İnsanlar tarih boyunca fikir ve düşüncelerini başka insanlara ve kesimlere ulaştırmak ve toplum nezdinde güçlü duruma gelmek için çeşitli vasıtalar kullanmışlardır. Bu vasıtalara günümüz diliyle medya denmektedir. Medya, her türlü bilgiyi kişilere ve topluma aktaran araçların tümüne denir. Birçok işleve sahip olan medyanın en önemli işlevleri arasında eğitmek, eğlendirmek, yönlendirmek, tanıtmak işlevleri vardır. Bunlarla birlikte propaganda ve algı oluşturmak işlevine de sahiptir.
Tarihsel süreçle birlikte medya alanında çok ciddi gelişmeler yaşanmıştır. 20. yüzyılın ortalarından itibaren radyo ve gazeteler yerlerini televizyon ve sinemaya bırakmıştır. Sonraki yıllarda internetin gelişim göstermesiyle birlikte artık medya küresel bir güç haline gelmiştir. Bundan dolayı da bütün devlet ve örgütler medya alanında güçlenmek için çeşitli yollara başvurmuşlardır.
Medyada güçlü olanlar, toplumu istedikleri gibi yönlendirebilmişlerdir. Toplum, medyada gösterilenlerin etkisinde kalmış, bu durum birçok olumsuzluğu beraberinde getirmiştir. Medyanın gelişimi ve yoğun kullanımı, kültürel yozlaşma sürecinin hız kazanmasına sebep olmuştur. İnanç ve kültür değerlerimize aykırı olan medya yayınları nedeniyle toplumda kültürel ve ahlaki yozlaşma çok ciddi oranda artmıştır.
Medyada güç sahibi olanlar inanç ve kültür değerlerimize aykırı her ne varsa bunları meşrulaştırmak için olmadık yollara başvurmuşlardır. Düşünce ve fikirlerimize aykırı olan hususların tümü topluma güzel ve faydalı olarak gösterilmiştir. Böyle olunca da değerler dejenere edilmiş ve toplumsal yapımız bozulup dumura uğramıştır.
Bu tahribata sebep olan kitle iletişim araçlarının başında televizyon, sinema ve internet yayınları gelmektedir. Toplumları etki altında bırakmada televizyon, sinema ve internetin önemi çok fazladır. Dolaysıyla televizyon konusunu ayrıca ele almakta fayda vardır.
Tarihsel gelişim sürecinden bugüne televizyon sektörü genel olarak İslam karşıtı Batı`nın kontrolünde olmuştur. Dünyada en fazla izlenen filmler arasında ABD yapımı filmler vardır. Bu filmler çoğu ülkenin diline tercüme edilerek bir bütün olarak toplumları etkisi altında bırakmıştır.
Ne yazık ki ülkemizde de Batı menşeli filmler yıllarca çok fazla ekranlarda gösterilmiştir. Hatta devlet televizyonlarında da ABD ve Brezilya dizileri uzun bir süre gösterilmiştir. Böylece Batı, filmlerle ahlaksızlıkları meşrulaştıran zehrini toplumumuza enjekte etmenin fırsatı yakalamıştır.
Böyle olunca yetişen çocuklar inanç ve kültür değerlerimizden tamamen uzaklaşmış ve Batı kültürüyle yetişmiştir. Ki zaten Batı`nın amacı buydu; yozlaşan, değerlerinden uzaklaşan bir nesil yetişmesine olanak sağlamak… Makyavelist bir anlayışa sahip olan Batı amaca ulaşmak için her türlü yol ve yöntemi mubah sayıyordu. Batı için ahlakın önemi yoktu, önemli olan gücün ahlakıydı.
Batı`nın televizyon aracılığıyla sebep olduğu toplumsal yozlaşmalar bilinmesine rağmen, bugün halen Batı kültürünü özendiren ve şirin gösteren film ve dizilerin ekranlarda yer bulması ne kadar doğrudur! Bu konuda hükümet başta olmak üzere ilgili kurumlar neden bir adım atmamaktadır?
Söz konusu filmler ekranlarımızda gösterildiği müddetçe toplumsal yozlaşma olduğu gibi devam edecektir. Ahlaki ve kültürel yozlaşmaların toplum içerisinde yayılmaması için en başta televizyon ve internetlerde gösterilen ahlaksızlıklara engel olmak gerekir.
Değerlerimizle uzaktan yakından hiçbir alakası bulunmayan ve değerlerimize savaş açan film ve dizilerin her gün ekranlarda gösterilmesine karşı sorumluluk sahibi duyarlı kişi ve kesimlerin seslerini yükseltmesi, söz konusu yozlaşmaların toplumu etki altına almasına ve kötülüklerin yayılmasına engel olabilecek hükümet ve ilgili kurumları harekete geçireceği unutulmamalıdır.