Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Götür Müslüman’a selam, diyordu.
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslam, diyordu.
Memur Sen’in kurucu başkanı rahmetli Mehmet Akif İnan’ın şiirinin son dörtlüğü ile yazımıza giriş yapalım dedik. Ramazan ayının son Cuma gününü rahmetli İmam Humeyni Dünya Kudüs günü olarak ilan etmişti. Ve Şii’siyle- Sunni’siyle tüm Müslümanların bugün Filistin için, Kudüs için, ümmet için yürüyüşler yapmalarını, basın açıklamaları okumalarını Kudüs’ün özgürlüğü için tekbirler çekmelerini istemişti. Ramazan AYININ SON CUMASI KUDÜS’e çok yakıştı. Tüm Ümmet bugünü benimsedi.
Kudüs günü bize İslam’ın yeniden ihyasını hatırlatır. İslam’a canlılık kazandırıp İslam Hukukunun tüm İslam ülkelerinde uygulanmasının sağlanması talebidir, Kudüs günü. Kudüs’ün özgürlüğünü istemek, bunun için meydanlara dökülmek demek başta İngilizler olmak üzere ABD, Çin, Rusya ve tüm sömürü devletlerine nota vermektir.
Kudüs’ün işgal altında kalması demek İslam ümmetinin hiçbir zaman tek devlet, tek millet olamayacağı anlamına gelir. Çünkü İslam dünyasının kalbi sayılan, çok hassas bir jeo stratejik önemi olan bir şehirdir Kudüs. Batısında İslami Afrika, doğusunda İslami Ortadoğu ve Asya var. Asya, Avrupa ve Afrika gibi üç büyük kıtayı birleştiren bir kutsal şehirden bahsediyoruz. Kudüs ümmetin kalbidir demiş ecdadımız. Payitahtır Kudüs. Kudüs’ün işgali demek Osmanlı gibi üç kıtaya egemen olacak bir İslam devletinin olmayacağı demektir. Bunun farkında olan küresel güçler Kudüs için atılan her adımı engelliyorlar. Adım atmak bir yana adım atmayı isteyenlerin de ayağını kırıyorlar. Kudüs davasını savunan tüm Müslüman liderler küfrün komple saldırısına uğramışlardır. Niçin? Arap şeyhleri Kudüs için niye tek bir kelime kullanmaz? Milyonlarca Filistinli mültecinin telef olan hayatları ne diye kimsenin gözlerini yaşartmaz? Hiçbir basın yanın organı niye Filistinli mazlum mültecilerin dramını anlatmaz?
Filistin sürekli unutturuluyor. Hâlbuki bütün özgür siyasetçiler, elleri Amerika’nın cebine girmemiş, kirlenmemiş, şerefli, kendini İslam’ın adamı olarak gören herkes israil terör devletinin cürümlerine karşı çıkmalıdır. İşgalci israil’e katil demenin ekonomik ve diğer saldırılarla karşı karşıya kalmaya sebep olduğunu artık bakkallar da biliyor. Ama az bir menfaat için köleliğe rıza gösteren herkes bilmelidir ki Filistin özgür olmadığı müddetçe, İslam tekrar Mescid-i Aksa’yı kucaklamadığı müddetçe ülkelerimize refah, huzur, emniyet gelmeyecektir.
Bu meseledeki en büyük çıkmazımız, İslam’ın pak evlatlarının kanlarını Müslüman görünümlü Amerika ve israil menşeli yapılarca boşa akıttırılmasıdır. Enerjimizi Suriye’de, Irak’ta başta olmak üzere Afrika’daki birçok İslam ülkesinde tekfirci zihniyetleri kullanarak birbirimizi öldürtmekle harcadılar. Bugün 27 milyon Müslüman Yemen halkının 22 milyonu açsa müsebbibi kim? Yemen’i bombalayan Suudi hükümeti, acaba İsrail terör devleti ile ne gibi gizli antlaşmalar yapmış? Yüzyıl antlaşmasının İslam ümmetine ne gibi kayıpları var? Medya bunu niye gündem etmiyor. İslam halklarının sözcüleri, yöneticileri niçin bu tür ihanet antlaşmalarına karşı seslerini yükseltmiyorlar? Suriye iç savaşının bu kadar uzun sürmesinin arka planında ne var? Yoksa birileri önceden planladıklarını adım adım uyguluyorlar mı? Ülkemiz başta olmak üzere İslam ülkeleri fiziki olarak kuşatılıyor farkında mıyız? S-400 almamız acaba Amerika’nın hangi oyunlarını bozuyor? Tüm bu soruları daha net cümlelerle halkımıza anlatmak gerek. Düşman kapıdadır. Düşman artık kendini belli etmekten çekinmeyecek kadar rengini de belli ediyor. Siyasilerimizin tüm Müslüman halkları kuşatacak siyasi söylemler geliştirmesini, Filistin’in özgürlüğüne vesile olan bir halk olmayı, bu aziz ve bereketli günlerde, rabbimizden diliyoruz. Şimdiden hayırlı bayramlar olsun