Gazze’nin direniş erlerine selam olsun. Direniş erlerini yetiştiren annelere, babalara, bacılara selam olsun. Kassam Tugayları’nın kahraman evlatlarına selam olsun. Ebu Ubeyde’ye, Muhammed Daif’e, Yahya Sinvar’a ve diğer bütün komutanlara ve komutanların korkusuz neferlerine selam olsun.
7 aydır gaddarca ve hunharca saldıran işgalci faşist siyonistlere karşı tarihi ve destansı bir mukavemet gösteren ümmetin yüz aklarıdır onlar. Onlar zamanın Ammarları, Yasirleri, Hamzaları ve Alileridirler.
Onlar uzun yıllardır cihadı ve fiili mücadeleyi unutmuş olan Ümmet-i Muhammed’e, mümin fertlere yakışır bir cihadın nasıl yapılması gerektiğini yeniden hatırlatan İslam’ın korkusuz askerleridir.
Direnişleriyle ümmeti uyandıran unsur oldular. Ortaya koydukları fedakârlıklarla yeryüzü mustazaflarının umudu ve ümidi haline geldiler.
Onlar, dünyanın bütün egemen devletlerinin güç, imkân ve desteklerini arkasına alarak nazivari uygulamalarla Filistinli mazlumları katleden, Gazze’yi harabeye çeviren aşağılık siyonistlerin imaj ve presjtini yerle bir eden aslanlardır.
Uluslararası metin ve bildirgelerle sözde insan hakları savunuculuğu yapan yalancı ve ikiyüzlü çıkarcı kuruluşların karanlık maskelerini yere düşüren azizlerdir onlar.
Küresel sistemin çarklarının sekteye uğramaması için kendilerine göre bir düzen kuran ilkesiz ve sefil globalcıların sahtekârlıklarını ve ikiyüzlülüklerini ortaya çıkaran asillerdir onlar.
Onlar Hamas’tır, onlar Kassam’dır, onlar İslami Cihad’tır, onlar Kurtuluşun Öncüleri’dir. Onlar bir bütün olarak işgalci soysuzlara ve bebek katili aşağılıklara karşı Filistin’in özgürlüğüyle beraber ümmetin geleceği için cihad meydanlarında bin bir sıkıntı ve zorluğa göğüs gererek kahramanlık destanı yazan Gazze Mektebi’nin civanmert öğretmen ve öğrencileridir.
Bu mektepte direniş var, diriliş var, şehid var, şehadet var. Bu mektepte fedakârlık var, kahramanlık var, teslimiyet var, unutulmayacak destansı mücadeleler var.
Bu mektebin her bir üyesi kanıyla, malıyla, canıyla bedeller ödeyerek ders veriyor. Bu mektepte dersler sözle anlatılmıyor, birebir yaşanarak ortaya konuluyor. İşte bu mektebin adı Gazze Mektebi’dir.
Gazze Mektebi, ümmetin yeniden dirilmesine, Müslümanların yeniden kendilerine gelmesine vesile oldu. Gazze Mektebi, zalimlerin murdar oyunlarını bozdu, hesaplarını tersyüz etti.
Gazze Mektebi, tarafları ve safları iyice netleştirdi. Bir yanda zalim siyonistlere taraf olanlar, diğer yanda mazlum Gazzelilerin safında yer alanlar… İşte bu açıdan Gazze Mektebi, hakkı ve batılı birbirinden ayıran furkan oldu.
Gazze Mektebi’nde ortaya konulan kahramanlıklar, emsalsiz yiğitlikler, direniş meydanlarındaki zorluk ve imkânsızlıklara rağmen siyonist tankları iman gücüyle imha eden cihad erlerinin benzersiz operasyonları tarih boyu unutulmayacak, her daim anlatılacaktır.
Gazze Mektebi’nde hedef ümmetin ilk kıblesi Mescid-i Aksa başta olmak üzere işgal edilmiş bütün Filistin topraklarını gerçek anlamda özgürlüğe kavuşturmak, tüm insanlık ailesini de insanlığın kalbine saplanan hançer olan siyonizm ideolojisinden arındırmaktır.
Elbet, mektebin asil ve aziz insanları hedeflerine ulaşacaktır. 7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonu bu sürecin başlangıcıdır. Sürecin sonunda zafer vardır biiznillah.