Bugünlerde hüznün, matemin, üzüntü ve kederin hızla yaklaştığını hissediyoruz yüreğimizin ta derinliklerinde...
Kulaklarımız, kanın kılıca, izzetin zillete, esaretin özgürlüğe, hakkın batıla nasıl galebe çaldığıyla çınlıyor.
Ruhlarımız, çirkin suratlı habis dünyalıkların işlediği cürümlerden ve bu cürümleri işleyenleri savunma densizliği gösterenlerden dolayı daralıyor.
Kalplerimiz, sözünde durmaz mahlûkların Resul-i Ekrem Efendimizin nazdar evlatlarını katledişlerinin yıldönümüyle yasa bürünüyor.
Gözlerimiz, rezilperest ihanete isyan ediyor; karanlık gecelerin ünsiyeti gözyaşı döküyor, ağlıyoruz...
Kime mi ağlıyoruz? Neye mi üzülüyoruz? Kalplerimiz neden mi hüzünleniyor?
Söyleyeyim dostlar!
İslami tarihin direniş mektebinde destanlar yazıp şahadet şerbetini kana kana içen ve bu direniş mektebinin kıymetkar muallimi İmam Hüseyin`in mazlumca şehit edilmesine ağlıyoruz.
Makam, mevki ve şöhret tutkunu Yezide boyun eğmekten ve onun kanlı ve kirli iktidarını tanımaktansa Hüseyni ruhla direnip şehit olmayı yeğleyen İmam Hüseyin`in yürek burkan şahadetine ağlıyoruz.
İnsanlık tarihinin en büyük bela, imtihan ve musibetinin yaşandığı Kerbela çölünde aldığı onlarca ok ve kılıç darbelerine rağmen zillet seçeneğini seçmeyen, izzetlice direnip şahadete koşan şehitlerin aziz serveri İmam Hüseyin`in yürek dağlayan şahadetine ağlıyoruz.
Batılın çirkin yüzü karşısında, aşkın, sevginin, saadetin, samimiyetin, takvanın, irfanın, itaatin, ubudiyetin, bağlılığın, kahramanlığın, kadirşinaslığın, fedakârlığın, vefakârlığın, yiğitliğin, özgürlüğün ve şahadete sevdanın tüm çıplaklığıyla izhar edildiği gam ve bela sahrasında şehit edilen seyyidü-ş şüheda İmam Hüseyin`in yalnızlığına ağlıyoruz.
Hüzün ve tasa çölü Kerbela`da yetmiş iki yareniyle, Efendimiz Resulullah (sav)`in kutlu ve nurlu mesajının bir sonraki nesle doğru ulaştırılması için korkusuzca, fedakârca ve izzetlice çarpışıp, gözü dönmüşler tarafından şehit edilen İmam Hüseyin`in mazlumiyetine ağlıyoruz.
Âlemler efendisi, enbiyalar rehberi, iki cihan serveri Ebu-l Kasım`ın göz bebeği; Ali bin Ebu Talip ve Fatıma bint Muhammed`in ciğerparesi İmam Hüseyin`in, Yezidin satılmış askerleri tarafından hunharca şehit edilmesine üzülüyor, hüzünleniyor, kederleniyor ve ağlıyoruz.
Evet, biz Hüseyin`e ağlıyoruz; mazlumiyete ağlıyoruz; yalnızlığa ağlıyoruz; faziletlerin yalnızlığına, hak ve hakikatin yalnızlığına, İslam`ın, Kur`an`ın, Resulullah`ın yalnızlığına, ehli beytinin yalnızlığına; aslanların, yiğitlerin al kanlar içinde yatmasına, zincirlere vurulmasına, çakalların, çapulcuların baş tacı edilmesine ağlıyoruz. (ehli-beyt.org)
Evet, biz Hüseyin`in, yani bütün Enbiya`nın şahadetine ağlıyoruz. Hüseyin`in, yani Resulullah`ın şahadetine ağlıyoruz. Hüseyin`in, yani Ali`nin şahadetine ağlıyoruz. Hüseyin`in, yani Fatıma`nın şahadetine ağlıyoruz. Hüseyin`in, yani Hasan-ı Mücteba`nın şahadetine ağlıyoruz. Hüseyin`in, yani bütün ehli beytin şahadetine ağlıyoruz. (ehli-beyt.org)
Bu acıyı asırlardır muvahhit yüreklere yaşatan yezitleri, yezidi nefislileri, söz verip sözlerinden cayan ikiyüzlüleri, dünya nimetleri ve geçici şöhretler için nazenin bedenli müminlere kıyan kindar güdükleri Allah`a havale ediyoruz.
İslam`a, müslümanlara, efendimiz Resulullah (sav)`e ve onun temiz ve pak ehli beytine, ashabına, kıyamete kadar nurlu yolundan gideceklere düşmanlık edenleri de Allah`a havale ediyoruz.
Bizler geçmiş zamanlardaki gibi; yılın diğer aylarında olduğu gibi bu ayda da, yani içinde bulunduğumuz Muharrem ayında da, zamane Hüseyin`lerine ve şahadet mektebinin aziz öğretmeni İmam Hüseyin`e olan sevgimizi, aşkımızı, bağlılığımızı, sevdamızı haykırıyoruz.
Ve diyoruz ki
Sen bir sevdasın, gönüllerde taht kurmuşsun İmam Hüseyin
Sen bir sevgisin, kalplerde yanar durursun İmam Hüseyin
Sen bir özlemsin, vuslatı düşleyenlere ümitsin İmam Hüseyin
Sen bir tutkusun; sen bir arzu... Sen bir aşksın,
Ve öyle bir aşk ki,
Sadece sana meftun olanların anlayabildiği bir aşk!
(Muhammet Şerif) - doğruhaber
Kulaklarımız, kanın kılıca, izzetin zillete, esaretin özgürlüğe, hakkın batıla nasıl galebe çaldığıyla çınlıyor.
Ruhlarımız, çirkin suratlı habis dünyalıkların işlediği cürümlerden ve bu cürümleri işleyenleri savunma densizliği gösterenlerden dolayı daralıyor.
Kalplerimiz, sözünde durmaz mahlûkların Resul-i Ekrem Efendimizin nazdar evlatlarını katledişlerinin yıldönümüyle yasa bürünüyor.
Gözlerimiz, rezilperest ihanete isyan ediyor; karanlık gecelerin ünsiyeti gözyaşı döküyor, ağlıyoruz...
Kime mi ağlıyoruz? Neye mi üzülüyoruz? Kalplerimiz neden mi hüzünleniyor?
Söyleyeyim dostlar!
İslami tarihin direniş mektebinde destanlar yazıp şahadet şerbetini kana kana içen ve bu direniş mektebinin kıymetkar muallimi İmam Hüseyin`in mazlumca şehit edilmesine ağlıyoruz.
Makam, mevki ve şöhret tutkunu Yezide boyun eğmekten ve onun kanlı ve kirli iktidarını tanımaktansa Hüseyni ruhla direnip şehit olmayı yeğleyen İmam Hüseyin`in yürek burkan şahadetine ağlıyoruz.
İnsanlık tarihinin en büyük bela, imtihan ve musibetinin yaşandığı Kerbela çölünde aldığı onlarca ok ve kılıç darbelerine rağmen zillet seçeneğini seçmeyen, izzetlice direnip şahadete koşan şehitlerin aziz serveri İmam Hüseyin`in yürek dağlayan şahadetine ağlıyoruz.
Batılın çirkin yüzü karşısında, aşkın, sevginin, saadetin, samimiyetin, takvanın, irfanın, itaatin, ubudiyetin, bağlılığın, kahramanlığın, kadirşinaslığın, fedakârlığın, vefakârlığın, yiğitliğin, özgürlüğün ve şahadete sevdanın tüm çıplaklığıyla izhar edildiği gam ve bela sahrasında şehit edilen seyyidü-ş şüheda İmam Hüseyin`in yalnızlığına ağlıyoruz.
Hüzün ve tasa çölü Kerbela`da yetmiş iki yareniyle, Efendimiz Resulullah (sav)`in kutlu ve nurlu mesajının bir sonraki nesle doğru ulaştırılması için korkusuzca, fedakârca ve izzetlice çarpışıp, gözü dönmüşler tarafından şehit edilen İmam Hüseyin`in mazlumiyetine ağlıyoruz.
Âlemler efendisi, enbiyalar rehberi, iki cihan serveri Ebu-l Kasım`ın göz bebeği; Ali bin Ebu Talip ve Fatıma bint Muhammed`in ciğerparesi İmam Hüseyin`in, Yezidin satılmış askerleri tarafından hunharca şehit edilmesine üzülüyor, hüzünleniyor, kederleniyor ve ağlıyoruz.
Evet, biz Hüseyin`e ağlıyoruz; mazlumiyete ağlıyoruz; yalnızlığa ağlıyoruz; faziletlerin yalnızlığına, hak ve hakikatin yalnızlığına, İslam`ın, Kur`an`ın, Resulullah`ın yalnızlığına, ehli beytinin yalnızlığına; aslanların, yiğitlerin al kanlar içinde yatmasına, zincirlere vurulmasına, çakalların, çapulcuların baş tacı edilmesine ağlıyoruz. (ehli-beyt.org)
Evet, biz Hüseyin`in, yani bütün Enbiya`nın şahadetine ağlıyoruz. Hüseyin`in, yani Resulullah`ın şahadetine ağlıyoruz. Hüseyin`in, yani Ali`nin şahadetine ağlıyoruz. Hüseyin`in, yani Fatıma`nın şahadetine ağlıyoruz. Hüseyin`in, yani Hasan-ı Mücteba`nın şahadetine ağlıyoruz. Hüseyin`in, yani bütün ehli beytin şahadetine ağlıyoruz. (ehli-beyt.org)
Bu acıyı asırlardır muvahhit yüreklere yaşatan yezitleri, yezidi nefislileri, söz verip sözlerinden cayan ikiyüzlüleri, dünya nimetleri ve geçici şöhretler için nazenin bedenli müminlere kıyan kindar güdükleri Allah`a havale ediyoruz.
İslam`a, müslümanlara, efendimiz Resulullah (sav)`e ve onun temiz ve pak ehli beytine, ashabına, kıyamete kadar nurlu yolundan gideceklere düşmanlık edenleri de Allah`a havale ediyoruz.
Bizler geçmiş zamanlardaki gibi; yılın diğer aylarında olduğu gibi bu ayda da, yani içinde bulunduğumuz Muharrem ayında da, zamane Hüseyin`lerine ve şahadet mektebinin aziz öğretmeni İmam Hüseyin`e olan sevgimizi, aşkımızı, bağlılığımızı, sevdamızı haykırıyoruz.
Ve diyoruz ki
Sen bir sevdasın, gönüllerde taht kurmuşsun İmam Hüseyin
Sen bir sevgisin, kalplerde yanar durursun İmam Hüseyin
Sen bir özlemsin, vuslatı düşleyenlere ümitsin İmam Hüseyin
Sen bir tutkusun; sen bir arzu... Sen bir aşksın,
Ve öyle bir aşk ki,
Sadece sana meftun olanların anlayabildiği bir aşk!
(Muhammet Şerif) - doğruhaber