Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği diye bilinen British Council Projesidir. Proje Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, 19/09/2014 tarihinde hazırlanmış. AB Finansmanıyla başlatılan, 3 Milyon 154 bin 470 AVRO bütçesi olan, küresel çaplı bir ifsat projesidir. Bu proje sözleşme yapıldıktan sonra 11/12/2014 tarihinden itibaren günümüze kadar çok aktif bir şekilde uygulanmış. Bu proje hazırlandığında Britsin Council liderliğindeki ekip Fetöcü ve Gezi eylemlerinde aktif olan akademisyenleri kullandı.
Bu projeyi hazırlayanlardan biri olan Doçent Doktor Bülent Tarman Fetö’den, projenin ihtiyaç analiz raporunu hazırlayanlardan biri olan Dr. Atike Zeynep Kılıç PKK’yı desteklediği için yargılanmış.
Biz cinsiyet eşitliği, eşcinsellik gibi mide bulandıran şeyleri HDP gibi PKK uzantılarından duyardık. PKK’nın ele geçirdiği belediyelerin faaliyetleri arasında eşcinselliği yaygınlaştırdıklarını belirtmiştik. Hatta Eskişehir HDP milletvekili adayı daha vekil olmadan ‘Biz eşcinseller dernekleri olarak doğu illerinde faaliyetlerde bulunuyoruz.’ şeklinde beyanları olmuştu. Fakat Milli olarak bildiğimiz, evlatlarımızı, ciğerparelerimizi emanet ettiğimiz Milli Eğitim Bakanlığı tarafından böyle bir projenin uygulanacağını hiç düşünmezdik. Hatta bu proje kapsamında Diyanet personeline yönelik il müftülüklerinde bununla ilgili birçok şaşırtıcı konferanslar yapıldı. Acaba bu kadar imam, öğretmen niye 4-5 yıldır uygulanan bu projeye ses çıkartmadılar? Bu proje anlatılırken, uygulanırken niye hiçbir veli itiraz etmedi? Batman, Erzurum gibi dindarlığı ile bilinen şehirlerimiz, pilot olarak seçilmesine rağmen neden kimseden ses çıkmadı?
Bu soruların cevabı için bir örnek olay anlatalım. 4. Sınıf öğrenci velisi olan bir ehli salat hanım efendinin kız çocuğu da bu proje kapsamında eğitime alınmış. ETCEP kapsamında çocuklara yüzme eğitimi verilmiş. Bu eğitim kapsamında çocuklar, karma bir şekilde mayo ile bayanlı erkekli mayolu öğreticiler eşliğinde eğitim görmüşler. İşte dindar olarak yaşayan, daha 4 yaşında çocuklarını Kur’an kursuna gönderen, sosyal medya hesaplarında kızının başörtüsü ile Kur’an’ı bağrına basan fotoğraflarını paylaşan aynı anne, mayolu erkek ve kadın öğreticilerin de içinde olduğu kızlı erkekli karma yüzme etkinliğinin fotoğraflarını çekip kızının mayolu fotoğraflarını paylaşmaktan bir hicap duymuyor. Tepki vermiyor. Bu iğrenç durumu yadırgamıyor. Hâlbuki bu annemiz en az Şehitkamil’in annesi kadar örtüsüne dikkat eden bir hanımefendi. Peki, insanımız batılla karşılaşınca niçin tepkisiz kalıyor? Bu durumu sosyologlar analiz edip raporlar hazırlamalılar. Omurgasız bir toplum mu olduk? Bu proje 2014’ten beri uygulanmış arkadaş! Niye ses çıkartıp bu iğrençliği ifşa etmemişiz. Nerede hata yapıyoruz diye oturup derin derin düşünmemiz lazım.
Geçen gün mazlum bir genç Alçak Sisi yönetimine idam edilmesi için teslim edildi. BU TÜR OLAYLAR HÜSNÜ ZANNI ZORLUYOR. Biz ve bizim gibi iyi görmek isteyenler bu işleri hep kirli, gizli bir takım mahfillere bağlamaya çalışsak da ciddi kırılmalara sebep olduğunu belirtmek isteriz. Hükümet bu tür kendisiyle çelişen olaylara daha net tavır takınmalıdır, der, Başta ülkemiz olmak üzere tüm insanlığı insi ve cini şeytanların şerrinden Hafiz olan Allah’a emanet ederiz.