31 Mart’a az bir zaman kala anket ve araştırma şirketleri seçim sonuçları ile ilgili tahminlerini açıklamaya başladı. Çoğunluğu yanlı, tarafgir olan bu anket kuruluşlarının açıklamaları aslında halkı çok da bağlamıyor. Halk dikkatli bir şekilde gelişmeleri takip ediyor. Ama umursamaz bir eda takınan bir seçmen var. Seçimi önemsediği halde önemsemiyormuş gibi bir tavır takınan bir seçmen kitlesi var. Hani bir baba oyun oynayan evlatlarını aslında dikkatli gözlemler ama çocukların dikkatini dağıtmamak için, çocukların gerçek kişiliklerini görebilmek için çocuklarına onları takip ettiğini hissettirmez. Bu seçimde de aslında halkın tutumu aynen bu babanın tutumuna benziyor. Belediye adayları, ittifakları, açıklamaları, adayların geçmişlerini, gelecekle ilgili vaatlerini, halk zahiren umursamaz bir tavırla seyrediyor ama batınen çok ciddi takip ediyor.
Büyük şehirlerde AK Parti ve MHP tek aday gösterirken CHP, İYİ Parti, HDP ve Saadet Partisi ortak aday üzerine çalışıyor. Saadet’in, CHP ve HDP gibi partilerle aynı karede olmasını hazmedemeyen taban Erbakan Hoca’nın oğlu Fatih Erbakan etrafında toplanıp yeni bir parti kurdu. Aslında bu ayrılışı İYİ Parti’nin ayrılışına benzetebiliriz. İYİ Parti içindeki seküler, yani dünyaperest -İslam’ı hayatın merkezine almayan insanlar için kullanılan bir terim- MHP’nin AK Parti ile ortak siyaset geliştirmesini hazmedemeyenler tarafından kuruldu. Aynen yakın tarihte Saadet’te olan ayrılış gibi bir kopuş MHP’de yaşanmıştı. Yani ‘meydanlarda sloganik de olsa ‘Ya Allah, Bismillah, Allah-u Ekber’ diyen ülkücüler, MHP’de kaldı. Biz mitinglerimizde bu tür İslami ritüeller kullanmamalıyız, deyip tepki gösterenler ise yani laik, ulusalcı kesim İYİ Parti safına geçerek ayrıldılar.
Cumhurbaşkanı İstanbul halkı tarafından, belediyeciliğinden dolayı, takdir edildiği günden beri gücünü muhafaza etti. Yaşanan birçok olaydan sonra en son cumhurbaşkanı seçimlerinde İstanbul halkı tabiri caizse bir ‘nota’ verdi iktidara. İktidar gelecek seçimleri beklemeden halkın oylarda kullandığı dili anlayıp İstanbul başta olmak üzere mevcut tüm belediye başkanlarını değiştirdi. Gerçekten de bu çok büyük bir siyasi başarıdır. Ülkemiz tarihinde birçok büyükşehir belediye başkanını değiştireceksin ama Partinde bölünme olmayacak. Siyasi analizcilerin üzerinde tez yazmaları gereken bir konudur bu.
Patates, soğan derken gıda üzerinden sistematik bir savaşla halkı hükümete karşı kışkırtmaya çalışan çok güçlü bir lobinin olduğunu tanzim satışlarından sonra halk da görmeye başladı. Tanzim satışları mutfağında soğan bile bulamayan halkı için tekrardan Cumhurbaşkanına olan güveni ve itimadı artırdı.
Özellikle bu seçimlerde Doğu ve Güneydoğu illerinde ciddi değişimler olabilir. AK Parti’nin Doğu ve Güneydoğu illerinde birçok belediyeyi HDP’nin elinden aldığını görürsek kimse şaşırmasın. Eşcinselliği yaygınlaştıran, belediyenin imkanlarını gençlerimizin özünü bozmaya yönelik kullanan HDP belediyeciliğine çok öfkeli ciddi bir kesim var. Eğer AK Parti bu kesimi harekete geçirebilecek hamleler yaparsa Refah Yol hükümetine Diyarbakır’ı teslim edenler AK Parti’ye de neden teslim etmesin ki? Biraz daha bölge halkının sorunları ile ilgilenilmelidir. Doğunun oyları, bölgenin alnı secdeli Seydaları, medrese öğrencileri, çarşaflı dindar halkının sandıklarında yıllardan beri gizlenmiş durumdadır. Bu halkın küskünlükleri daha hızlı bir şekilde giderilmelidir. Selam ve dua ile…