Atamız Adem Aleyhisselam ahretten bu dünyaya geldiği gün ne hissediyorsa biz Ümmet-i Muhammed de Ramazan Ayından sonra aynı hissi hissediyoruz. Ramazan ayının gelişiyle sevinen, gidişiyle ağlayan bir ümmet olmak ne güzeldir Allah’ım! İnsan ağlamak istiyor.

Çünkü;

-Ramazan Ayı; insanların hidayeti için Kur’an’ın indirildiği, hak ile batılın ayrıştığı bir aydır. Allah bizi tekrar Ramazan Ayına kavuştursun. Kur’an’ın hürmetine o mübarek aya kavuşmayı hepimize Rabbim nasip etsin. Tüm hazinelerin ve iyilik kapılarının anahtarı elinde olan Rahman ve Rahim olan Allah bizleri bu güzel aydan nasip alanlardan eylesin.

-Cennet kapılarının açılıp Cehennem kapılarının kapandığı bir aydı.

-Hayırların, iyiliklerin, bereketin ayıydı.

-Teravihin, tespihin, tehlilin, Kur’an tilavetinin ayıydı.

-Şeytanların zincirlere vurulup zelil edildiği bir aydı.

 -Zekatın, sadakanın, infakın verildiği bir aydı.

Geçen bayramlaşma için beni arayan çok değerli bir dostum, hocam senden bir ricam var dedi. Çok içten ve samimi bir ses tonu vardı. Kalpten çıkan kelimelerdi bunlar. Buyur değerli dostum, diye cevap verdim. Şu kelimler tane tane, kalpten, derinlerden gelircesine ağzından çıkıverdi: ’Hocam benim şehit olmam, çocuklarımın da Kur’an hadimi olması için bize özel dua et’

‘Allah sana çok uzun bir hayat versin. Çok Ramazanlar göresin. Çok hayırlara vesile olasın. Yaşlı iken saçların ağarmış, tonton bir dede iken şehit olasın inşallah.’

Hocam ben yaşlı iken değil genç iken şehitlik istiyorum demek istercesine baktı. Allah’ın Resulü’ne sorulan bir soruyu hatırlattım.

Ashab arasında kardeşlikleri, dostlukları ve amelleriyle birbirlerine benzeyen iki sahabe vardı. Bu sahabelerin ikisi birkaç yıl arayla şehit oldu. Ashap sonradan şehit olanı defnettikten sonra sordu:

’Ya Rasulallah! Hangisi daha faziletlidir? Allah katındaki makamı yüksek olan ilk şehit midir yoksa sonradan şehit olan mı? Allah Resulü sonradan şehit olanı kast ederek: ‘’Bu kardeşiniz, diğer şehitten daha çok ramazan orucu tutmadı mı? Namazlarını bizimle beraber daha fazla cemaatle kılmadı mı?’ Ashap ‘Evet’ deyince; ‘Sonradan şehit olan daha hayırlı ve makamı daha yüksektir.’ buyurdu.

Bu hadis ve uzun ve hayırlı ömrün önemini açıklayan nice hadisler vardır. Allah ne zaman İslam ümmetinin yeryüzüne egemen olmasını istemişse bu ümmetin rabbani alimlerinin ömrünü uzun etmiştir. Şeytani insanların, küfrün önderlerinin ömrü ise kısalmıştır. Misal, Ebu Cehil ve arkadaşları erken ölürken ashabın ileri gelenlerinin ömrü çok uzun olmuştur. Resulullah’ın dostu Enes Bin Malik’in tam 150 torunu olmuş, Yaklaşık 100 yıllık uzun ve hayırlı bir ömür yaşamıştır.. Bu ömrün ona verilmesini isteyen bizzat Allah resulüdür.

Elbette şehadeti ve şehitliği isteyeceğiz. Ama şehitliği isterken dünyevi sıkıntı ve sorunlardan kurtulmak için istemek doğru olmaz. Şehitlik bir kaçış, Cennet ve hurilere kavuşmak için istenen bir amel olamaz. Hiçbir şehit, Cennete, nimetlere kavuşmak için şehit olmayı istemez. Şehitlerin, haz peşinde koşan bir kişilikleri yoktur. Allah’ın en büyük aşıkları şehitlerdir. Ne demiş o mübarek: ’Şehadet en büyük aşk ve şehit en büyük aşıktır.’

Değerli dostumun bu arzusu üzerine ona son olarak şunları söyledik:

’Hocam şehitliğin ilk adımı nasıl başlar bilir misin?

İşte cevabı: İyilik Allah’ı bilmekle olur. Ve Allah en büyük iyilik sahibidir. İşte şehit, Allah’ın iyiliklerini fark ederek can veren kişidir. Allah’ın sana yaptığı iyilikleri görmeye çalış.’

Nice ramazanları hayır üzere yaşayıp bu dünyadan şehit olarak çıkma duasıyla…