Öğrenci kardeşlerimiz bu günlerde seçmeli ders tercihleri yapıyor. Tercihler önümüzdeki haftaya kadar devam edecek. Tercih edilecek dersler, öğrencilerin geleceğine olumlu ya da olumsuz yönden etki edecek. O yüzden seçmeli ders tercihi yapılırken üzerinde önemle ve hassasiyetle durulması gerekiyor.
Öğrencilerin dünya ve ahiretlerine katkı sağlayacak ve dini değerlerine bağlı yetişmelerine vesile olacak derslerin tercih edilmesi isteğimizdir. Bu bakımdan öğrenci kardeşlerimize ve onların seçmeli ders formunu dolduracak velilere, yüce kitabımız Kur`an-ı Kerim, sevgili Peygamberimizin hayatının anlatıldığı Siyer-i Nebi ve Temel Dini Bilgiler derslerini geciktirmeden tercih etmelerini tavsiye ediyoruz.
Halkı Müslüman olan bir memlekette söz konusu derslerin “seçmeli” değil de “zorunlu” dersler olması gerekirdi aslında. Ama ne yazık ki halkının yüzde 99`unun Müslüman olduğu ülkemizde öğrenciler Kur`an ve Siyer derslerini ancak seçmeli olarak okuyabiliyorlar. Elbette bu Müslüman bir ülke vatandaşlarının geleceği açısından üzüntü verici bir durumdur.
Bizce olması gereken şudur: Evlatlarımızın ahlaklı, topluma faydalı ve manevi değerlere bağlı yetişmelerine sebep olacak Kur`an ve Siyer derslerinin okullarda Türkçe ve Matematik gibi zorunlu olarak okutulması gerekiyor. Tabi bununla beraber isteyenler bu derslerden muaf tutulabilirler.
Evlatlarımızın İslami değerlere bağlı yetişmeleri için hidayet kaynağımız ve en büyük rehberimiz Kur`an-ı Kerim`in ve sevgili Peygamberimizin hayatının çok iyi bir şekilde öğrenilmesi gerekir. Dolaysıyla veliler başta olmak üzere dindar, erdemli ve nitelikli bir neslin yetişmesini arzulayanlar, okullardaki seçmeli derslerde verilen dini eğitimlerle yetinmemeli, öğrencilerimizin okul dışındaki İslami eğitimleri konusunda da imkânlarını seferber etmelidirler.
Biliyoruz ki, Kur`an ve Siyer`i gerçek manada öğrenen ve bunu hayatında tatbik eden bir insanın topluma vereceği çok faydalar olur ve özellikle de gençliğe güzel bir örneklik teşkil eder. Bilinen bir hakikat ki bugün gençliğin çoğu manevi ve ahlaki değerlerden bihaber yetişiyor. Misyonu ve öncelikli görevi, toplumu ıslah etmek ve insanlara hakikati ulaştırmak olan biz hassasiyet sahibi Müslümanların bu gençlerin elinden tutması gibi bir mesuliyeti var.
Bu yüzden, dindar ve topluma, aileye ve çevreye faydalı bireylerin yetişebilmesi adına, dini değerlerinden haberdar olan, Kur`an ve sünneti iyi bilen ve bunu rıza-i ilahi doğrultusunda uygulayan birilerinin bu toplum içinde olması, sürekli olarak da iyiliği tavsiye edip kötülük ve ahlaksızlıklardan nehyetmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde dindar ve erdemli bir nesil yetiştirme hedefine ulaşılabilir.
Eğitim sisteminde 4+4+4 yasası gibi bazı değişikliklerin yapıldığı 2012 yılına kadar okullarda Kur`an, Siyer ve Temel Dini Bilgiler dersleri ne seçmeli ne de zorunlu olarak okutulabiliyordu. Bugün ise bu dersler seçmeli olarak okutuluyor. Söz konusu derslerin seçmeli bile olsa bugün okullarda okutulmasının önemli ve olumlu gelişmeler olduğunu düşünüyor ve bağlamda atılan bütün adımları önemsiyoruz.
Ancak maalesef ki atılan adımlar ne kadar önemli olsa da istenen ve ara ara ülkenin en yetkilileri tarafından dillendirilen “dindar bir neslin yetişmesi hedefi” için sadra şifa olmamıştır.
Müslüman halkın, 2 Kasım 2002`den bu yana iktidarda bulunan AK Parti`den eğitim konusunda ve manevi değerlerine bağlı bir neslin yetişmesi hususunda ciddi beklentileri vardı. AK Parti yetkilileri bu konuda başarılı olamadıklarını, halkın beklediği reformları yapamadıklarını ve istenilen hedefe ulaşamadıklarını kendileri muhtelif zamanlarda yaptıkları açıklamalarla itiraf etmişlerdir.
AK Parti`nin birçok konuda elinin güçlü olduğu bu dönemde, halkın beklentilerinin mutlak surette karşılanması adına sorunları gerçek manada çözecek ve dindar bir neslin yetişmesine katkı sağlayacak adımların atılması gerekmektedir.