Bismihi Teala.
Yazıya ufak bir anlatıyla başlasam,
Sene 2000’nin başları…
İlçe merkezinde çalışıyorum.
Bir arkadaşla ilçe milli eğitim müdürlüğüne yolumuz düştü.
O zaman tahminen yaşı 60’a yaklaşmış şube müdürümüz.
Dijital araçlara yabancı olduğundan gerek.
“e-okul, acaba hangi köyümüzdeki okuldur?” diye doğal uslubuyla sorması karşısında
gülmemek için kendimizi zor tuttuk.
Bakanlık bu yıl bir yeniliğe imza attı.
Geleneksel kayıt sisteminin üzerini çizdi.
Dijital kayıt sistemini uyguladı.
Yani öğrenci kayıt işlemlerini dijital ortama taşıdı.
Bu sistem bu yıl ilk olarak ilk, orta ve lise 1.sınıflarına uygulanacak.
Hatta öğrencinin okul, şube, sınıf öğretmeni bile belirlendi.
Merak eden okuyucularımıza bir iki teknik bilgi sunayım.
Adrese dayalı öğrenci bilgileri ‘mernis modülü’ üzerinden e-okula düşüyor.
Okul idaresi tüm öğrencileri havuza alıyor.
Şubeyi okutan öğretmenleri işliyor.
Bakanlığın erişime açtığı tarihte (bu yıl ağustos’un son haftası) okul idaresi bir tuşa tıklamayla öğrenci ve öğretmenin şubesi belirlenmiş oluyor.
Artık kime ne nasip, ne kısmet!
Dijital sistemle işlemler hem daha hızlı, daha şeffaf işlenemez mi?
Zaman tasarrufu, fiziksel evrak işlemlerinde tasarruf sağlanamaz mı?
Geleneksel kayıt süreci hem zaman alıcı hem de karışıktı.
Dost-ahbab ilişkilere, bürokratik inisiyatife vs. olanak sağlıyordu.
Kısacası kimi sınıflar pofpoflanırken kimi sınıflar ezik durumda kalıyordu.
Yeni uygulamanın her çocuğa eşit fırsatlar sunacağı bekleniyor.
Önemlisi kayıt sürecindeki belirsizliği gidermesi umuluyor.
Belki de daha önemlisi ailelere ve okullara kolaylık sağlıyor olması…
Bakanlık liselerdeki nitelikli niteliksiz okul ayırımını da düzeltse fena mı olur?
Liseli genç kendi mahallesinde okusa ailelere her yönüyle kolaylık olamaz mı?
İlkokul birinci sınıfla minik yürekler önümüzdeki hafta okula merhaba diyecek.
Her yıl olduğu gibi milyonlarca öğrenci okul hayatına merhaba diyecek.
Akranlarıyla aynı ortamda aynı mekanda olmanın coşkusunu yaşayacak.
Tatlı bir heyecanla etrafını keşfedecek, yeni birşeyler öğrenmenin tutkusunu yaşayacak.
Ne olursa olsun okul, çocukla anlamlıdır.
Onunla anlam bulur. Onunla varlık sahibi olur.
Masum simalar, tertemiz yürekler etrafı ne kadar da güzelleştiriyor.
Fakat savaş ve işgalci güçlerin saldırısıyla karşı karşıya olan coğrafyalarda minik yürekler hayattan koparılıyor!
O miniklerin bırakın okullarına kavuşmasını, hayatlarına kastediliyor…
Bugün binlerce çocuk işgalci israil tarafından katledilmiyor mu?
Yakarışımız ve çağrımız çocukların özgürce yaşayacağı bir dünya olmasıdır.
Önümüzdeki 9 Eylül’de okullarda ilk zil çalacak.
MEB, ilk zili Gazze başta olmak üzere eğitim öğretim ve yaşam hakkı ellerinden alınan tüm çocuklar için çalsa olmaz mı?
2024-2025 eğitim öğretim yılı tüm okul paydaşlarına hayırlar getirsin.
Kalın sağlıcakla…