Bismihi Teâlâ
Bir iş yerinin, bir işletmenin sair mekânların belirlediği kılık kıyafet standardı var.
Çalışanlar kendilerini titizlikle buna uymak zorunda buluyorlar.
İşveren bundan taviz vermez.
Milli Eğitim Bakanlığı kılık kıyafette bir türlü dikiş tutturamadı.
Düğme yanlış iliklenince baştan aşağı yanlış gider.
Kaldı ki MEB’in kılık kıyafet yönetmeliği ve uygulaması sorunludur.
MEB kılık kıyafeti ya ideoloji aracı kıldı.
Ya da yozlaştırmaya kapı araladı.
Öyle ki; mazi utanç dolu sahnelerle doludur.
(Geçmiş uygulamaların görüntülerine, şahitlerine müracaat edilebilir.)
Milli Eğitim, asıl işini gücünü bırakıp cadı avına çıkar gibi
türbanlı eğitim çalışanları ihraç etmekle yoğun mesai verdi.
2013 yılına kadar zaman zaman dozajı değişse de devran böyle geçti.
2013 yılından bu yana serbest kılık kıyafet dönemine geçildi.
Bununla MEB büyük bir lütuf yapma lüksünü kendinde buldu.
İsteyen strech, yarı çıplak, top sakal, şort vs. kıyafetlerle özgürlüğün tadını çıkarmasın mı(?!)
Zamanla iş çığırından çıktı.
Yani elini verince kolunu alamaz oldu.
MEB ne yapsın?
Yukarı tükürse bıyık aşağı tükürse sakal.
Açık anlatımla bocalayan iktidar bunun üstesinden gelemedi.
Geçenlerde bakanlık eğitim çalışanlarının kılık kıyafetine ilişkin bir genelge yayınladı.
Genelge öz olarak nutuk verecek cinsten.
Bakanlığın son değişiklikle ayar verdiği bayan çalışanlara yönelik
‘’Kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise ile strech, kot ve benzeri pantolonlar giyilmez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz. Terlik tipi (sandalet) ayakkabı giyilmez.’’ hükmün arkasında duracak mı?
Balık baştan kokar diye bir söz var.
Çocuğa sormuşlar
-Ne yapıyorsun?
Demiş ki,
- Büyüğümün işini yapıyorum.
Öğretmen her yönüyle rol modeldir. Sevap da hanesine vebal de…
Eğitimin kalitesi sadece bilgi sunma, öğretim metotları uygulama ile mi sınırlı?
Öğretmenin profesyonel duruşunun bir kıymeti harbiyesi yok mudur?
Giyim kuşam profesyonellik imajının bir parçası olamaz mı?
Kılık kıyafette abartıya kaçınmadan şıklık ve zarafet ölçüsü tutturulamaz mı?
…
Toparlayacak olursak, kılık kıyafetin amacı eğitimcilerin hem profesyonel hem de kişisel imajlarını en üst düzeyde tutmalıdır. Kalite ve ciddiyet yalnızca ders içerikleriyle değil öğretmenlerin dış görünüşleriyle de bağlantılıdır. Mevlana’nın veciz deyişiyle yazımızı noktalayalım.
“İnsanlar kıyafetleriyle karşılanır, İlmiyle ağırlanır, ahlakıyla uğurlanır.”
Kalın sağlıcakla.