Şu yaşam zemininde neslin devamını istemeyen, soyadının yaşatılması hayalini ve emelini gütmeyen kişi var mı dersiniz? Toplumsal bir varlık olan insan neden yaratılış kodlarına aykırı zorlama eğiliminde bulunur? Kendi kendine acı verecek mazoşik tutumlar sergilemesinin izahı nedir?
İnsanlık tarihinin başlangıcı ile birlikte aile kurumu vardır. İlk insanla birlikte aile mefhumu da varlığını hissettirmiştir. Dolayısıyla aile, en kadim kurumdur. En doğal sosyal doku ve en ciddi örgüttür.`` Sizi bir tek nefisten yaratan, onunla sükûnet bulsun diye eşini de ondan yaratan Allah`tır.``(A`raf,189) ilahi kelamına göre Hazreti Âdem`den eşinin yaratılması kudret-i ilahinin ayrı bir delilidir. Bu hakikat örgüsü bir bakıma Âdem`in sıkıntısını, noksanlığını tamamlar. Başka bir deyişle ‘Onunla sükûnet bulsun…`, ‘Onunla huzura ersin…`, ‘Onda mutluluğu tatsın…`, ‘Onu anlasın, tanısın…` Bu yaratılış gizemine göre ailevi hal hiç yabana atılabilir mi…? Ailecek yaşam küçümsenebilir mi…?
Aile, yapısı ve işlevi pek çok değişikliklere uğramasına karşın, varlığını günümüze kadar sürdüre gelmiştir. Devlet yapısının örgütlenmesi, hukuk kurallarının hayatın pek çok alanında uygulamaya konulması ailenin hukuk düzeni içine girmesini sağlamıştır. Dolayısıyla ilk zamanlardaki ailenin üzerine düşen pek çok görevin, devlet tarafından üstlenilmesi ile birlikte ailenin işlevinde önemli ölçüde azalma olmuştur. Devletlerin ailenin korunmasına yönelik işlevi yasalarda mevcut iken maalesef uygulama sahasında ciddi gediklere yol açtığı görünen bir haldir. Başka bir deyişle aile tüm yönleriyle değerlendirilememektedir. Seküler sitemler bu kaleyi emniyet altına almaktan aciz kalmaktadır zira kaleyi emniyete almanız için kullanacağınız silah ve mühimmata dikkat etmeniz gerekir. Alacağınız tedbirler, uygulamaya koyacağınız önlemler caydırıcı ve ikna edici olmalıdır. Yani gömleğin ilk düğmesi yanlış düğümlendi mi diğer düğmeler de yanlış düğümlenir. Ailenin salahiyeti, ailenin bütünlüğü diyeceksiniz, öte yandan aile kurumunu dinamitleyen zinaya özgürlük diye görmemezlikten geleceksiniz. Aile düzeninin temellerini çatırdatan gayri meşru ilişkilerin tümü başta aileyi, beraberinde toplumu yıkacak boyutlara ulaşır. İşte beşeri sistemlerin kaynağı beşer olduğu için doyurucu olamamaktadır. Zira şu gökkürenin altında her şeyin ama her şeyin yanılma payı az ya da çok vardır fakat ilahi kelamın, ilahi kaynağın yanılma payı yoktur. Çünkü sahip tüm noksan ve sıfatlardan münezzeh olan Süphan Allah (CC)`tır.
Modernizm denen bu asırda; özellikle batı toplumlarında insan gitgide bireyselleşmeye doğru hızlı bir atış göstermektedir. Yalnız kalan insan farklı farklı arayışlara yönelmektedir. Anlık zevklerle avunup durmakta; her şeyden haz almak istercesine sarhoş bir hal almaktadır. Dışı eğleniyor gibi görünse de içte büyük yangınlar yaşamaktadır. Toprak bataklıklarda battıkça batar; ruhu ise acılar ve ıstıraplar çekmektedir.
Emperyalizm kıskacında aile yıpratılmaya çalışılıp; komünizm ve sosyalizm ile bitirilmeye çalışılıyor. Zira her iki sistemde de herkes devletin askeri olsun, işçisi olsun ister. Devletten daha güçlü bir düşünce ve kurum olmasın ister. Daha güçlü bir şekilde devlete bağlı olsun. Kadın kocasına, koca hanımına, fertler aileye bağlı olmasın… Aile kurumunun yıpratılmasına ilişkin bu çabalar aslında İslam`ın değerlerine savaş açmaktadır. ‘`Em jin in, ne namusa tu kesi ne' yani ‘'(Biz kadınız, kimsenin namusu değiliz ...) ‘‘Em ne emanetin, em Jının`` yani (Biz kimsenin emaneti değiliz, biz kadınız), "Aile değil kadınız" gibi zihniyetlerin tezahürü bu gibi projelerin ürünü değil midir?... Bizim bu mazlum coğrafyada üzülerek şahit olduklarımız.
Globalleşen dünyanın bu çağında madde anlamında muazzam bir gelişme ve ilerleme kat edilmekte. Gemiler artık bir şehri taşımakta, uçaklar binlerce kilolarla uçmakta, taşıtlar süratlarıyla, lüksleriyle… Göz kamaştırmakta ama ne yazık ki maddi ilerlemişlik yanında manevi gerileme de o oranda sürüp gitmekte. Yani insanı insan yapan değerler katledilmekte. ‘`Onlar dünya hayatını ahirete tercih ederler.`` (İbrahim,3) İlahi sözü bu durumu çarpıcı biçimde resmediyor. Öte yandan şu uyarıyı yapıyor: ‘`Allah yoluna sed çekmeye çalışıyorlar.`` Bu köhnemiş zihniyetin müntesipleri doğruyu eğri; yanlışı doğru; fıtratı hayvani çehreyle göstermektedir. Bilgiyi bulandırıp içini boşaltarak şeytani vazife görmektedirler.
Herkesin muhtaç olduğu tılsım şudur: ``Onda sakinleşesiniz diye sizden, sizin için eşler yaratması ve aranıza sevgiyi, rahmeti yerleştirmesi O`nun ayetlerindendir.``(Rum,21)