Bismihi Teala.

Her sektörün can alıcı bir mevsimi vardır.

Karpuz satıcıları yaz mevsimini,

zirai ürünler satıcıları ilkbaharı sever.

Eğitim yılının başlaması ile kırtasiyeciler sevinir.

Sevinsinler, sevinmek onların da hakkı.

Yani herkese göre bir zemin ve zaman dilimi vardır.

Reel ve sanal alışverişte çoklu seçenekler göz kamaştırıyor.

Dükkan senin; al alacağını, seç seçeceğini…

Çeşit çok, cicili bücülü ürün bol; al alabileceğin kadar.

Lakin eskinin bir kıymeti harbiyesi vardı.

Ders kitabı ve defteri oldu mu yeterdi.

Öyle ki kimi zaman arkadaşımızdan aldığımız kitabın

üzerinde kurşun kalemle yazılanı silerdik.

Temizlediğimiz kitabın üzerinde başkası çalışırdı.

Şimdi kitap beğendirmek mesele:?

    Ebeveynler varsıl/yoksul farketmeksizin kesenin ağzını açıyor.

Aslında pek çoğunun bilinç köşesinde kayıtlı olan ‘ben görmedim, çocuğum görsün’

‘ben yaşamadım, çocuğum yaşasın’ romantizmidir.

Adeta saçını süpürge edercesine rol gösteriyor.

Tüketici konumunda olan çoğu zaman farkında bile olamıyor.

Günümüzde okul ders kitapları kifayetsiz mi kalıyor?

Peki, ders kaynak kitaplar gerçekten gerekli mi?

Eleştiriye açık  ve zorlukları olan bir durum.

Ders öğretmeni yardımcı, kaynak kitabı zorunlu tutuyor.

Böyle olunca kaynak kitap ders kitaplarını gölgede bırakıyor.

Ders kaynak kitapları alternatif mi, yoksa destek rolü mü görmeli?

Okullar pek de bu durumun önüne geçemiyor.

İki de bir ders müfredatında yapılan değişiklikle

basımı yapılan pek çok kitap telef oluyor.

Yayınevleri hıncını yeni basılan kitaplarda alıyor.

Olan zavallı ağaçlara oluyor.

Fillerin sürtüşmesinde canı yanan otlar oluyor.

Elbette eğitim-öğretime destek olan müspet şey

kıymetlidir. Alıp rafa konulan, kontrolü sağlanılmayan

yani yaptırılmayan kitaplar cebe külfet olmaz mı?

Masraf edeceksin, okul istedi diye alacaksın,

Fayda/yarar görmeyeceksin.

Öyle abartıya kaçan uygulamalar var ki,

sormayın gitsin.

Geçenlerde bir arkadaşım lise 1’e geçen çocuğuna 94 adet

kaynak kitap aldığını söyledi.

Pes doğrusu!

Anlaşılan sistem zar zor okula giden minikleri yarış atına dönüştürmüş.

Geleneksel ders kitapları hala birçok alanda değerli kaynak olsa da,

eğitim dünyası dijitalleşmeyle sürekli evrim geçiriyor.

Yani eğitimdeki gelişmeler ders kitaplarının rolünü yeniden düşünmeyi gerektiriyor.

Gelecekte, ders kitapları, dijital platformlar ve yenilikçi kaynaklarla daha dinamik ve erişilebilir eğitim deneyimleri sunamaz mı?

Kalın sağlıcakla…