Bismihi Teâlâ
P…, 12 yaşında,
Geçen yıl okulda bir kursta tanımıştım.
Sevgi Evlerinden valilikçe bir daireye taşınmıştı, tek sermayesi olan annesiyle.
Hayata tutunmaya çalışıyordu.
Belki de tek umudu annesiydi.
Ya da annesinin tek bel bağladığı…
İki gün önce ani kalp krizi sonucu annesini kaybetti.
Allah rahmet eylesin!
Artta kalan; tek başına kalmış bu gürbüz çocuğun, hayatla olan imtihanı…
Yavrum,
Allah seni kötülerden korusun…
Zira abdalın dostluğu köy görününceye kadardır!
Sakına kanma!
Okullarımızda rastladığımız öyle dramlar var ki, her birisinin ayrı ve dokunaklı bir yüzü var.
Öyle dertli, öyle acınası bir hal ki!...
Sormadan geçemiyorsun.
Belki de en acıklı olanı parçalanmış aile çocuğu olmak.
Kalbi pıt pıt atan, sıcacık kucağa muhtaç, yüzü solmuş, bu çocuklar; ne yazık ki, hayata dezavantajlı şekilde başlıyor.
Tek kanatlı,
Ya da her iki kanadı kırık, zavallı kuş misali.
Erken yaş da kanadı kırılmış olmak,
Küçük yavrularımız için en büyük talihsizlik!
Ebeveynlerden birisi ya da her ikisinin dünyadan göçmüş olması yazgı…
Zira ölümün önüne geçilmez.
Şairin deyişiyle ‘’yaratandan gelmiş bu hakikat…’’
Tabi ki ölüme değil isyanımız, asıl karşı çıktığımız, erken yaşta çiftin kıyımına uğramak…
Belki de tarifi zor, kaldırılması güç olan hadise budur.
Modern yaşamla beraber parçalanma arttı.
Kaygan zemin,
İnsafsız zamanla birlikte,
Namertlerin ağına düşmek başlı başına bir sorun.
Zira karanlık dehlizlere kapılıp, kaybolan yavrularımızın istatistiği iç açıcı değil…
Kapsayıcı eğitimin gündeme gelmesiyle beraber, dezavantajlı bireylerin eğitim öğretim hakkına ilişkin, müfredatın geliştirilmesi, genişletilmesi güzel de yüreğe nüfuz etmedikçe havada kalır.
Havaya uçuşan şeyse buharlaşıp, gözden ırak düşmez mi?
Ne demişler acıyan çok ama ekmek veren yok.
Yol almak ancak merhametlice yol göstermekle olur.
Kalın sağlıcakla…