Mazlum ve savunmasız otuz dört Kürt gencinin ölümüyle sonuçlanan Uludere katliamının üzerinden epey zaman geçti.
Ortada, hala nihai bir sonuç yok! Katliama imza atanlar hala birer muamma! Açılan soruşturmaların son durumunu, soruşturmayı yürütenlerden başkası bilmiyor.
 
Olayın takipçisi olacaklarını söyleyenler, ciddi adımlar atmadılar. Her ne kadar kameraların önünde bu işin peşini bırakmayacaklarını yüksek sesle ifade ettiyseler de, sonuç olarak bir şey yapmadıklarını görüyoruz.
 
Diyebilirsiniz ki, nasıl olur efendim? Akp de, Bdp de üzerlerine düşeni yaptılar veya yapmaya çalıştılar.
 
Hayır!
 
Daha önceki yazılarımızda da ifade ettiğimiz gibi, Uludere olayında ne Akp ne de Bdp üzerine düşeni tam anlamıyla yerine getiremedi.
 
Devletin silahlı kuvvetlerinin eliyle gencecik yaşlarda yaşama veda etmek zorunda kalan otuz dört Kürt gencinin mazlumca akan kanının hesabını soramadılar.
 
Peki, ne yaptılar?
 
Cenazeler daha defnedilmeden başladılar birbirlerini eleştirmeye… Her geçen gün eleştirilerin dozajını artırdılar. Eleştiriler öyle bir noktaya geldi ki, daha sonra tehditler havada uçuştu.
 
Şimdilerde de boş durmuyorlar.
 
İnternet sitelerine yansıyan haberlerden takip edebildiğimiz kadarıyla, Akp genel başkanı ve başbakan Tayyip Erdoğan geride bıraktığımız günde, grup toplantısında Uludere katliamıyla ilgili yaptığı konuşmada, Bdp`nin "istismarcı çıkar odaklı siyasi bir parti" olduğunu dile getirmiş.
 
Devamında ise, Uludere katliamından sonra gözyaşı döken Bdp`li vekillere hitaben şunları söylemiş.
 
"Biz soğukkanlı ve acıyı paylaşan bir tavır sergiledik. Aradan geçen bir ayda Uludere meselesine samimiyetsizlikle ve istismar odaklı yaklaşanlar meseleyi unutup bir kenara çekilirken, biz büyük bir dikkatle meseleyi takip ediyoruz. Sizler ise sadece timsah gözyaşları döküyorsunuz. Terör örgütünün saldırılarında yaşamını yitiren Kürtler için neden gözyaşları dökmediniz. Nerede gözyaşlarınız? Terör örgütünün katliamlarına göz yumanların Uludere için akıttıkları gözyaşları timsah gözyaşlarıdır."
 
Tayyip Erdoğan`ın Pkk ve Bdp`li vekillere yönelik ağır eleştirilerine ve katliama üzülmedikleri yönündeki sözlerine tepki gösteren Bdp genel başkanı Selahattin Demirtaş ise şu cevapları vermiş.
 
Başbakan, eline bir acımetre alıp "sen üzüldün, sen üzülmedin" diye samimiyet testi yapmaya dursun, biz başbakandan şu cevapları bekliyoruz. Sen bu katliamın emrini verdin mi, vermedin mi? Bu katliamın sorumluları kimdir, niye açığa çıkmıyor? Uludere meselesi ve sorulması gereken soru budur işte… Sen otuz dört kişiyi bombalattın mı, bombalatmadın mı? Samimi bir şekilde cevap ver.
 
Anlaşılan o ki, Uludere meselesi daha çok konuşulacak.
 
Zalimane bir katliama uğrayan savunmasız bir halk açılan soruşturmalardan çıkacak sonucu beklerken, ülkenin başbakanı ve Kürtlerin haklarını savunma iddiasında bulunan bir partinin genel başkanı Uludere katliamı üzerinden bir kez daha söz düellosu yapıyorlar.
 
Laik rejimin silahlı kuvvetlerinin aldığı yanlış (!) istihbarat sonucu katledilen otuz dört Kürt gencinin vicdanları yaralayan acısı hala yüreklerdeki sıcaklığını korurken, Tayyip Erdoğan ve Selahattin Demirtaş bu olay üzerinden bir kez daha birbirlerini samimiyetsizlikle suçluyorlar.
 
Onlar birbirlerini suçlayadursun. Katliamın biran evvel aydınlatılmasını ve suçluların gerekli cezaya çarptırılmalarını isteyen bizler de sadece şunu soruyoruz;
 
Uludere meselesinde devlet olarak üzerimize düşeni yaptık ve soğukkanlı bir tavır sergiledik diyenler mi, yoksa katliam sonrasında ele geçeni fırsata geçirmek ve böylece terör örgütüne yönelik silahlı operasyonları azaltma derdinde olanlar mı samimidirler?
 
Muhammet Şerif / Doğruhaber