Bismihi Teala.
Günümüz veli profili geçmişe oranla daha tahsilli.
Anne-baba çifti çalışan sayısı günden güne artıyor.
Üretime katkı sağlayayım,
iş sahasında koşturayım derken yıllar eskiyor.
Geçen yılların kayıp yıllar olmadığından emin miyiz?
Zor bir soru yönelttiğimin farkındayım.
Ben şahsen vicdanların rahat olmadığını düşünüyorum.
Bildiğim şey;
geçen zamanın bir daha geri gelemeyeceği…
Erken yaşta verilmeyen/verilemeyen kazanımların,
Başka deyişle kayıpların ömür boyu sürebileceği…
Ya emanete riayet etmemenin vebali…?
Orasını düşünemiyorum bile!
Zira her çocuk birer emanettir, Yaradan’dan yaratılmışa.
Bana göre yanılgılarımız ile asıl yapmamız gerekenler arasında,
çelişkiler yaşıyoruz.
Belki de kazanıyoruz. İşin içinden çıkamıyoruz.
Açıklık getireyim,
Çocuğu okula göndermekle görevimizi yerine getirdiğimizi sanıyoruz.
Dershane tutmak, özel ders aldırmakla fedakarlık yaptığımızı düşünüyoruz.
Midesini tıka basa doyurmakla büyük iş yaptığımızı zannediyoruz.
Her istediğini yerine getirmekle büyük iş yaptığımızı düşünüyoruz.
Bu şekilde davranmak nihai görevimizi yerine getirmek için yeterli mi?
Belirtmeden geçmeyeyim.
Eskiler gibi tabii miyiz?
En azından bildikleri “Eti senin, kemiği benim.”
Bu yaklaşımla eğitime, öğretime destek oluyorlardı.
Tutarlıydılar.
Şimdinin veli profili şehirleşme ve teknoloji karşısında zorlanıyor.
Kaliteli zaman sarfetme sıkıntısını yaşıyor.
Rahat ve konforun büyüsü karşısında aldanıyor.
Tam da sormanın sırası, olanaklar olumluya dönüştürülemez mi?
Bakanlık “Velivizyon Projesi” kapsamında,
okul öncesi ve temel eğitimde “Ailemle Eğitim Yolculuğum”
Projesini gündeme getirdi.
Sahaya taşırsa ailelerin eğitime destek vermeleri açısından değerli olacaktır.
Gönüllü velilerin sosyal sorumluluk kapsamında sanat, spor ve kültürel etkinliklerde
aktif rol almasının tesiri güçlüdür.
Eğitim sadece bireysel çabayla değil aileyle birlikte daha anlamlı daha güçlü yürütülebilir.
Birlikte öğrenmek, birlikte büyümek, birlikte destek olmak eğitim yolculuğunun en önemli yanı değil midir?
Ve daha da önemlisi aile olmanın lezzetini, hazzını yaşamak en büyük yaşam esini değil midir?
Kalın sağlıcakla…