Bismihi Teâlâ
Öğretici/eğitici statüsünde olan öğretmenlerin,
ders yılı sonu ve ders yılı başı hizmet içi eğitim kurslarına
İlgi gösterdiği söylenebilir mi?
Pandeminden bu yana çevrimiçi, çevirim dışı yapıldı.
Yine de Şeytan’ın ayağı kırılmadı.
Yani söz konusu kurslara beklenen rağbet sağlatılamıyor.
Hele Haziran’daki kurs kökten atıl durumda.
Öğretmen camiası bu kursları angarya mı görüyor?
Senenin yorgunluğu ve tükenmişliğin tesiri ağır mı basıyor?
Ezberi şeyleri duymaktan gına mı geldi?
Bu ve buna benzer sebepler es geçilemez.
Eğitimde ciddi kusur nedir biliyor musunuz?
Bana göre ‘’Kendi kendime yetiyorum.’’ deme lüksüdür…
Oysa bilgi edinme ya da eğitim devamlıdır.
İki konumda yer edinebiliyorsunuz.
İki konumda değerli ve kıymetlidir.
Ya öğrenen ya da öğreten (olmak)
Bu şekille beslenme olanaklıdır.
Bilgi ve davranış bütünlüğüne sahip öğretmen umut vadedebilir.
Tersi durumda olmak Ziya Paşa’nın deyişiyle,
‘’Onlar ki verir laf ile dünyaya nizamat,
Bin türlü teseyyüp bulunur hanelerinde.
Öğretmenin bahanesi, mazereti kabul edilebilir mi?
Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Müdürlüğü denen bir birim var.
Sahiden bu birime çok iş düşer.
Sadece prosedürü yerine getirmekle yetiştirme oluyor mu?
İnandırmak, kabullenmek, amaç/gaye sahibi kılınır kılmak gerekmez mi?
İşin esprisi de burada ya!
Birey bir şeye inanınca kabullenir ve gereğini yapar.
Okulda, yerelde ve merkezi yönde hizmet içi eğitim kursları veriliyor.
‘’Öğretmen Bilişim Ağı’’ üzerinde çevirim içi, çevirim dışı olarak da...
Ancak karşılığının düzeyi tartışılıyor.
Sonuç olarak, öğretmen mesleki gelişimini pedagojik yenilikle takviye etmesi gerekmez mi?
Hizmet içi eğitim başvurulması gereken konumda olamaz mı?
Öğretmen camiası başkasına talkını verip kendi yutar salkımı anlayışıyla mı konumlanmalı?
Kısacası hizmet içi eğitimler işbirliği ve bilgi paylaşımını teşvik etmelidir.
Kalın sağlıcakla.