Türkiye, 15 Temmuz darbe girişiminde ABD`nin rolünün ortaya çıkmasından sonra yeni bir arayışa girdi. ABD ile arasına mesafe koyup Rusya ile yakınlaşmaya başladı.

Yaklaşık 8 ay süren uçak krizi çözüldükten sonra iki ülke arasında üst düzey görüşmeler ve ticari anlaşmalar hız kazandı.

Rusya ve Türkiye`nin yakınlaşması, çıkar endeksli politika yürüten emperyalist ABD başta olmak üzere Batı dünyasını ciddi manada rahatsız etti.

Sebeplerine gelince;

ABD, Türkiye ile Rusya`nın bir araya gelip anlaşmalar yapmasını istemiyor. İki ülkenin arasının iyi olması ve çeşitli alanlarda anlaşmalara varması, ABD`nin işine gelmiyor.

Rusya ile Türkiye`nin yakınlaşması demek, iki Müslüman ülke olan Türkiye ve İran`ın bir araya gel(ebil)mesi anlamını taşıyor.

Türkiye, İran ve Rusya`nın bir araya gelip Suriye savaşı için çözüm arayışına girmeleri, ABD`nin Suriye`deki etkisinin azalması manasına geliyor.

O yüzden ABD, üç ülkenin masaya oturmasından son derece rahatsız ve bu birlikteliğin bozulması için çeşitli yollara başvurmaktan geri durmuyor.

Son iki haftada üç ülke arasındaki görüşme trafiğinin artmasıyla, provokasyon amaçlı esrarengiz suikastlar ve çözüm ihtimaline karşı sabotajlar da arttı.

Türkiye, İran ve Rusya arasında iki hafta önce Moskova`da yapılan görüşmede varılan mutabakat, Suriye`de yıllardır devam eden savaşta kalıcı ateşkes ve barışın sağlanması ümidini doğurdu.

Moskova görüşmesinden sonra bu hafta içinde de Ankara`da bir araya gelen Rus ve Türk yetkililer, Suriye iç savaşında kalıcı ateşkesin sağlanabilmesi için mutabakata vardı. Görüşmeleri yürüten isimlerden biri olan Bakan Çavuşoğlu, ateşkesi bozan/ihlal eden guruplara müeyyide uygulanacağını açıkladı.

Yıllardır devam eden ve yüz binlerce insanın ölümüne sebep olan Suriye iç savaşında ateşkesin sağlanması olumlu bir gelişmedir. Çünkü Suriye halkı için önemli olan, savaşın sona ermesidir.

Ateşkesin daha kalıcı olabilmesi ve Suriye`nin tümünde uygulanabilmesi için müzakereler yürütülmeye devam etmeli, özellikle Türkiye ve İran biraz daha yakınlaşmalıdır.

Savaştan çıkarım elde etme çabasında olan şer güçlerin, ateşkesin bozulması için her yolu deneyeceği muhakkaktır. Artık herkesin de bildiği üzere; bu şer güçlerin başında ABD gelmektedir.

ABD, Türkiye ile Rusya`nın yakınlaşması ve genel ateşkes planı konusunda anlaşmaya varmasıyla tavrını ortaya koydu, memnuniyetsizliğini açıkça belli etti.

Ateşkesin sağlanmasından önce de ABD aynı tavrı sergiledi. El Bab operasyonuna hava desteği verilmeyeceğini açıklamasıyla, ikircikli tavrı bir kez daha ortaya çıkmış oldu.

ABD, Türkiye`yi Suriye konusunda yalnızlaştırmak ve bataklığa sürüklemek istemektedir. Güçlü, ayakları üstünde duran tam bağımsız bir Türkiye, ABD`yi endişelendirmektedir.

ABD`nin tüm planları, Türkiye`nin Suriye`de bataklığa saplanması üzerine kurulmuştur. Çünkü küresel şer güçlerin amaçlarından biri, Suriye`den sonra Türkiye`de iç karışıklık çıkarmak ve parçalamak.

Ajandalarındaki plana göre, Türkiye`den sonra da sırada İran var.  Şer güçlerin ajandalarındaki şeytanî planların akim kalması, Türkiye`nin izleyeceği dış politikaya bağlıdır.

Şunu da bir kenara not etmek gerekir:

Türkiye, şu anda çıkarı söz konusu olduğu için Rusya ile birlikte hareket etmektedir. Tüm olumlu gelişmelere rağmen Rusya ile ilişkiler konusunda da temkinli ve çok dikkatli davranmak gerekmektedir. İzlenecek bu strateji, Türkiye`nin (geleceği açısından) faydasına olacaktır