ne yapayım?’ Bunu söyleyen kişinin evinde abartmıyorum 50 bin lira tutarında kütüphanesi var. Misafir odası baştan sona kitaplarla dolu… Devasa bir kitaplık! Kendisine ters ters baktım. Dedim: ‘Kitap okumayı sevmeyen çocuk yoktur. Henüz aradığı kitabı bulamamış çocuk vardır. Be Allah’ın kulu sen bu kadar kitabı kendin için almışsın da bir tek çocuk kitabı evladına almamışsın ki! Bak çocuklar her kitabı okuyamaz. Çocuklar için yazılmış özel kitaplar var. Bunları okutmalıyız. Mesela örnek verecek olursak: Seyyid Kutub’un çocuklar için yazdığı ‘İslam Tarihi Seti’ KAHRAMAN Yayınlarından çıkmış. Beş set var ve her sette 20 kitap var. Her kitap 16 sayfadan oluşuyor. Yine Diyanetin çıkardığı çocuk kitapları var. Yarım Elma Yayınlarının son dönem çıkardığı çocuk kitapları var. Arayan bulur.

Yine halk kütüphanelerinden, sosyal tesislerdeki kütüphanelerden de çocuk kitaplarını ödünç alabiliriz. Yazımızın sonuna geldik. Bir önerimiz de çocuklarımız günlük tutsunlar. Her gün yaşadıklarını en az bir sayfa yazsınlar. Allah bu süreçte yavrularımızı yetiştirebilmeyi nasip etsin. Bu arada yabancı dil öğrenimi de çok önemlidir. İhmal etmeyelim. İngilizce, Arapça özellikle öğretelim. Evde Kürtçe, Zazaca, Lazca kısaca ikinci bir dil konuşuluyorsa bu dili de evladımıza öğretelim. İngilizce ve Arpça öğretimi için çok güzel öğretici videolar internette var. Bunları izletelim. Selam ve dua ile…