Ramazan ayının son demlerine yaklaştığımız bu günlerde, hala savaşı konuşuyoruz.

Savaşın mutlak getirisi; kan, gözyaşı ve ölümü yazıyoruz.

Dünyanın değişik yerlerinde güç ve imkân sahiplerinin, zayıf ve güçsüzlere karşı yaptıkları zulümlerden söz ediyoruz.

Oysa Ramazan ayında bunları yazmayı, konuşmayı değil, daha farklı konuları gündemimize almayı düşünmüştük.

Önceliğimiz, Ramazan ayında Müslümanlara yön verecek, yol gösterecek konuları gündemleştirmekti.

Tüm Müslümanların tevhidi düşünmesine, birlikte hareket etmesine vesile olacak çalışmalar yapmaktı.

Ülkemizdeki olaylar başta olmak üzere, Suriye`deki karışıklık ve Myanmar`ın Arakan bölgesindeki Müslümanlara yönelik Budistlerin yaptığı katliam ve zulümler düşündüklerimizi yapmaya imkân vermedi.

Anlayacağınız, yine bize savaşı yazmak,

Acıyı, gözyaşını, ölümü, feryat ve çığlığı yazmak,

Anaların gözyaşlarını köşemize taşımak ve gözyaşlarıyla ıslanmak,

Zalimlerin yaptıklarını Âlemlerin Rabbine şekva etmek,

Ezilen ve hor görülen kimsesizlerin yeryüzünün gerçek varisleri olmasını dilemek düştü…

Savaş ve kaos`tan nemalanan kalın enselileri deşifre etmek,

Halkın masumiyeti üzerinden köşeyi dönmeyi isteyenleri açığa çıkarmak,

Kirli emellerini milliyetçilik yoluyla insanlara empoze etmeyi düşünenleri yazmak,

Yani savaşı ve savaş üzerinden halkı sömürmek isteyenleri yazmak düştü payımıza...

Ama Artık Bitmeli Bu Savaşlar!

Evet, bitmeli! Bir sonu olmalı bu savaşların…

Kan, gözyaşı, ölüm ile birlikte acı, elem, hüzün getiren bu savaşlara, birileri dur demeli…

Savaşların, kin ve nefreti körüklediğini, halkları düşman yaptığını anlamalı…

En çok emperyalist ve siyonist güçlere yarar sağladığını fehm etmeli…

Kan emicilere ve menfaatperestlere rant ve çıkar sağladığını bilmeli…

Anaların feryad-u figanlarının arşa yükseldiğine sebep olduğunu gözlerden ırak tutmamalı…

Ve inisiyatif almalı, öncü olmalı birileri…

Dünyanın muhtelif yerlerinde zulme uğrayan masum ve mazlum halklara sahip çıkmalı, destek vermeli…

Nerede haksızlık ve mağduriyet varsa, katliam ve zulüm varsa dile getirmeli, gündemleştirmeli…

Allah Teâlâ`nın çizdiği daire dışına çıkmadan, doğrudan sapmadan yani hak ve hakkaniyetten şaşmadan imkânlarını seferber etmeli; elinden ne geliyorsa yapmaya çalışmalıdır.

Bu işi kim ya da kimler yapacak?

Dünyanın değişik ülkelerinde devam eden savaş ve katliamların, zulüm ve haksızlıkların, kan ve gözyaşının bir son bulmasını isteyen duyarlı herkes...

Hâsılı,

İnsanların ölmesini değil, dil, din ve ırk farkı gözetmeden halkların kardeşçe yaşamasını arzulayan hassasiyet sahibi herkes; savaş ve katliamların, zulüm ve haksızlıkların, kan ve gözyaşının, acı ve hüznün, mağduriyet ve mazlumiyetlerin, mahrumiyet ve mahzuniyetlerin bir an evvel son bulması için yapabileceği her ne varsa hayata geçirerek inisiyatif almalıdır.

Kan, gözyaşı, ölüm ve beraberinde birçok acı ve sıkıntıyı getiren katliam ve savaşların son bulması için inisiyatif alıp, çaba sarf edenlerden olmak dileğiyle…