Bismihi Teâlâ

Geçmişten günümüze öz olarak saf ve mana yüklü kavramlar,

Yozlaşı ve kirli emeller uğruna dumura uğratılıyor.

Türkiye gibi yörüngeden çıkan ülkeler için,

Biat uğruna atış serbest!

Tabular aşkına,

dört kitapta yazılı kutsalları gerekirse çiğneyeceksin,

obsesif(takıntı) kişilik bozukluğu bu zihniyetin ayrıntısına

girmeye lüzum yok sanırım.

Yine de beride kalsın.

Eğitim yüksek bir değerdir.

İrfan boyutuyla terbiyedir.

Batı moduna girmeden

Kadim kültürümüzde;

Öğretimin karşılığı talim,

Eğitimin karşılığı terbiye,

Öğrenimin karşılığı tedris, irşat vs.

tedavüldeydi.

Medreseler de bu familyadan türemiş.

Saldırılara azıcık da olsa bu pencereden bakalım.

Formal olarak tazimatla beraber kültür formatlanınca,

Kala kala böyle layt kavramlarla başbaşa kalındı.

MEB’in, en büyük bilimsel danışma, inceleme kurumu olan

TTK(Talim Terbiye Kurulu) keşke bu ağırlığı taşısa!...

MEB’in beyni konumunda olan bu kuruma

zaman zaman ehil, kâmil kişiler imkân bulsa da,

Çoğu kez çelişik şahısların talihsizliğine makam sahipliği yapıyor.

Gençler deneyimsiz,

Bazen de savunmasız,

Kendisine uzatılan elin candan mı,  yandan mı olduğunu seçemeyebilir.

Aman dikkat!

Yol üzerinde diken çok,

Hele hele eğitim üzerinde olanı daha ısırıcı.

Sen sen ol, terbiyenin uzağında olana kanma!

Bol keseden atanı dost sanma!

Borusu öteni Hızır sanma!

Hele hele haysiyet cellatlığına soyunana hiç kanma!

Zira haysiyet cellatlığı ukbaya ait olanı yok sayan,

anı kazanmak için her şeyi tekelinde gören

kokuşmuş anlayışın zahiri failidir.

Ne demişler ‘’Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar’’

Yine de Mevlana’nın önerisini yabana atma;

’Dost istersen Allah yeter.

Zira o dostsa her şey dosttur.

Düşman istersen nefis yeter.

Zira kendisini beğenen belayı bulur.

Nasihat istersen ölüm yeter!...’’

Kalın sağlıcakla…