Evvelâ, hayatı boyunca Allah`ın yüce davasının layıkıyla anlaşılması ve yaşanılması uğruna mücadele veren ve mücadelesi esnasında İslami değerlerden hiçbir şekilde taviz vermeyen Cemaat-i İslami liderlerinden Bangladeşli Abdulkadir Molla`nın, tüm müminlerin gıpta ettiği izzetli duruşunu ve şehadetini tebrik eder; şehadetinin, ümmetin uyanışına, silkinişine ve birliğine vesile olmasını Cenabı Allah`tan temenni ederim.
Şehid Abdulkadir Molla, Rabbine giderken tüm insanlığa ve özelde de İslam ümmetine, üzerinden asırlar geçse de hiç unutulmayacak ve her daim konuşulacak çok değerli bir miras bıraktı. Tıpkı diğer yiğit erler gibi izzetli bir duruş sergiledi düşmanlarına karşı… Taviz vermedi değer ve ilkelerinden… İslam dinine savaş ilan edenlerle dost olmadı hiçbir zaman… Zalim ve despotlarla mücadele etti her zaman…
Allah`ın aziz davasının yücelmesinden başka bir derdi olmadı; tek derdi İslami hareketin geleceğiydi. Hayatı boyunca bu endişeyle yaşadı. Karşılaştığı engellere takılmadan daima ileriye doğru yürüdü. Baskı ve dayatmalar yıldırmadı onu mücadelesinden… Zindan ve işkenceler geri adım attırmadı yakinen inandığı hakikatleri haykırmasından…
Her zaman ve her platformda hakkı ve hakikatleri haykırmaya devam etti. İlkeli ve izzetli yaşamıyla topluma örnek ve önder oldu. Rabbe kul olmayı bırakıp, kullara boyun eğmeyi hiçbir zaman kabul etmedi. Şeyh Saidler, Seyyid Kutuplar, Ömer Muhtarlar gibi darağacına götürülürken dahi metanetinden ve onurlu duruşundan taviz vermedi. Ve her müminin gıpta ettiği bir “ŞEHADET”in nasıl olması gerektiğini tüm insanlığa özelde de İslam ümmetinin aziz müntesiplerine pratiğiyle gösterdi.
Cenabı Allah, bir kez daha aziz dava adamı Abdulkadir Molla`nın şehadetini kabul eylesin inşallah. Biliyorum ki, bu dünyada da ebedi yurt ahirette de ASIL KAZANANLAR ŞEHİD ABDULKADİR MOLLA ve YÜCE DAVASINA SADIK KALANLARDIR; kaybedenler ise, hakkında idam kararı veren zavallılardır…
Eminim herkes okumuş ya da televizyon ekranlarından/radyo kanallarından izlemiş/dinlemiştir. Ama ben yine de, aziz şehidimizin ailesiyle yaptığı ve tarihe altın harflerle kaydedilen o çok çok manidar son sözlerini paylaşarak yazıyı nihayete erdirmek istiyorum. Allah-u Teâlâ, içerisinde birçok ders barındıran Şehid Abdulkadir Molla`nın yüreklere işleyen sözlerinden istifade etmeyi hepimize nasip etsin.
“Bugüne kadar ben sizin muhafızınızdım. Eğer bu hükümet beni kanunsuz bir biçimde idam edecek olursa bu benim şehadetim olacak. Ve her şeye kadir olan Allah sizin koruyucunuz olacak. O en güzel sahiptir. Bu yüzden sakın endişelenmeyin.
Ben kesinlikle masumum. İslami harekete mensup olduğum için öldürülüyorum. Şehid olarak bu dünyadan ayrılmak herkese ihsan edilmiş bir kader değildir. Yüce Allah bana şehitlik nasip ederse, kendimin en şanslı olduğunu düşünürüm. Şehitlik hayatımın en büyük başarısı olacaktır. Benim kanım İslami hareketi ayağa kaldıracak ve zalimlerin sonunu getirecektir.
Kendim için endişeli değilim. Ben bu milletin ve İslami hareketin akıbeti hakkında endişe duyuyorum. Bilerek herhangi bir hata veya suç işlemedim. İslami hareket için bütün hayatımı feda ettim. Adaletsizliğe asla boyun eğmedim ve Allah-u Teâlâ`nın inayetiyle de asla boyun eğmeyeceğim. Dünyevi hiçbir otorite önünde af ve hayat hakkı aramam söz konusu olamaz. Allah, hayat ve ölüm konusunda karar verecek tek güçtür. Kaderimi, Allah belirleyecektir.
Ben herhangi birinin kararı gereği idam edilmiyorum. Benim şehitlik zamanım Allah-u Teâlâ`nın takdiriyledir. O ne buyurursa kabulümdür. Sizler daima sabırlı olun! Allah-u Teâlâ`nın rahmeti ve merhameti sabredenlerin üzerinedir. Ahiret mutluluğu bizim asıl arzumuzdur. İnsanlardan şehadetimin kabulü için dua bekliyorum. Bana desteklerinden ötürü de halkımı selamlıyorum…”
Allah-u Teâlâ, tavizsiz yaşamı ve izzetli duruşuyla nesillere çok değerli bir miras bırakan Şehid Abdulkadir Molla`nın şehadetini ümmetin zaferinin yakınlaşmasına vesile kılsın; bizleri de şehitlerin bereketinden ve hayrından mahrum bırakmasın inşallah.
Muhammet ŞERİF / Doğruhaber