Sabah saat 6.30`du. İçeri hızlı adımlarla bir genç girdi. Sandık kurulu başkanına doğru gitti. Güler bir yüzle selamun aleykum dedi. Sonra başkan ve diğer müşahitlerle tokalaştı. Geniş, şalvar tipli, ütülü kumaş bir pantolon ve beyaz bir gömlek giymişti: “Ben HÜDA PAR`ın okul sorumlusuyum.” Birazdan bir genç daha içeri girdi ve selam verdi. “Bu arkadaşımız da bu sandıktaki müşahidimiz” dedi. “Bir sıkıntı olursa başkanım buradayız” dedi. Güneydoğunun ve doğunun sert mizaçlı illerinde, kimi zaman seçimlerde silahlar dahi konuşurdu. Herkes müşahit olmak istemezdi. Başkan bunu iyi biliyordu. İçinden iyi ki varsın be HÜDA PAR. Sen burada olmazsan, bu sandıklarda hesabı olanlar çok daha rahat istediklerini yapacaklar diye içinden geçirdi. Yıllarca seçim görevi yapmış yaşlı öğretmen hemen hemen hiçbir seçimde bu kadar kara çarşaflı, tesettürlü kadının oy kullandığına şahit olmamıştı. Saat beşi geçince sandık açıldı. HÜDA PAR`lı genç gözlemcilerin de bulunduğu sınıfta geçersiz beş oy çıkmıştı. Bu oyların geçersiz olma sebebinin ise oyların hem HÜDA PAR`a hem de AK Parti`ye evet demiş olmalarındandı. Gençler çok hayıflandılar. Diğer arkadaşları ile telefonlaşan gençler aynı durumun birçok sandıkta yaşandığını belirttiler. Evet, bir yanlış anlaşılma vardı. Sandıklar açıldıkça bunun Diyarbakır gibi bir ilde 26.000 geçersiz oyların hem Zekeriya başkana hem de aynı anda AK Parti`ye basılmış oylar olduğu duyuluyordu. Genç müşahitler üzüldüler. Parti binasına gidip il başkanlarına durumu anlatan gençler, yenildik mi başkanım? Diye sorular. Bu soru üzerine HÜDA PAR il başkanı Asr sûresini okuyup şu sözleri söyledi: “Bakın gençler biz, sizin gibi temiz gençler sayesinde bu ülkede her 1000 kişiden dört kişinin oyunu almış durumdayız. Her oy çok kıymetlidir. Ülkemizin her şehrindeki insanımız bize oy vermiş. 28 Şubat döneminde zindanlarda iken duvarlardaki tozlar ile abdest alan bizler o zaman bile ümidini yetirmemişken Allah`ın bize verdiği bu kadar fırsat ve imkan varken nasıl ümidimizi kaybederiz? Üstada Keçeli lakaplı talebesi tüm arkadaşların cezaevlerine atıldıklarını, her şeyin bittiğini söyleyince Üstad`ın gayet rahat bir şekilde ‘ Öyle ise çayı koy Keçeli. Yeniden başlıyoruz.` Dediğini hatırlatan İl Başkanı bize oy verenlere tek tek teşekkür edeceğiz ve ülke insanının gören gözü, haklarını savunamayan mazlumların dili, zulme uğramışların eli, milletimizi hidayete götüren ayağı olacağız.`` diyerek sözlerini bitirdi.
Teşekkürler HÜDA PAR. Menfaat beklemeden rıza-i ilahi için siyaset yapma sözü verip bu sözünde altı senedir şaşmadığın için teşekkürler. Referandumlarda ülke menfaati için evet dediğin için teşekkürler. Senin çabanı bu millet görüyor. Vallahi bu halk seni seviyor HÜDA PAR. Sana düşman olanlar bile senin sözünün eri, samimi olduğunu itiraf ediyor. Senin yöneticilerinin hepsinin halkın içinden geldiğini, temiz insanlar olduğunu herkes biliyor. Siyasette kirlenip yıllarca siyaset yapıp yeni bir parti kuranlara benzemediğini, 28 Şubat süreçlerinde darbelerde zindanlara tıkılmış, mağdur edilmiş, her şeye rağmen Ya Allah deyip ayağa kalkmış baş eğmezlerin partisi olduğunu sana muhalifler dahi itiraf ediyor HÜDA PAR.
İşte, bir seçim sürecini daha geride bıraktık. Ülkemiz ilk başkanını seçti. Artık gözler başkanda. Balkon konuşmasında ayağı kapana kapılan bir çocuk için dua eden Başkan Tayip Erdoğan, yıllardır cezaevlerinde yatan, Konya`daki bir konuşmanızda bizzat ifade ettiğiniz gibi haksız yere 15-20 yıldır hayatları yanan mazlum kardeşlerimiz var. Ayrıca başta eğitim olmak üzere, Diyanet, belediyeler, ekonomi, dış politika ve ümmetin mazlumları konusunda çok büyük bir yükün artık Başkan Tayyip Erdoğan`ın omuzlarında olduğunu hatırlatalım. Yıllarca sömürülmüş, temel hakları elinden alınmış mazlum halkların gözü bizde. Ülkemizin yeni 1. Başkan`ının, şeytani güçlere yol vermeden başta bu ülkeyi sonra komşu ülkeleri ve İslam milletlerini ve tüm insanlığı huzura kavuşturacak İslam`ın adaletini halklara sunacak bir siyaset yapması gerektiğini hatırlatmak isteriz. Cumhurbaşkanı Türkiye`nin 1. başkanına ırkçıların, şeytani güçlerin ve tüm şerlerin şerrinden korunarak bu 5 yıllık görevi hayırla yapmasını dileriz. Ama özellikle ‘Önce refik sonra tarik` hakikatini hatırlatıp halka zarar verecek, zehirli fikir sahibi, siyaseti bir şirket olarak görenleri etrafına yaklaştırmadan, muttaki danışman ve yardımcılarla hem Hakkı hem halkı razı edecek bir siyaset yapabilmesi için duacı olduğumuzu belirteyim.
Rabbim bu yeni süreci ülkemiz için, milletimiz için, İslam ümmeti için ve tüm insanlık için hayırlara vesile eylesin. Selam ve dua ile…