Gazze’ye yönelik yıkıcı ve sistematik katliamların devam ediyor olması, tüm insanlık için, bilhassa da İslam İşbirliği Teşkilatı’na mensup 57 İslam ülkesi için büyük bir ayıptır. Maalesef katliamlar durdurulamadı şu ana dek. Hiçbir uluslararası güç ve sözleşme, hiçbir diplomatik ve bürokratik girişim katil israil’e geri adım attıramadı. Dünyanın gözleri önünde Gazze’de taş üstünde taş, gövde üstünde baş bırakmamaya yeminliler sanki vahşi işgalciler. Her tarafı yakıyorlar, yıkıyorlar. Hedef gözetmeden ve ayırım yapmadan ağır bombardımanlarla insanları katletmeyi sürdürüyorlar. Şu ana kadar 44 bin 532 kişinin hayatını kaybettiği, 105 bin 538 kişinin de yaralandığı açıklandı. Bunlar resmi rakamlar tabi. Resmi olmayan rakamlar kaçtır acaba?

Bir insanlık trajedisi yaşanıyor Gazze’de. İslam âleminin tek gündemi Gazze olmalıydı. Gazze tüm sorunların öncesinde olmalıydı. Ancak öyle olmadı. Son dönemler için Gazze unutuldu desek çok da haksız sayılmayız. Elbette Gazze’yi unutmayan kesimler var; Gazze için dertlenen, çözüm için girişimde bulunan, ateşkesin sağlanması için yöneticileri harekete geçirmeye çalışan, yardımların gitmesi için çabalayanlar yok değil. Genel anlamda ise şu anda tüm vahşiliğiyle Gazze’de soykırım sürüyor olmasına rağmen gündemin birinci sırasında ne yazık ki Gazze yok. Gündemler değişti, öncelikler farklılaştı.

Gazze’de başlayan yıkıcı ve sarsıcı katliamlardan sonra belki de hiç olmadığı kadar İslam âleminin birlik ve beraberliğinden söz eder olmuştuk. Gazze’deki katliamların Müslümanları uyandırdığını ve ümmeti bir araya getireceğini konuşmaya başlamıştık. Umutluyduk; ortak dert ve ortak dava olan Gazze’nin ümmeti birleştireceği konusunda ümitvardık. Müslümanların 7 Ekim’in ilk zamanlarındaki Gazze hassasiyeti diğer insanları da harekete geçirmişti. Müslüman olmayan coğrafyalarda bile gündem Gazze’ydi, uluslararası kamuoyu işgalci israil’in gerçek yüzünü görmeye ve bu minvalde eleştirilerde bulunmaya başlamıştı.

Düşman bu gelişmelerden habersiz değildi. Ümmeti birleştiren Gazze meselesini gündemden düşürmek için farklı stratejiler geliştirmeliydi. İhtilafları yeniden gündeme getirmek için satılmış adamlarını devreye koydu.

Ne olacak mazlum Gazze’nin hali, nasıl olacak çaresiz Gazze’nin geleceği Şu ana kadar denenmeyen ne kaldı, şu ana kadar yapılmayan ne kaldı? Demek ki şu ana kadar yapılanlar yeterli olmamış ki katliam ve soykırım sürüyor. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere dünyanın etkin uluslararası organizasyonları maalesef ki saldırıları durduracak bir girişimde bulunamadı. Mutlak çözüm için yapılması gerekenler ve saldırıların durması konusunda yeni bir paradigmaya ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. Mevcut sorunlara çözüm üretemeyen bir paradigmanın, yeni bir paradigma arayışını ortaya çıkarması elbette doğaldır. Ancak bunun nasıl olacağı konusunun daha bir etraflıca tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Boykot, insani yardım, koridor oluşturulması, inşa süreci, diplomatik girişim, uluslararası işbirliği gibi yapılması gerekenler elbette aralıksız devam etmeli zaten. Ancak bunlara ilaveten çözüm için yeni bir yol, gerçeklikten uzak olmayan yeni stratejik bir hamle ortaya konulabilmelidir.