Bismihi Teâlâ
Batılılaşmanın öncülerinden II. Mahmut’tan beri, ne olduysa oldu.
“Türk öğün çalış güven”(!)
Tanzimat’la genetiği değişti bu toprakların!
O gün bugündür garipleri yaşar bu coğrafyalar.
Yön değişti, yörünge değişti.
Cumhuriyet’le teminat altına alındı.
Rejim otoritesi için mazi birer birer inkâr edildi, ret politikalarının ardı arkası kesilmedi.
Büyük cihan harplerinde yıkımın eşiğinde olan, atom bombalarının küllerinden şaha kalkan milletler oldu.
Almanya ve Japonya’yı bilmeyenimiz yoktur.
Bizde son surat mübalağa hâkim.
Bir de övüngen tavır.
Atalarla övünme.
İcraat yok lakin laf çok.
Laf salatası…
Cumhuriyet sloganları bildim bileli vardır.
“10 yılda 15 milyon genç yarattık…”
Tanrı rolü atfetmeye dek.
Bugün ise yeni klişe:
Cumhuriyet yüz yaşında.
Yani bir asır.
Başka deyişle Türkiye Yüzyılı.
Bu neye benziyor, biliyor musunuz?
Futbola müptela olan taraftarın tavrına.
Kısa anlatımla fanatizm.
Yani “Ayranı yok içmeye, atla gider…” tutumuna.
Peki; eğitimde, bilimde, sanatta, kültürde
Neredeyiz?
Sahiden çağ atladık mı?
Daha düne kadar okullarda
Elif-Ba’nın çizgisine,
Hanım kızların örtüsüne,
Yoğun mesai veriyordu.
İnanç değerlerini yaşamak isteyen binlerce genç, okul alanlarında ihraç ediliyordu.
21.asırda bunlar, sanırım level atlamıştır?
Açık deyişle maziye karşı seferberlik halinde olma ve topyekûn imha;
Büyük And’ı ve muasır medeniyet ülküsünü yerine getirmeye belki yeter.
Cumhuriyet silahşörlerinden Gökalp’ın ironisine karşın, Beyatlı’nın dizeleri yerindedir.
“Ne harabiyim ne harabatiyim, kökü mazide olan atiyim.”
Ya da daha gür şeklide Akif’in duruşunda.
“Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım! ...
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.”
Kalın sağlıcakla.